Kardiyoloji Uzmanı Dr. Yasemin Sağlam, genç yaşta görülen kalp krizlerinin arttığını söyleyerek, “Yakın zamanda Journal of Medical Virology’de yayınlanan bir çalışma, kalp krizinin ve kalp krizine bağlı ölüm oranlarının Covid-19 pandemisi sırasında özellikle gençlerde olmak üzere tüm yaş grupları için arttığını gösteriyor. Smidt Heart Institute araştırması da kalp krizinin özellikle 25-44 yaş arasında arttığını gösteriyor” dedi.
Güven Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Uzmanı Dr. Yasemin Sağlam, kalp krizindeki değişen tablonun koronavirüs pandemisinin sonuçlarından biri olduğunu belirtti. Dr. Sağlam, “Covid-19’un önceden var olan koroner arter hastalığını tetikleyebileceği veya hızlandırabileceği düşünülüyor. Diğer taraftan Covid-19 sürecinde daha da artan hareketsizlik, obezite, stres-işsizlik gibi psikolojik ve sosyal zorluklar, depresyon, kötü beslenme, tütün kullanımı kalp krizi riskini artıran faktörler olarak sayılabilir. Çalışmalar son yıllarda kalp krizi oranının özellikle genç kadınlarda olmak üzere arttığını göstermekte.
Bu artıştan hipertansiyon ve diyabet ön planda sorumlu olarak görülüyor. Menopozla birlikte kadın ve erkeklerde kalp hastalığı riski eşitlenmektedir. Ancak erken menopoza giren kadınlarda daha genç yaşlarda kalp krizi görülebilir. Öte yandan Yakın zamanda Journal of Medical Virology’de yayınlanan bir çalışma, kalp krizinin ve kalp krizine bağlı ölüm oranlarının Covid-19 pandemisi sırasında özellikle gençlerde olmak üzere tüm yaş grupları için arttığını gösteriyor. Smidt Heart Institute araştırması da kalp krizinin özellikle 25-44 yaş arasında arttığını gösteriyor” diye konuştu.
‘KADINLARDA KALP KRİZİ GÖRÜLME SIKLIĞI ARTIYOR’
Sağlam, kadınların erkeklere göre kalp hastalıklarına yakalanma yaşının erkeklerden 10 yıl daha geç olduğunu ancak son dönemde bu durumun değişmeye başladığını söyleyerek, “Son dönemde kalp krizine bağlı ölümler kadınlarda maalesef artış göstermiş durumda. Özellikle tütün kullanma alışkanlığı kadın popülasyonunda artıyor. Buna ve diğer risk faktörlerine (kötü beslenme, şişmanlık, diyabet, kolesterol yüksekliği, hareketsiz yaşam, yüksek tansiyon) bağlı olarak kalp krizi geçirme sıklığı kadınlarda artıyor. Üstelik kalp krizi erkeklere göre kadınlarda çok daha ağır ve ölümcül seyrediyor. Kalp krizinin her yaşta ortaya çıkabilir. Ancak ileri yaşla risk artmaktadır. Kalp krizi her yaşta ortaya çıksa da yaşla birlikte görülme sıklığı artmaktadır. 45 yaşının üzerinde erkekler, 55 yaşının üzerindeki kadınlar kalp krizi açısından daha fazla risk altındadır” dedi.
RİSK GRUBUNDA BULUNANLAR DİKKAT
Ailesinde kalp hastalığı olanlarda riskin daha fazla olduğunu kaydeden Dr. Sağlam, kalbe zarar veren kötü alışkanlıklar noktasında da uyarılarda bulunarak, “Ailesinde anne-baba gibi birinci derece akrabalarında kalp krizi geçirenlerde risk daha fazla. Babası 55, annesi 65 yaşından önce kalp krizi geçirmişse bunun riski daha da fazladır. Birçok genetik faktör burada rol oynamaktadır. Genç hastalarda ise, anne-baba genetik faktörü yanında sigara içmek kalp krizi geçirme riskini daha da artırmaktadır. Aile öyküsü olan bireylerde 35-40’lı yaşlardan sonra mutlaka düzenli kardiyoloji kontrolleri ile koroner kalp hastalığının tanı ve tedavisi, risk faktörlerinin tedavisi ve özellikle sigarayı bırakmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile kalp krizini riskinin azaltılması önerilmektedir” diye konuştu.
Dr. Sağlam, yaşam tarzında yapılacak ufak değişikliklerin kalp krizi riskini azaltabileceğini belirterek, “Sigarayı bırakmak, kilo kontrolünü sağlamak, fiziksel aktiviteyi artırmak, stresle baş etmeyi öğrenmek kalp krizi riskini azaltan faktörlerden bazılarıdır. Kan basıncının, kan şekerinin, kan kolesterol seviyesinin de kontrol altında tutulması gerekir. Düzenli kardiyoloji kontrolleriyle kalp krizine neden olabilecek koroner kalp hastalığının erken tanısı yapılabilmektedir. Risk faktörlerinin düzenli yapılan kan testleri ile farkına varılması ve tedavi edilmesi, hipertansiyonun tanı ve tedavisi kalp krizini önlemede oldukça önemlidir. Ayrıca özellikle ağır Covid-19 geçiren hastaların kalp krizi için risk altında olduğu unutulmamalı ve hastalık sonrasında da kalp krizi riski yönünden yakın takip edilmelidirler” dedi.