İşveren denilince aklımıza ne geliyor. Gerçek işveren nasıl olmalı?
Hepimiz güzel bir iş güzel bir gelir hayal ederiz bulduğumuzla yetiniriz işimize saygı duyarız sahipleniriz. Emek hak deriz dürüst davranırız karşımızdaki işyeri o kadar çok karakteri barındırıyor ki iş mi yapacağız yoksa iş dışı her konuyu kendine görev edinen kişilerle mi mücadele edeceğiz. Her iş yerine görünmez olup sızsam ne hikayeler çıkar değil mi dönelim konumuza İşveren denilince aklımıza ne geliyor.
İşçi tanımına baktığımızda iş akdi ile yapacağı hizmeti taahhüt eden kişidir. İşveren bir sözleşmeye bağlı olarak işçi çalıştıran kişidir. Halk arasında iş sahibi patron deriz. Sektörü ne olursa olsun patron işçisini çalıştırır ay sonunda hak edişini ücretini öder. Bu sürede yapılan işin kalitesinden tutun işçinin geçirdiği zaman önemlidir.
İş kanunu işçiyi korur. Ülkemizde zaman zaman kayıt dışı istihdam yapıldığını fazla çalışma saatleri eksik ödenen mesailer uygun olmayan çalıştırılma şartları devlet ne kadar takip etse de eksiklikler bitmiyor.
İnsan çalıştığı zaman ortalama 8 saat ve çalıştığınız ortamda huzurunuz yoksa yaptığınız iş her şey size batar yeriniz ne olursa olsun. Eğer bir işyerinde hakka giriliyorsa verilenler bir lütufmuş gibi sunuluyorsa işi emeği yansıtan insanın motivasyonu düşer.
Yemek servis çalışma alanı iş güvenliği işverenin kontrolü altındadır. Çok yakın bir zaman da hepimiz şahit olduğu günlerce konuşulan ve bir çok kişinin ölümüne sebep olan Sakarya ilinde ki havai fişek fabrikası olayına şahit olduk. İnsanlar işimi kaybedeceğim korusuyla riski bile bile çalışıyor. Güvenliği sağlamayan birçok uyarıyı görmeyen sadece kendini düşünen işveren zihniyeti bir çok masum insanın ölümüne sebebiyet vermiştir. Cezalar can kayıpları olduktan sonra ne kadar yeterli olmuştur.
İşçi yapacağı işin eğitimini almalıdır riski yüksek işlerde rahatsız olan tecrübesiz işçiler çalıştırılmamalıdır. Oluşan kazalar örtbas edilerek sadece kazanmayı tercih eden işveren modeli hafızamızda çizilmemelidir.
İnsanlar çalışmak zorunda yaşıyorsak para kazanmaya mecburuz masa başı ya da üretim alanı fark etmiyor. İnsanları sınıflara ayırmadan yaptığı emeğin karşılığı ödenmelidir. Etkin personel ödüllendirilmeli işçi sayısına göre işveren tarafından bayram, yakacak farklı şekillerde desteklenmelidir.
Çalışan işçi işine sahip düzgün ve dürüst çalışmalıdır. İşyerlerinde uyum birliktelik sevgi ve saygı olmalıdır.
Çoğu şeyi yaşayarak öğreniyoruz hayat kitaplardaki kadar kolay değil. Sistemler oluşmalı eşit ve adaletli davranmalısınız işveren verirken alan olmamalıdır.
Geleceği görerek pencereyi açınız unutmayın dünyada yaşattığınızı yaşamadan ölmeyeceksiniz diye bir söz vardır. Yeni mezun gençlere kapılar açılmalı standartlar iyileştirilmelidir. Üretim olmadan bir ülke gelişemez sermayesini ülke yararına koyacak her birey ya da tüzel kişilik devlet tarafından da desteklenmelidir.
Biz aynı havayı soluyoruz aynı ülkede yaşıyoruz bencil olmadan merhametinizi yitirmeden yaşamayı tercih etmeliyiz.