Veteriner Hekim Dr. Murat Özhavalı, evcil hayvanlarda da insanlarla paralel olarak bu hastalıklarda aynı oranda artış yaşandığını kaydetti. Dr. Özhavalı, bilinenin aksine evcil hayvanlara ev gıdaları verilmesinin daha sağlıklı olmadığını, evcil hayvanlarda obezite, kanser, böbrek hasarı ve diğer hastalıkları tetiklediğini, uzun vadede çok daha komplike ve maliyetli sağlık sorunlarına yol açtığını söyledi.
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü nedeniyle açıklamalarda bulunan Veteriner Hekim Dr. Murat Özhavalı, evcil dostlarımız kedi ve köpeklerin, beslenme hataları nedeniyle ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Dr. Özhavalı, “35 yıllık veteriner hekimim, 2 buçuk nesil gördüm. Hayatımın hiçbir döneminde bu kadar çok obezite yaşayan evcil hayvanla karşılaşmadım” dedi. İnsanların kötü beslenme alışkanlıklarından evcil hayvanların da etkilendiğini vurgulayan Dr. Özhavalı, hayvanseverler için önemli uyarılarda bulundu.
“EV YEMEĞİ EVCİL HAYVAN İÇİN SAĞLIKLI DEĞİL”
Hayvan beslenmesinde çok fazla doğru bilinen yanlışların sözkonusu olduğunu kaydeden Özhavalı, “Ev hayvanlarının beslenmesinde, tıpkı insan sağlığında olduğu gibi birincil faktör, dengeli beslenmedir. Bir köpeği ya da bir kediyi ev yemekleri ile dengeli beslemeniz ise gerçekten zordur. Köpek ve kedi dediğiniz zaman içgüdü geçerlidir. İçgüdüde de damak tadı söz konusudur. O, en çok neyi seviyorsa onu yiyecektir. Eğer siz ona en çok neyi seviyorsa sürekli onu verirseniz, dengeli beslenmeyi ortadan kaldırıyorsunuz. Onlar halen doğada yaşamaya ve öyle beslenmeye yatkınlar; ama siz onları alıyorsunuz, bir apartmanın 5’inci katında bakıyorsunuz, orada besliyorsunuz. O zaman da onlar için uygun olan ürünleri vermediğiniz zaman da hayvanlarınızı dengesiz beslemeye başlamış oluyorsunuz. Tabii ki bu da ileride sağlık sorunlarına neden olabiliyor” diye konuştu.
“EVCİL HAYVANLARDAKİ KANSER ARTIŞI İNSANLARLA PARALEL”
Tıpkı insanlarda olduğu gibi evcil hayvanlar için de su dışında 5 temel gıda maddesinin çok önemli olduğunu kaydeden Dr. Özhavalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karbonhidrat, protein, vitamin, mineral maddeler ve yağ. Bunların belirgin oranlarda olması gerekiyor. Sizin bunu damak tadı olan bir hayvana, ev yemeği ile beraber ideal ölçülerde verebilmeniz mümkün değil. İnsan yanlış beslendiği zaman ne gibi sorunlar yaşayabiliyorsa, hayvanlarımız da yanlış beslendiği zaman bütün bu sorunların hepsini yaşayabiliyor.
Mesela çok karbonhidratlı ya da hayvan çok keyif alıyor diye aynı tür ev yemeğini veriyorsunuz, belki lezzet olarak bir kuru mamaya göre daha cazip gelebiliyor. Obezite açısından bakalım; insanlarla hayvanlardaki obezite artış oranları birbirine çok yakın. Çünkü onlar da bizimle beraber yaşıyor. Hayvan sahibi ne kadar çok hareketsizse, inanın hayvanı da o kadar çok hareketsiz oluyor. İnsan sağlığındaki bütün sorunların hayvan sağlığındaki sorunlarla ciddi anlamda benzerlikleri var.
Obeziteyi konuşuyoruz ama ben size onkolojiyle ilgili ilginç bir örnek vereyim; 1990’la 2000 yılları arasında Amerika’da bir lenfoma (bir tür kan kanseri) araştırması hem insanlar hem hayvanlar için aynı zamanda gerçekleştirildi. İkisinin de artış eğrisi birebir neredeyse aynı çıktı. Obezite, çağın hastalıklarından birisi olarak kabul ediliyor. İnsanlarda da var hayvanlarda da var. Ben 35 yıllık hekimim, elimden çok nesil geçti. Mesleki hayatımda hiç bu kadar çok kilo problemi görmüyorduk. Beslenme yanlışları da bu konuda ciddi anlamda problem yaratıyor.”
“YEMEK ARTIĞI VERME KÜLTÜRÜ ÇOK DAHA FAZLA”
Yanlış beslenme kaynaklı sağlık sorunlarıyla gelen evcil hayvanlarda süreci o saatten sonra yönetmenin de çok zorlaştığını kaydeden Dr. Özhavalı, sözlerini şöyle noktaladı: “Kilosundan dolayı yerinden kalkamayan, eklemleri bitmiş hayvanlar görüyoruz. Vücut üzerinde bir stres, eklemler üzerinde bir stres. Bugün insan hekimliğinde dizinizde kalçanızda bir problem olsun, doktorunuz diyor ki git kilo ver gel, herşeyi yeniden konuşalım. Aynı olay bizim hastalarımız için de geçerli. Ben de bir hekim olarak hastalarımda böyle şeylere dikkat etmeye çalışıyorum.
Profesyonel hazırlanmış ürünler bu konuda bir hayvanın ırkına, kilosuna, büyüklüğüne göre özellikleri dikkate alarak hazırlanıyor. Bir hayvan için ideal olması gereken oran neyse onlarla hazırlanmış ürünler var. Yemek artığı gıdaların verilme kültürü çok daha fazla. Çok özel, kendince evcil hayvanı için sağlıklı yemeklerini yaptığını düşünen hasta sahiplerimiz de var. Onunla da herşey bitmiyor. Ağırlıklı olarak onları damak tadına ne uygunsa ve o gün evde ne hazırlanmışsa onun artıklarını veriyorlar. Alerjik olgularda reaksiyonları çok çabuk görebiliyorsunuz ama bazı olgular var ki beslenme yanlışlıkları aylar, yıllar sonra kendilerini gösterebiliyor. Hayvanlarımız bu dertleri çok daha uzun zaman yaşıyorlar.”