Ankara’da lise öğrencisi iş görüşmesi için gittiği termal otelin 5’inci katından düşerek ölmesiyle ilgili yürütülen Gamze Açar davasında gerekçeli karar.
Gamze Açar, 7 Kasım 2020’de, internette gördüğü iş ilanı üzerine Rıza Doğan ile irtibata geçip, iş görüşmesi için Kızılcahamam ilçesinde, odaları devre mülk olarak kiralanan termal otele gitti. Açar, aynı gün sabaha karşı, kaldığı 5’inci kattaki odanın balkonundan düşerek hayatını kaybetti.
Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında, Gamze Açar’ın otelde görüştüğü ve kendilerini ‘devre mülk şirketi çalışanları’ olarak tanıtan Rıza Doğan, Mehmet Doğan, Mustafa Emre Demiral, Emre Eker ve Hüseyin Emre Gürgen hakkında dava açıldı.
Ankara Batı Adliyesi 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşması 10 Ekim’de yapıldı. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Rıza Doğan’a ‘kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘nitelikli cinsel istismar’dan 17 yıl, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan ise 9 yıl hapis cezası verdi.
Diğer tutuklu sanık Mustafa Emre Demiral ise ‘kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tutuksuz sanıklar Mehmet Doğan, Emre Eker ve Hüseyin Emre Gürgen ise beraat etti.
GAMZE’NİN KANINDA UYUŞTURUCU ÇIKMADI
Mahkeme gerekçeli kararında, sanık Rıza Doğan’ın, internet sitesine verdiği iş ilanında kendisini patron olarak tanıttığı, iletişime geçen Gamze Açar’ı Ankara’ya çağırdığı, sonra da Keçiören ilçesinden arabasıyla alarak Kızılcahamam’daki otele götürdüğü belirtildi. Sanığın mesajlarında Açar’a, ‘Esrar içer misin, içersen alalım’ şeklinde teklifte bulunduğu, Açar’ın ise bu teklifi reddettiği aktarıldı.
Gece boyu sanıkların alkol aldığı, bir süre sonra tutuksuz sanıkların odadan ayrıldığının belirlendiği belirtildi. Sanık Doğan’ın, Açar’ın uyuşturucu krizine girdiği yönündeki savunmasını ise raporların çürüttüğü, maktulün kanında uyuşturucu madde tespiti yapılmadığı ifade edildi.
Olayın yaşandığı odanın dağınık vaziyette olduğu, televizyonun sol tarafında darbe izi bulunduğu, zeminde dağılmış kırık porselen tabak ve kırık cam bardak parçalarının olmasının arbede yaşandığını ortaya koyduğu, arbede sırasında tanık ifadelerinde yer aldığı üzere maktulün 4-5 kez yardım çığlığı attığı aktarıldı.
CEP TELEFONU ÇIKIŞ KAPISINA YAKIN BULUNMUŞ
Arbedenin 3-4 dakika sürdüğü, en son çığlık sesinin ardından da maktulün oda balkonundan zemine düşme sesinin geldiği aktarılan kararda, bir tanığın sesleri duyması üzerine balkona çıktığında iki erkek şahsın aralarında “Kızı attık, şimdi başımıza kalacak, polisler gelir bizi alır götürür” şeklindeki konuşmasına şahit olduğu yönündeki ifadesine dikkat çekildi.
Kararda, “Maktulün sabah saatlerinde odadan kaçmaya çalışırken sanık tarafından engellendiği, bu nedenle yardım çığlıkları attığı, bu arbede sırasında telefonunun kapıya doğru kaçma yönünde düştüğü, maktulün sanık tarafından kendisinin şikayet edilmesini önlemek amacı ile alkolün de verdiği etki ile oda balkonundan aşağıya atıldığı sonucuna ulaşılmıştır” denildi.
‘1,08’LİK PARMAKLIKLARDAN ATLAMASI MÜMKÜN DEĞİL’
Sanığın, maktulün intihar ettiği yönündeki savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu belirtilerek, Açar’ın 1,65 metre boyu olduğu, balkon demirlerinin ise yerden yüksekliğinin 1,08 metre olduğu aktarıldı.
Açar’ın demir parmaklıklar üzerinde parmak izinin bulunamadığı ve balkonda üzerine basıp çıkabileceği sandalye, tabure gibi bir eşyanın olmadığına işaret edilerek,
“Maktulün herhangi bir eşyadan yardım almadan ve balkon parmaklıklarına dokunmadan kendisini aşağıya atmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla maktulün maruz kaldığı cinsel saldırı sonrası bulunduğu yerden kurtulmak için odadan çıkmak istemesi ve bağırması üzerine sanık tarafından kendisinin şikayet edilmesini önlemek, işlediği suçun ortaya çıkmasına mani olmak amacı ile maktulün odadan çıkışına izin vermeyip, çıkan arbede sonucunda maktulü balkondan aşağı attığı anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Sanık Mustafa Emre Demiral’in, ‘cinsel saldırı’ suçuna iştirak ettiği yönünde kesin bir delil elde edilemediği; ancak Rıza Doğan’ın gerçekleştirdiği kasten öldürme ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına iştirak ettiği aktarıldı. Kararda, sanıklar Mehmet Doğan, Emre Eker ve Hüseyin Emre Gürgen’in, suçlamalar yönünden kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi nedeniyle beraatlarına karar verildiği belirtildi.