Göbeklitepe’nin dijital model ikizi çıkarıldı. Göbeklitepe bin 800 fotoğraf ve milimetrik veriler ile İstanbul’a taşınıyor.
Yüzde 80 bindirme oranı ile çekilmiş bin 800 adet yüksek çözünürlüklü fotoğraf ile yapılan çalışmanın sonucunda Göbeklitepe, sanal gerçeklik ortamına taşındı. Vatandaşlar, özel gözlükleri takarak, kilometrelerce uzaklıktaki Göbeklitepe’yi İstanbul’da gezebilecek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki BİMTAŞ, Göbeklitepe’nin dijital model ikizini çıkardı. Şirket yersel lazer tarama, mobil ve hava lidar teknolojisi, drone filosu ve uzman ekipleri ile İstanbul’da çok sayıda kültür varlığı ve tarihi alanın dijital ikizini oluşturarak, VR teknolojisine uygun hale getirdi. Süleymaniye Camii, Yerebatan Sarnıcı, Taksim ve Bakırköy Meydanları, Kuzguncuk Semti ve daha birçok yerde bu teknolojilerden yararlanan ekipler, Şanlıurfa il merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Göbeklitepe’nin de dijital model ikizini çıkarttı. 1963 yılında keşfedilen ve esas değeri 1994 yılında kazı çalışmalarının başlatılması ile ortaya çıkan Göbeklitepe, bu çalışma sayesinde sanal gerçeklik ortamında Kadıköy’deki Müze Gazhane’de gezilebilecek.
3 BOYUTLU, YÜKSEK DETAY SEVİYESİNE SAHİP
Göbeklitepe’nin dijital model ikizi, yüzde 80 bindirme oranı ile çekilmiş bin 800 adet fotoğrafın, milimetrik hassasiyette veri üreten fotogrametri yazılımları ile hesaplanarak elde edildi. 3 boyutlu, yüksek detay seviyesine sahip dijital model ikizi bir dizi tamamlama ve optimizasyon aşamalarından geçirilerek, oyun motoru altyapısı ile sanal gerçeklik ortamına taşındı. Bu çalışma ile elde edilen yüksek çözünürlüklü model, çevrimiçi alt yapıda sanatsal ve kültürel faaliyetlere ev sahipliği yapabilme özelliğine sahip.
“ETRAFINDA DOLAŞIRKEN GÖREMEYECEĞİNİZ DETAYLARI, BU KOPYA ÜZERİNDEN GÖREBİLİYORSUNUZ”
Proje hakkında bilgi veren İstanbul Planlama Ajansı Koordinatörü ve BİMTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Nazım Akkoyunlu, dijital kopya ile Göbeklitepe’nin her detayının incelenebildiğini belirterek, “Aslında biz zaten İstanbul’da birçok tarihi ve kültürel mekanın, aynı teknoloji ile görüntülerini alıyoruz. Bunları daha çok rölöve ve restorasyon süreçlerinde kullanıyoruz ancak bu süreçlerin dışında, bunları oyun motorlarına da atarak, yeni nesillerdeki tarihi ve kültürel mirasa yönelik bilinci artırmak amacıyla, bu tür farkındalık faaliyetleri de yapıyoruz.
Bu teknolojileri sonuna kadar, özellikle yeni neslin hizmetine sunmak için zaten mevcut çalışmalarımız vardı. Göbeklitepe projesi de, yaklaşık 2 yıl önce bir fuar organizasyonu kapsamında Urfa’ya gittiğimizde, arkadaşlarımızın son derece basit bir yöntemle, cep telefonlarıyla alanın etrafını dolaşarak çektikleri fotoğraflarla bu modeli oluşturmasıyla ortaya çıktı. Burada tabii önemli olan, bindirme oranları. Her fotoğrafın bir sonraki ile belli bindirme oranları var. Onları yakalayarak, yaklaşık bin 800 fotoğrafla bu modeli oluşturmuş olduk. Bu tabii bir prototip ama tabii bu anlamda Göbeklitepe’nin üretilen ilk kopyası, dijital ikizi. Göbeklitepe insanlık tarihi için, medeniyetler için, dünya için ve dinler tarihi açısından çok önemli bir yapı.
Etrafında dolanırken göremeyeceğiniz detayları aslında bu kopya üzerinden görebiliyorsunuz. Son derece hassas bir modele sahip oluyoruz biz bu yöntemle. Dünyaya mal olmuş, üzerine birçok araştırma yapılmış bu alanı, nasıl daha geniş kitlelere duyurabiliriz, bunun dünyaya tanıtımını nasıl daha aktif şekilde yapabiliriz soruları üzerine geliştirdiğimiz fikri, hızla gerçekleştirdik. Tabii çeşitli fuar ortamlarında, farkındalık faaliyetleri kapsamında yayınladığımız diğer 3 boyutlu, dijital ikize yönelik çalışmalarımız da oldu. Diğer çalışmalarımız da farklı ören yerlerinde ya da İstanbul’un diğer tarihi mekanlarında aynı şekilde devam ediyor. Biz bütün projelerimizde, çalıştığımız alanın öncelikle bir dijital ikizini oluşturuyoruz.
Normalde bu alanın etrafında bir platform var, dolayısıyla içeriye adım atamıyorsunuz ama burada, aslında taşların dibine kadar gidip, totem kabartmaları inceleyebileceğiniz ve detaylar üzerinde fikir yürütebileceğiniz bir çalışma elde etmiş oluyorsunuz. Bu çok değerli. Bunun üzerine farklı çalışmalar da yapılabilir” diye konuştu.
YEREBATAN SARNICI’NDA SANAL ORTAMDA SERGİ
Bu yöntem ile daha önce Yerebatan Sarnıcı’nda bir sergi alanı oluşturduklarına da değinen Akkoyunlu, şöyle devam etti:
“Mesela bunun üzerine farklı çalışmalar da yapılabilir. Biz Yerebatan Sarnıcı’nda yaptığımız çalışmalarda, içerisine bir sergi alanı oluşturduk ve orada istediğimiz gibi sergi kurabiliyoruz. Mekana gerçekte yapılması mümkün olmayan birçok müdahaleyi ve faaliyeti sanal ortamda gerçekleştirebiliyoruz. Bu da bu mekanların hem geleceğe taşınması anlamında bir belge niteliği taşıyor hem de farklı açılardan, farklı konularda değerlendirmek için önemli bir yol kat etmiş oluyoruz. Oyun sektöründe özellikle çok kullanılan tarihi mekanlar var. Dünyanın farklı şehirleri var ama İstanbul şuanda çok ileride değil. Biz de çabalarımızı bu anlamda da tüm dünyayla paylaşmış oluyoruz aslında”
VATANDAŞLAR ÇOK YAKINDA MÜZE GAZHANE’DE DENEYİMLEYEBİLECEK
Vatandaşların bu çalışmaları nerede ve ne zaman deneyimleyebileceği sorusuna ise Akkoyunlu, “Göbeklitepe dediğim bir prototip. Bizim birçok alanda çalışmamız var. Süleymaniye Camii’nden tutun da Selimiye Camii’ne, Yerebatan Sarnıcı’na ve tarihi semtlerimize yönelik birçok modelimiz var. Bunların hepsini biz farklı dönemlerde, farklı etkinlikler vesilesiyle yayınlıyoruz. Mesela burasıyla ilgili Kültür Varlıkları Daire Başkanlığımız ile, bu anlamda ürettiğimiz ürünlerin Müze Gazhane’de sergilenmesine yönelik bir etkinlik dizisinin duyurusunu, önümüzdeki haftalarda yapacağız. Bunların tanıtımına, halkla paylaşılmasına ve bu tür bilinçlendirici etkinliklerin devam etmesine yönelik bir program üzerinde, Kültür Varlıkları Daire Başkanlığımız ile çalışıyoruz. Çok büyük olasılıkla Müze Gazhane içerisinde böyle bir etkinliği, çok kısa bir süre içerisinde sizlerle paylaşacağız” diye yanıt verdi.