Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Türkiye’de dış bağlantılı Gezi davası gibi kalkışmaları tasvip etmelerinin mümkün olmadığını belirterek, davada verilen kararların da adil olup olmadığını söylemek için gerekçeli kararın beklenmesi gerektiğini söyledi.
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bazı muhalefet partilerinin büyük tepki gösterdiği Gezi davası kararında kanıya varmak için gerekçeli kararın beklenmesinin uygun olacağını söyleyen Erbakan, “Türkiye’de yargı kararları ‘siyasi mi hukuki mi?’ tartışmaları her zaman oluyor ve maalesef çoğu zaman da kararların siyasi olduğunu görüyoruz. 28 Şubat sürecinde de daha önceki dönemlerde de yakın zamanda da böyle kararlara rastladık maalesef.
Ancak bu davada gerekçeli karara bir bakmak lazım diye partimizim hukukçularımız ile görüş birliğine vardık. Bu kararın siyasi bir karar mı hukuki bir karar mı olup olmadığına tam bir kanaat getirmek bakımından gerekçeli kararın açıklanması ve ondan sonra bir kanaate varmak daha uygun olacaktır.
Verilen cezaların adil olup olmadığına gerekçeli olmadığına gerekçeli karar açıklandıktan sonra bakabiliriz. Tabii Gezi davası gibi süreçleri tasvip etmemiz hiçbir şekilde mümkün değil. Hele hele ülkemizde dış bağlantılı kalkışmaların yapılması asla kabul edilemez. Sandıkla gelen sandıkla gider. Bazı muhalefet partilerinin peşin peşin bu kararlar siyasi ve hukuksuzdur dedi ama biz temkinli yaklaşmayı tercih ediyoruz” dedi.
‘BÜTÜN MÜCADELEMİZİ GÖSTERECEĞİZ’
Erbakan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ‘2’nci Turda Kılıçdaroğlu’na karşı Erdoğan’ı destekleyebiliriz’ sorusuna ilişkin, şunları kaydetti:
“Biz şu andaki iktidarı, özellikle ekonomi alanda, dış politikada, adalet noktasında uygun üslupla en ağır şekilde eleştiriyoruz ve eleştirmeye devam ediyoruz. Ve diyoruz ki, bu iktidarın artık değişmesi gerekir. Bu iktidarın 20 seneden sonra millete vereceği bir şey kalmamıştır. Bu iktidarın değişmesi için de elimizden geleni yapacağız. Seçimlere tek başımıza girip Cumhurbaşkanı adayımızı gösterip burada bütün mücadelemizi göstereceğiz.
Ama bütün bu mücadeleyi yaptıktan sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde biz 2’nci tura kalamadık ve 2’nci tura da Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Erdoğan kaldı. Böyle bir durumda ne yaparsınız sorulduğunda yani varsayım üzerine böyle bir cevap vermiştik. Ancak bu noktada da şartlı bir destek söz konusu idi. İşin bu tarafın kamuoyunda bu çok fazla dile getirilemedi. İşte denk bütçe yapacaksınız, ‘kamu-özel iş birliği, yap işlet devret’ projelerini düzenleyip daha makul ve adaletli hale getireceksiniz.
Kamudan israfı ortadan kaldıracaksınız. Bu şartlarda ancak destek söz konusu olabilir. ‘Aynen rahmetli Erbakan hocamızın rahmetli Demirel’e dışarıdan destek vermesi gibi burada da tabii ehven olarak tercih söz konusu olabilir’ dedik. Yoksa kamuoyunda yansıtıldığı ki biz sanki baştan kayıtsız şartsız teslim olmuşuz. ‘Seçime giderken destek vereceğiz.’
Biz böyle bir şeyi asla söylemedik söylemeyiz de. Milli Görüş olarak prensiplerimiz ve kırmızı çizgilerimiz var. Biz Yeniden Refah Partisi olarak kendimiz girip kendimiz iktidara gelmek, Cumhurbaşkanı çıkartmak için Milli Görüş’ün hamlelerini gerçekleştirmek için mücadele veriyoruz. Ancak sonrasında şartlarda anlaşılırsa tabanımızın da makul göreceği bir dışarıdan destek söz konusu olabilir.”
3’ÜNCÜ İTTİFAK ÇAĞRISINI YİNELEDİ
Erbakan, 3’üncü İttifak seçeneğini ilk defa kendilerinin dile getirdiğini hatırlatarak, doku uyuşmazlığından dolayı büyük sorunlar yaşadıklarını düşündükleri 6’lı masadaki 5 partiye bir kez daha 3’üncü İttifak çağrısını da yineledi.