Bugün Hendeğin Çakallık köyünde yağmur eşliğinde ne yazabilirim diye düşünürken kalbime İstanbul’un Fatih ilçesinde yatan Eyüp Sultan Hz. geldi..
11 yaşlarında falandım ilk türbesine ziyarete gittiğimde. O kadar değişik gelmişti ki gökyüzünde, sesleri birbirine karışan kuşlar, ihtiyaç sahipleri için kesilen kurbanlar, türbe kapısında niyet için dağıtılan lokumlar, sular, çikolatalar, okunan Kuran-ı Kerim’ler her şey o kadar intizamlı ki.. Ruhuma, bedenime o kadar iyi gelmiş ki beynime ve kalbime nakşetmişim o zaman bu atmosferi.. Hele caminin çevresindeki çocuk sesleri koşturmacalar. Meğer Eyüp Sultan Hz.’nin çocukları çok sevdiğine inanıldığı için birçok insan oğullarını sünnet öncesi buraya getiriyormuş…Çarşısında ise; rengarenk seccadeler, Kuran-ı Kerim’ler, tespihler, kitaplar, şekerli macunlar, ramazan ayında Hacivat-Karagöz gösterileri, oyunlar insanın içini ısıtıyor adeta.
Peki Eyüp Sultan Hz. kimdir? 576 Medine doğumlu olan Eyüp Sultan Hz. hicretten iki yıl kadar önce, hanımı Ümmü Eyüp ile birlikte müslüman oldu ve Ensarda İslamiyeti ilk kabul edenler arasında yer aldı. İslam peygamberi Hz.Muhammedi Mekkeden Medineye göç ettiği zaman evinde ilk misafir eden sahabidir. 91 yaşlarında katıldığı 2.İstanbul Kuşatması sırasında 669 yılında şehit olmuştur. Vasiyeti üzerine İstanbul sularının dibine gömüldüğü rivayet edilir.
Fetihten sonra Akşemsettin Hz. manevi keşif yoluyla mezarını buldu. Şu anda Eýüp semtinde ve kendi adı verilen Eýüp Sultan camisinde bulunmaktadır. Yıllar geçse de üstünden hala maneviyatıyla, atmosferiyle değişmeyen çarşısıyla, etkinlikleriyle insanın ruhuna iyi gelen, ve bu hayatı iyiliğin kurtaracağını düşündüren, defalarca gidip doyamadığımız Eýüp Sultan Hz.lerini yolunuz düşerse ziyaret etmeyi unutmayın sevgili okuyucular. Her şeyin gönlünce olması dileğiyle….