Bulgaristan göçmeni, gazetecilik mezunu 37 yaşındaki Salih Mutlu, İzmir’in Urla ilçesinde kurduğu çiftlikle kendisine bambaşka bir hayatın kapısını aralayarak bir girişimcilik örneği sergiledi.
O’nun hayat hikayesi ailesiyle birlikte doğduğu topraklar olan Bulgaristan’dan 1989 yılında Türkiye’ye göç etmesiyle başladı. 6 yaşındayken çıktığı yolculuğun sonunda İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı’ya yerleştiler. Evli ve iki çocuk babası genç bir girişimci olan Salih Mutlu, gazetecilik mezunu bir çiftçi olarak Urla’da hayatını sürdürüyor.
Çiftçilik hayatına nasıl adım adım ilerlediğinin hikayesini bizlerle paylaşan Mutlu, “mezun olduğum meslek olan gazeteciliği hiç yapmadım ama bu bölümü okumanın hayatıma olumlu katkıları oldu. Aldığım her ders bir şekilde işime yaradı” dedi.
Alaçatı’dan ilk ayrılışı üniversite nedeniyle olan Salih Mutlu, 2006 yılında genç bir gazeteci adayı olarak Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın-Yayın bölümünden mezun oldu ancak kalabalıkları ve büyükşehirleri sevmemesi onu Urla’da bir hayat kurmaya itti.
En devrimci hareket, üretmeye devam etmek
Ailesinde kendisinden önce çiftçilikle uğraşan kimsenin olmadığını, kendisinin ailenin ilk çiftçisi olduğunu söyleyen 37 yaşındaki genç çiftçi Mutlu, “Çocuklarım büyüyene kadar bilgi birikimi ve iş düzenini kurup onlara bir seçenek miras bırakmayı çok istedim. İş bulmak için okumak, okusalar da iş aramak zorunda olmayacaklar mesela… Üstelik üretmek harika bir duygu.
İşini kaybetme korkusu da yok. İnsanlar yemek yemeyi bırakmadığı sürece sürekli para kazanmak mümkün. Büyüdüğüm topraklarda olmak, yerel bir hayatı hem aile hem de iş anlamında tercih etmiş olmak oldukça tatmin edici. Bir anlamda meydan okumak gibi. Hele ki mevcut koşullarda ‘En devrimci hareket, üretmeye devam etmek’ derim. Ayrıca bir güven duygusu var. İşimi iyi yaptığım, çok çalıştığım ve öğrenmeye devam ettiğim sürece dışarıdan bir etkiye maruz kalmam. Bu güven hayatımdaki stres faktörünü minimize ediyor” dedi.
700 ağaç dikmekle başladı
Alaçatı’da otelcilik sektöründe çalıştığı yıllarda hayalini kurduğu hayat için birikim ve planlama yapan Salih Mutlu, “11 yıl otelcilik sektöründe çalışmak da en az üniversite kadar yön verdi hayatıma. İşimden istifa ederek köylü hayatıma 2017 yılı Haziran ayında başladım. İstifa etmeden 5 yıllık bir hazırlık sürecim oldu bu sürede 700 ağaç diktim. Yıllarca çiftlik hayali kurdum. Bu süreçte kümes, ahır binalarını inşaa ettik. Maaşsız tam zamanlı çiftçi olunca epey zorlandım. Sudan çıkmış balık gibiydim. Sonra keşfetmeye ve uyum sağlamaya başladım. Bu hayatın fırsatlarını, tehditlerini, güçlü ve zayıf yönlerin öğrendim” diye anlattı.
Eşine az rastlanır keçileri var
Türkiye’de cinsine az rastlanan iki ayrı cins olan Maltız ve Anglo Nubian keçileri bulunan Salih Mutlu, 2021 Ekim ayında bir ilke daha imza atarak Türkiye’de ilk resmi Anglo Nubian kayıtlı küpelerine sahip olan işletme olduklarını belirtti.
Aynı zamanda çeşitli illere damızlık oğlak satışı yapıyor. Süt satıp peynir de yapan Mutlu, tavukçuluk ve yumurtacılıkla da uğraşıyor. Sebze ve meyve üretimi de gerçekleştirdiklerinin altını Çizen Çiftçi Mutlu işiyle ilgili detayları anlattı: “Bölgeye uygun ek işler de yapıyorum. Satın aldığımız makine sayesinde zeytin budaması ve hasadı yapmaktayım. Böylece hem para kazanıyorum, hem de diğer insanları budama ya teşvik ediyorum. Yine hasat yaparak kendi ağaçlarım büyüyene kadar yeterli zeytinyağını stoklayıp, satıyorum. Maalesef köyde yaşayan gençler tarım ve hayvancılık yerine maaşlı işleri tercih edip şehirlere taşınıyor.”
Modern köylü var olamıyor
Türkiye’de kırsal-tarımsal kalkınmanın bir türlü istenilen seviyeye ulaşamaması ve köylünün her geçen gün üretemez hale gelmesi konusunda Mutlu şunları söyledi: “En temel problem Türkiye’de modern köylünün varolmayışı. Yani özetle gelişime açık, günün imkanlarından faydalanan, haklarını bilen ve talep eden köylü, çiftçi vesaire adı önemli değil, ama yok. Böyle olunca köylü para kazanamıyor, toplumda saygı görmüyor ve yanlış tarım politikaları değişmiyor.”
İzmir Büyükşehir tüm Türkiye’ye örnek oldu
Yerel yönetimlerin tarım ve kırsal kalkınmaya desteğinin önemine vurgu yapan Mutlu, Egeli bir üretici olarak merkezi tarım politikalarındaki eksiklikler yerel yönetimlerin tamamlayıcı olmasıyla bir nebze tamamlanabildiğinin altını çizdi. “İzmir Büyükşehir Belediyesi tarıma verdiği destekle örnek bir model oluşturmuş durumda. Keza İlçe bazında geçtiğimiz yıllarda Seferihisar Belediyesi de son derece katkı sundu. Yerel yönetimler bölgeye uygun ürün ve destek konularının tespitinde çok daha başarılı“ diyen Salih Mutlu, yerel kalkınmada sürdürülebilir olmanın mümkün olduğuna işaret etti.