Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğinde, ‘Gediz Havzasında Sürdürülebilir ve Entegre Su Kaynakları Yönetimi Projesi’ başlatıldı.
Odak noktası biyoçeşitlilik, sürdürülebilir arazi yönetimi ve arazi bozulumunun dengelenmesi olacak porje, 48 ay sürecek. Proje ile 14 bin 900 hektar ‘Karasal Korunan Alan’ oluşturulması ve 450 hektar alanın restore edilmesi hedefleniyor.
FAO ile Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğinde, Küresel Çevre Fonu kaynaklarıyla başlatılan proje, yaklaşık 48 ay sürecek. Gediz Havzasını kapsayan projenin odak noktası biyoçeşitlilik, sürdürülebilir arazi yönetimi ve arazi bozulumunun dengelenmesi olacak. Toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine odaklanan proje, Gediz Nehri Havzasında Entegre Doğal Kaynak Yönetimini ve biyolojik çeşitliliğinin korunmasını teşvik etmek amacıyla hayata geçirilecek. Projenin Türkiye’deki diğer havzalara da uygulanmasını sağlamak için en iyi uygulamalar yaygınlaştırılacak ve ülkedeki doğal kaynakların durumunda iyileştirmeler sağlanacak.
GEDİZ DELTASI SULAK ALANI KORUNACAK
Proje, Gediz Nehir Havzasının ortak çalışmaya dayalı yönetiminin geliştirilmesi, sürdürülebilir arazi kullanım uygulamalarının ve entegre doğal kaynak yönetiminin geliştirilmesi, izleme, değerlendirme ve iyi uygulamaların yayımı bileşenlerinden oluşuyor. Projenin temel göstergeleri arasında Gediz Deltasının 14 bin 900 hektarının korunması ve ‘Karasal Korunan Alan’ oluşturulması, 450 hektar alanın restore edilmesi, 764 hektar alanda yeşil kuşak oluşturma, mera çalışmalarıyla rehabilite edilmesi ve 334 bin 848 ton sera gazı emisyonunun azaltılması yer alıyor.
‘SUYUN KALİTESİ VE VERİMİ ARTTIRILACAK’
FAO Proje Koordinatörü Emre Akyüz, “Projemizin temel amacı; Gediz Havzası’ndaki sürdürülebilir ve entegre bir yönetim planını güçlendirmek ve daha iyi hale getirmek. Alt amaçlara gelirsek; su hepimiz için önemli bir kaynak. Suyun daha tasarruflu, daha verimli kullanılması için kalitesinin, kullanımda verimliliğinin arttırılması için projede birtakım faaliyetlerimiz var. Bunun dışında mera rehabilitasyonu gibi faaliyetlerimiz de olacak. Projemiz bütün Gediz Havzasını ilgilendiriyor. Buradaki Bakanlığın faaliyetlerini desteklemeyi planlıyoruz. Bu faaliyetler arasında flamingoların yaşam döngülerinin izlenmesi, orada bir kuş gözlem kültürünün oluşturulması ve yapay flamingo adasının rehabilite edilmesi gibi faaliyetler de yer alıyor.
Önümüzdeki 2,5 yıl boyunca bu projemiz devam edecek. Yakın zamanda sahadaki çalışmalarımız aktif olarak başlayacak. Bu projeyle meralar rehabilite edilecek. Meraları daha sağlıklı hale getirmek için belli alanlarda çiftçilere birtakım yem tohumu gibi desteklerimiz olacak, eğitimlerimiz olacak. Sulama kanalları yoluyla verilen sulama sistemlerini daha verimli hale getireceğiz. Örneğin damlama sistemi, akıllı sulama sistemleri gibi unsurlar kullanılacak. Bu çalışmalar neticesinde orada hem su verimliliğini hem su miktarını arttırmaya yönelik bir sonuç elde etmeyi bekliyoruz” dedi.
‘YEŞİL KUŞAK HATTI’ OLUŞTURULACAK’
Akyüz, bölgede ‘yeşil kuşak hattı’ oluşturacaklarını vurgulayarak, “O bölge için su tutan bitki türleri araştırılacak. Bakanlıkla iş birliği halinde o bölgeye uygun türlerle ilgili çalışmalar yapılacak. Örneğin; dere kenarlarında erozyon kaynaklı verimli topraklarımız denize dökülebiliyor. Bunlarla ilgili erozyonla mücadele anlamında çalışmalarımız olacak. Bazı bitki türleri de filtrasyon yapıyor ve suyu temizliyor. Oraya uygun bitki türlerinin seçimi yapılarak ‘yeşil kuşak’ oluşturma gibi faaliyetlerimiz olacak. Bu da şuna fayda sağlayacak; hem oradaki erozyonun önüne geçilecek hem de suyun temizliği sağlanacak. Su kalitesi anlamında büyük katkı sağlayacak.
Yine bu proje faaliyetlerinden birisi de gelir yaratıcı türlerin kullanılması. Bazı kırsal bölgelerde yine gelir yaratıcı badem gibi çiftçilerin de gelir sağlayacağı türler de yine bu ağaçlandırma çalışmalarında kullanılacak. Gediz Havzası hem biyolojik hem tarım hem de sanayi anlamında çok önemli bir havza. Bu havzanın daha sağlıklı bir hale gelmesi, çiftçilerin ve oradaki yerel halkın gelirinin artması ve sosyal anlamda daha rahat hissetmesi bizim için çok önemli” ifadelerini kullandı.