Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmaya göre kalem kullanarak yazdığımız bilgi klavye ile yazdığımızdan daha kalıcı oluyormuş.
Ne kadar emek o kadar yemek diyebiliriz, sonuçta kalem ile yazdığımızda daha çok kalori yakıyoruz. Peki ya ses ile yazma?
Dün akşam ses ile yazmayı keşfettim. Zahmet edip klavyede tuşlara basmadan mikrofonu açıp konuşuyorsunuz ağzınızdan çıkan kelimeler Word belgesine dökülüyor.
Bazı yanlış anlamalar oluyor tabii. Siz birebir diyorsunuz makine bire bin anlıyor mesela. Acaba bu teknoloji klasik eserler zamanında kullanılsaydı Suç ve Ceza romanı nasıl olurdu?
Burada hız kavramı önümüze çıkıyor. Günümüzde daha az emek vererek yazmanın yolu açılıyor, herhangi bir kitaptan herhangi bir sayfa açarak sesli okuyup kendi eserinize ekleyebilirsiniz mesela bunun adı intihaldir.
Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir habere göre Elif Şafak isimli yazarın Bit Palas isimli eserinde Mine KIRIKKANAT isimli yazarın kitabından hırsızlık yaptığı karara bağlandı.
Şöhret hırsı neler yaptırıyor insanlara. Elif Şafak eserlerini elimden geldiği kadar okudum. Belirli bir birikimi olan bir yazar olduğunu hissettiriyordu fakat şu anda okuduğum diğer eserlerinde de intihal var mı diye kendime soruyorum.
Raflarda yeni kitabını gördüğüm zaman bu eserde de intihal var mı acaba sorusu aklıma düşüyor, sonuçta güven tek kullanımlıktır.
Teknoloji sayesinde okura ulaşmak çok kolay ama seçkin bir eser ortaya çıkarmak da o kadar zor. Çok yazmanın yolu çok okumaktan geçiyor ama çok okuyan var mı? daha doğrusu fiziksel olarak kitap alıp okuyan kaç kişiyiz?
e – kitap kavramından sonra Z kuşağı telefondan roman okuyor. Kim bilir gelecekte fiziksel kitaplar belki de yok olacak.
Kitap okuma sitelerinde ilgi gören eserler beyazperdeye uyarlanıyor. Bu durum gençlerin kitaba ilgisinin tamamen yok olmadığını gösteriyor ancak duygularını ifade etme cümle kurma yada roman yazma gibi faaliyetlerde gençler ne kadar başarılı bu durum bence tartışılır.
Z kuşağının bir gün içinde kaç kelime kullandığını bulan bir araştırma yapmak isterdim.
Teknoloji sohbet etme etkinliğini yok ediyor ve uzun vadede arkadaşlık kavramı yüzeysel kalıyor.
İnsanlar bir dost ile oturup kahve içerken dertleşmek yerine sorunlarını içine atıyor yada psikologlara başvuruyor.
Gerçek dostlara sahip olmanız dileğiyle herkese iyi haftalar dilerim.