Eyvah! Kardeş kıskançlığı… “Evin çocuğuna kardeş geliyor, Eyvah! Ne yapacağım?
Çocuklar kendilerini ailede dışlanmış değil, bir takımın üyesi gibi hissetmelidir. Kardeşlik ve yaşanan tüm süreçler gibi bunu da birlikte paylaşarak, konuşarak, dokunarak, sarılarak, sevgi ve sabırla üstesinden gelebiliriz.
“Evin çocuğuna kardeş geliyor, Eyvah! Ne yapacağım? Ya da evde ki kardeşler bir türlü anlaşmıyor, yapamıyorum” diyorsanız. Çok normal çünkü kardeşlik ilişkisini deneyimleyerek öğreniyoruz çocuklarımız ve bizler.
Kıskançlık olmasa olur mu?
Olmaz
Kimi çocukta çok daha fazla kimi çocukta çok daha az olsa da illa ki olacaktır.
Kıskançlık nedir?
Sözlükte tanımı rekabet “aynı amacı güden kimseler arasında çekişme, yarışma, yarış” diye tanımlanır.
Peki, bana göre kıskançlığı tanımlayacak olursam; sevilen birisinin, başkası ile ilgilendiği düşüncesiyle takınılan olumsuz, doğal tutum diyebilirim.
Hem rekabet hem de kıskançlık olur da bu ilişkilerde çatışma olmaz mı?
Elbette olur.
Aileye yeni katılan bebeğe karşı kardeşteki kıskançlık duygusunun rekabetten mi kaynaklanıyor, yoksa kıskançlıktan sergilenen olumsuz tutumlarımız mı çatışmaya neden oluyor buna dikkat etmeliyiz.
Düşünün, bizler yetişkin insanlarken bile dönem dönem kardeş kıskançlığı, kişi kıskançlığı yaşıyorsak, küçük bir çocuktan kardeşini kıskanmamasını beklemek ne kadar doğru olabilir?
Bir anne olarak kızımın ilk kardeşiyle tanışmadan önce alt zeminini hazırlamıştım. Daha sonra evimize bebek görmeye gelenlerin ilgi, alakası aklı ermeyen evin yeni üyesine değil, gayet her şeyi takip eden çocukta olmuştu. Hediyelerden mutlaka ona da alınmıştı. Her ihtimale karşı küçük bir hediye paketi evde saklamıştım. Gelenlerin evdeki çocuğa; “e hadi bakalım, kıskanıyor musun kardeşini ?” gibi çocuğa hiç bir fayda sağlamayacak, aksine zararı olacak soruları yönelmemelerini gizlice rica etmiştim.
Her süreç gibi çocuklarımızın da kardeşlerine karşı uyum süreci farklılıklar gösterecektir. Biz ebeveynlere düşen; çocuklarımızı en yakından tanıyan yine bizler olduğumuz için, tutum ve davranışlarımızı, çatışma karşısında en ufak sözlerimizi bile dikkatli seçip, göstermekten geçer.
Freud‘a göre insanın doğasında kıskançlık, sevilen birinin ilgisini kaybetmeyi düşünmenin acısı, istediğimiz her şeyi elde edemeyeceğimizi fark ettiğimizdeki hissedilen acı ve rekabet edilen kişinin başarısına yönelik duyulan öfke ile ilgilidir.
Yaş Farkı Kıskançlığı Etkiler mi?
Araştırmalara göre kardeşler arası yaş farkı azaldıkça kıskançlık, rekabet ve çatışma, kavgalar vb. daha fazla yaşandığı görülürken, yaş farkı arttıkça kıskançlık davranışı azalmaktadır.
Ne Zaman Bir Uzmandan Yardım Alınmalı?
Çocuk kardeşine fiziki olarak zarar veriyorsa, özellikle ilk zamanlar bu zarar bilinçli ya da bilinçsiz. Kardeşi atma, makineye koyma, boğma, kurtulmaya çalışma, oyuncaklar ile vurma vb. bu gibi durumlarda kesinlikle çocuklar yalnız bırakılmamalıdır!.. Kardeş kıskançlığına ilişkin kardeşler arası çatışmaları çözmekte ebeveynler yetersiz kalabilir. Sorunu çözememek, yardım almak, dış göz ile objektif bir bakış istemek, bunlar yetersiz ya da kötü anne-baba yapmaz. Aksine çocukları için ilgilenen, sorunun çözümü için destek alan, davranışları düzenlemede yardım alan bireyler daha hızlı ve iyi yol kat edeceklerdir.
Büyük olan kardeşin sürekli anlayışlı, olgun olmasını ve durumu alttan alması yönünde bir yaklaşım tutarak “aaa abisi/ablası, o senden küçük daha. Sen, büyüksün ama” demek hiç bir zaman sorunu çözmez! Aksine ablanın/ abinin onun da bir çocuk olduğu unutulur…
Her çocuk Özeldir…
Aslına bakarsanız tek bir yazı ile bu durumu özetlemek yetersiz olacaktır. Her çocuk özeldir ve bu tür durumlarda her çocuğa özel olarak yaklaşmalı ve incelenmelidir. Kıskançlığa sebep olan ve sonucunda gösterdiği tepkileri anlayışla karşılayıp en az düzeye, ikisininde ruhlarını kırmadan nasıl düzenlerim, minimum seviyeye indirim diye düşünmeliyiz.
Kardeşlik rolü, anne ve baba tarafından yeni çocuğun aileye katılımı ile verilmiş bir roldür.
Kardeşlik ilişkileri diğer ilişkilerden çok farklıdır. İki insanın ömürlerinde hiç bitmeyecek bir süreç, yaşamı boyunca gelişen, diğer ilişkilerden daha uzun süren bir ilişkidir. İçerisinde yaşamda fiziksel ve duygusal bağlarla hazırlanıp bu bu bağlardan kazanılan tecrübe ve gücü diğer bütün ilişkilerinde kullanmaya yardımcı olur.
Çocuklarımızın bir nevi ilk arkadaşı olan kardeşi, diğer arkadaşlıklarında yol gösterici ışık tutar.
Çocuklar kendilerini ailede dışlanmış değil, bir takımın üyesi gibi hissetmelidir.
Tüm çocuklarımızın Kardeşlik bağlarının güzel olması ümidiyle…