İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, başörtüsüne anayasal güvence sağlayan Anayasa değişikliği teklifine ilişkin, “Sayın Erdoğan; gel, milletimizin tamamını kapsayacak, Gazi Meclis’imizin bir bütün olarak arkasında dimdik duracağı, Türkiye’ye yakışır bir düzenleme yapalım” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Akşener, yarın komisyonda görüşülmeye başlanacak başörtüsü için anayasa değişikliği teklifine değinerek, “20 yıllık iktidarının, artık son demlerini yaşarken; Sayın Erdoğan’ın, istismar etmediği, tek bir alan, tahkir etmediği tek bir kesim kalmadı. Ve bugün, geldiğimiz noktada, döndü dolaştı, başladığı yere geri döndü. Ama arada, çok büyük bir fark var; Dün AK Parti’yi iktidara taşıyan, üniversite kapılarından içeri sokulmayan, genç kızlarımızın göz yaşları; bugün, geçen 20 yılın sonunda; aynı AK Parti’nin siyaset pazarında, artık oy devşirilecek bir ‘gollük pas’tan başka bir şey değil.
Çünkü artık maalesef bu arkadaşların nazarında siyaset bir pasta, başörtüsü de o pastadan koparılacak irice bir dilimden başka bir şey değil. Neymiş efendim? Bu pastadan pay vermezlermiş. Neymiş? Bu tarlayı sürdürmezlermiş. İşte size, kaybedildiği her gün daha da kesinleşen bir seçimin arifesinde, ortaya saçılan çirkin mi çirkin bir bilinçaltı. Nereden nereye değil mi? Bu mesele esasında kapanmış bir yaradır. İnancı doğrultusunda hür bir şekilde yaşamak, evrensel olarak bireyin en temel hakkıdır. Halihazırda, yürürlükte olan mevzuat da esasında, bunun için yeterlidir. Yani; ne yasal, ne de anayasal düzenlemeye ihtiyaç yoktur” dedi.
‘TÜRKİYE’YE YAKIŞIR BİR DÜZENLEME YAPALIM’
Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı uyararak, başörtüsü konusunun bir turnusol kağıdı, bir samimiyet testi olduğunu söyleyerek, “Ant olsun, yemin olsun, başı örtülü, başı örtüsüz tüm kadınların, genciyle yaşlısıyla tüm insanlarımızın, bu ülkenin tüm vatandaşlarının, saf ve temiz duygularını sömürmenize müsaade etmem, etmeyeceğim. Dipsiz bir kuyuda, her gün daha da batarken herkes birbirinin üstüne basarak, kendini kurtarmanın telaşında ve tüm bu hengamede, herkes her şeyi söylüyor. Ama aslında tüm yetki bir kişide. Sayın Erdoğan; İşte o nedenle, ben de bizzat sana seslenmek istiyorum. Gel, bu konunun üzerindeki tüm tartışmaları kaldıralım. Bu kapanmış yaranın üzerinde, vicdansızca tepinerek kadınların en helal haklarını yeniden tartışmaya açmayalım.
Gel bu meseleyi Türkiye’nin gündeminden sonsuza dek çekip çıkartalım. Gel, milletimizin tamamını kapsayacak, Gazi Meclis’imizin bir bütün olarak arkasında dimdik duracağı, Türkiye’ye yakışır bir düzenleme yapalım. Eğer, ‘Benim bir ajandam var, bunu değiştirmem.’ demiyorsan; eğer, ‘Bizim bir metnimiz var, noktasına bile dokundurtmam’ demiyorsan; eğer, ‘Ben siyasi rant peşindeyim, bu pastayı kimseye yedirtmem” demiyorsan; gerçekten samimiyetle ortak akıl arıyorsan, gerçekten meseleyi, mutabakatla çözme niyetindeysen; gerçekten giderayak kadınlara bir faydan dokunsun istiyorsan hadi buyur. Ben varım, İYİ Parti olarak, biz varız” ifadelerini kullandı.
‘YÖNETENLERİN KÖTÜ OLMASI DEVLETİ KÖTÜ YAPMAZ’
Akşener, her ayı büyüyen bir belirsizlikle tamamladıklarını vurgulayarak, “Buna yol açanlar ise günü sefa içinde geçiriyorlar. Beceriksizliklerine yepyeni masallar uyduruyorlar. Bu düzen Türk milletine layık bir düzen midir? Sayın Erdoğan bu düzeni milletin iyiliği için değil, kendi koltuğunu korumak için kurdu. Bay kriz ve arkadaşları kerim devlet anlayışından nasibi alamayan bir zihniyetle millet iradesini ipotek altına almaya çalışıyorlar. Devlet ile millet arasındaki kutsal bağı aşındırıyorlar. Devletimizi, milletimize karşı adeta bir zulüm aparatı olarak kullanıyorlar. Yönetenlerin zalim olması devleti zalim yapmaz. Yönetenlerin kötü olması devleti kötü yapmaz.
Güzel ülkemizde duvarlar adalete karşı örülüyor. Yollar zulüm ve baskı için döşeniyor. Devletimizi adalete yabancı bir iktidar yönetiyor. AK Parti kendisini devlet sanıyor. İktidar algıyı yönettiği için internet sitelerine sipariş haber yaptırmak istiyor. Gerçekleri haykıran sesleri kesmeye çalışıyor. ‘Dezenformasyonla mücadele’ adı altında istibdat yasasını hayata geçirmekten geri duramıyor. İktidarın beslediği bir avuç şımarık lüks, şatafat içinde gününü gün ediyor. Yandaşlar, haramiler, mafyalar, simsarlar devletin etrafında akbabalar gibi dört dönüyor. Saray danışmanları milletimizin hakkını yiyor. Biz bu harami düzene karşıyız. Bu kirli zihniyete karşıyız” diye konuştu.