Farkhunda’nın çığlıklarını hatırlıyor musunuz? Farkhunda’nın çığlıklarını duydunuz mu? Hatırlıyor musunuz?
Afganistan’ daki kadınların ülkelerini terketmek icin yalvardığı videoları izledikçe ben tekrar tekrar hatılıyorum o çığlıkları…
O acı çığlıkları
Ben duydum…
Ve duyma yetimi kaybetmek istedim…
2015 yılının Mart ayında 28 yaşında bir öğretmen adayıydı Afgan kızı Farkhunda. Müslümandı. Sokakta kağıtlara Arapça karalamalar yapıp çocuğu olmayanlara çocuk vadeden bir adama. Bu yaptığının yanlış olduğunu, Müslümanlıkta bunun yeri olmadığını söylediği için satıcı tarafından “Bu kadın Kuran yaktı. Kuran’ı inkar etti” suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. O an önce kalabalık bir erkek gurubu tarafından şiddet görmeye başladığında “Ben Müslümanım. Müslümanlar kuran yakmaz.” Diyerek çığlıklar atan genç kadına hiç acımadılar.
Suçsuz kadını “Allahuekber” naralarıyla taşlarla ezerken, onu duymadılar. İçlerindeki nereden geldiği belirsiz kin ile Farkhunda ‘yı bir evin çatısına çıkartıp aşağıya attılar. Polisler dahil herkes izledi olanları. Kalabalık gittikçe büyüdü. O kalabalık Farkhunda’yı yolun ortasına atıp üzerine, başına tekmeler savurmaya, ellerine ne geçerse üzerine atmaya devam ediyorlardı. Tüm bunlar yapılırken arabayla üstünden geçildi ve en son da üzerine benzin döküldü maalesef üzülerek ve içim acıyarak söylüyorum bunu Farkhunda, hiçbir canlının hak etmeyeceği bu kadar eziyete maruz kaldıktan sonra yakıldı. Yakılırken canlıydı Farkhunda. Vahşetin tamamı izlediğim kadarıyla yarım saat civarında sürdü.
Evet ne yazık ki Farkhunda’nın ölüme sürüklenişin tüm ayrıntılarını biliyorum. Çünkü tüm bunlar olurken etraftaki herkes akıllı telefonlarla fotoğraf ve video çekiyorlardı. Bir çok internet sitesinde bu vahşetle ilgili sayısız görüntü var. Oysa neredeyse attığı adımı bile taklit etmeye çalıştıkları. Her halini örnek aldıkları Hz.Muhammed Veda Hutbesi’nde “Kadınlar size Allah’ın emanetidir” diyordu…
Farkhunda’nın davasında koruma görevlerini yerine getiremedikleri suçlamasıyla 11 polis memuruna birer yıl hapis cezası verildi.
Mahkeme, görevlerini yerine getirmemekle suçlanan polis memurlarından sekizini ise suçsuz buldu. Farkhunda’yı linç eden sanıklardan muska satıcısının da aralarında olduğu 4 kişi idam cezasına çarptırılırken, 8’i 16 yıl hapis cezasına mahkum edildi.
Uzun zamandır takip ediyorum davayı. Genç kadının Kuran’ı yaktığı ile ilgili hiçbir kanıt yok. Son aldığım bilgilere göre “Tutuklu 18 kişiyse delil yetersizliğinden suçsuz bulundu.” Hem de o kadar video görüntüsüne rağmen.
“İdam etsinler” demek benim gibi hümanist birine yakışmaz fakat bu derece insanlıktan çıkmış zihniyetler nasıl olur da tekrar toplum içine çıkarılır? Buna anlam veremiyorum. Ve çekilen videoları izlediğimde fark ettim de Farkhunda’ nın üzerinde zıplayan bu adamlar asla pişman olmazlar.
Forkhunda’nın kanlı yüzü, çaresiz bakışları, umutsuzluğu, ve son hali gözlerimin önünden gitmiyor yıllardır.
O dönemde Türkiye ‘de pek duyan olmadı bu vahşice işlenen cinayeti. Farkhunda’nın çığlıklarını duymadı bir çok kişi. Bunun bir çok sebebi olabilir:
- Mesela kadın cinayetlerine alışık olduğumuzdan.
- Mesela Madımak ‘ta yanan insanları “Allahuekber” naralarıyla izlediğimizden.
- Mesela bir çatışmadan ölüm haberi geldiğinde ölen şehit olunca ağıt yakıp, ölen teröristse sevinecek kadar insanlara öfkeli olduğumuzdan.
- Mesela Suruç’ta yitirdiğimiz canların ardından sevinenlerimiz olabildiğinden.
- Mesela Özgecan Aslan evine gitmek için bindiği otobüsün şoförü tarafından tecavüz uğrayıp canice öldürüldüğünde “Mini etek giymeseydi” diyebildiğimizden.
- Mesela Münevver Karabulut sevgilisi tarafından başı kesilerek öldürüldüğünde aramızda “O saatte ne işi var sevgilisinin evinde? Ölümü hak etti ” diyen zihniyetler olduğundan.
- Mesela Defne Joy Foster arkadaşının evinde öldüğünde ülkemizde “Su testisi su yolunda kırılır” diyenler olduğundan.
- Mesela 13 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz eden koskoca adamlar “Kızın kendi rızası var” gerekçesiyle serbest bırakılabildiğinden.
- Mesela öz babası tarafından tecavüze uğrayan küçük kızın halası “O da babasının yanında derli toplu giyinseydi. Babasını tahrik etmeseydi” diyebildiği için.
- Mesela erkek çocuklarımıza oyuncak olarak silah, kılıç aldığımız için.
- Mesela “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” dediğimizden.
- Mesela başkasının acısını, içimizde hissedemediğimizden.
- Mesela Müslüman olmayana “Kafir” diyenlerimiz olduğundan.
- *Mesela kendi dinimizden ve o dinin içindeki bağlı olduğumuz mezhebe dahil olmayan insanları hor gördüğümüzden…*Mesela bu meselaları satırlarca uzatabilecek kadar duyarsız bir toplum oluşumuzdan…