Ünlü estetik cerrahlar İstanbul’da Mezoklinik’in düzenlediği etkinlikte bir araya geldi. Programda vücut şekillendirme ve zayıflama işlemleri ele alındı. Uzmanlar, estetik yaptıran hastaların beklentilerinin gerçekçi olması gerektiğini vurguladı.
Aşırı kilolu kişilerin manken gibi bir vücut beklentisinin yanlış olduğunu dile getiren Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cemal Şenyuva, “Vücut şekillendirme ameliyatları ileri yaşlara kadar gitti. Yani 70 yaş üstünde bile böyle talepler gelebiliyor. Eğer hastanın genel sağlık sorunu, geçirdiği ciddi bir hastalığı ya da ameliyatı yoksa bunu değerlendirmek mümkün” dedi.
Kilo vermeye yardımcı bir cihazın tanıtıldığı toplantıda zayıflama ve vücut şekillendirme işlemlerindeki trendler de ele alındı. Bu işlemlerin kolay olduğunu vurgulayan doktorlar, hastaların istek ve beklentilerinde gerçekçi olması gerektiğini vurguladı.
KURAN: BİR DİYET UZMANININ YARDIMIYLA KARIN İÇİNDEKİ YAĞI AZALTARAK KARNIN GERİLMESİ GENELLİKLE EN ETKİLİ SONUCU VERİYOR
Karın germe ameliyatlarında hastanın öncelikle uygun bir kiloya gelmiş olması gerektiğini aktaran Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İsmail Kuran, “Özellikle karın içi yağlanma aşırı olduğu zaman ameliyat sonuçları ideal olmaktan uzak oluyor. Bir diyet uzmanının yardımıyla karın içindeki yağı azaltarak ondan sonra karnın gerilmesi genellikle en etkili sonucu veriyor. Sonrasında da bunu korumak için bir takım destek tedavileri, spor ve diyete devam etmek gerekiyor. Eğer sadece deri altı yağlanması fazlaysa çeşitli vakumla yağ alma gibi yöntemlerinden de yararlanılabilir. Daha sınırlıysa ameliyatsız birtakım yağ eritici yöntemler de uygulanabilir. Ama eğer doğuma bağlı karın duvarı gevşemişse ve deride ciddi bir sarkma varsa bu durumda karın germe ameliyatlarının çeşitli biçimleri var.
Ameliyatta genellikle ilkbahar, sonbahar ve kış ayları daha doğru olur. Çünkü bir süre güneş ve denizden uzak kalmak gerekiyor. Onun için daha serin mevsimleri tercih etmek gerekir. En çok doğum sonrası kadınlarda ve çok aşırı kilo alıp vermiş erkeklerde karşımıza çıkabiliyor. Bir de son yıllarda bariatrik cerrahi dediğimiz aşırı kilo veren insanlar var. Bunlar ameliyatlarla yaklaşık 40 – 50 kilo verebiliyor. Bunlardan sonra da karın duvarını düzenleyecek ameliyatlar gerekebiliyor. Spor ve diyet olmadan insanın sağlıklı ve iyi bir bedene kavuşması mümkün değil ameliyatlar ve ameliyatsız uygulamalar sadece yardımcı yöntemler olarak faydalı” diye konuştu.
ÇELİK: YENİ DOĞUM YAPAN HASTALARA KARIN GERDİRME İŞLEMİNİ ÖNERMİYORUZ
Karın germe işlemlerinin aşırı şişman hastalara yapılmaması gerektiğini söyleyen Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Naci Çelik ise doğumun hemen sonrasında veya kişi doğum yaptığı sırada işlemin kesinlikle yapılmaması gerektiğini vurgulayarak “İleri yaşta hastalara da yapılmaz. Bu ameliyatları erkek veya kadın fark etmez, karın bölgesinde sarkıklığı olan, normal kilosunda olan, diyetine dikkat eden insanlara, karın bölgesindeki gevşekliği gidermek için yaparız. Tabii en çok görülen hastalarda doğum sonrasında görülüyor. Doğum yapanlar postpartum depresyonda olan hastalar oluyor. İki, üç ay olmuş. Hemen karınlarını gerdirmek istiyorlar. Kesinlikle önermiyoruz. Kesinlikle vücudun toparlanmaya ihtiyacı var. Hastanın fazla kilosunu vermeye ihtiyacı var. Bariatrik ameliyat sonrasında gelen hastalara da rastlıyoruz. Tüp mide ameliyatları sonrasında gelen çok sarkık hasta var. Kendisi kilo vermek istiyor ama bu kiloyu vermeyi çok hızlı bir şekilde istiyor. Spor yapmayan hastalarda da karın bölgesinde gevşekliklerde de abdominoplasti ihtiyaç oluyor” dedi.
ARVAS: HASTALAR AMELİYAT İSTEMİYORSA CİHAZ TEDAVİSİ UYGULUYORUZ
Vücut şekillendirmede Plastik Cerrah olarak Liposuction uygulamasını daha çok kullandığını söyleyen Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Leyla Arvas, “O bölgeye en güzel şekil verebileceğimiz şey oradaki yağları almak. Kalıcı bir çözüm oluyor. Ama eğer herhangi bir ameliyat istemiyorsa hastalarımız o zaman cihazlar uyguluyoruz. Bunun için özellikle radyo frekans cihazları sıkılaştırıyor. Ultrason bazlı cihazlar zayıflatıyor ve o yağ hücrelerini kırıyor. Dolayısıyla bunları seans seans uyguladığımız zaman hem zayıflama, incelme hem de sıkılaşma görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.
“HERKES DAHA İNCE, DAHA ATLETİK, DAHA NATÜREL GÖRÜNMENİN PEŞİNDE”
Vücut şekillendirme ve zayıflama ameliyatlarının son yıllarda sosyal medyayla alakalı olarak daha trend olmasına değinen Op. Dr. Arvas, “İnsanlar kendilerini daha çok fark etmeye başladılar. Herkes daha ince, daha atletik, daha natürel görünmenin peşinde. Beller inceldi. Meme, popo oranları biraz daha 90, 60, 90 formuna geçti. Kalıcı çözümler için cerrahi operasyonlar yapılıyor. Yine cihazlar, diyet, beslenme ve spor bunların başlangıcı. Daha çok popülerliğin olması bence sosyal medyayla alakalı. Ben ‘Siz ne istiyorsunuz’ diye hastaların beklentisini öğrenmek için bazen soruyordum. Beklenti çünkü bizim meslekte en önemli şey. Bazen hastanın ihtiyacı olan şey ve beklediği şey farklı olabiliyor. O yüzden eğer yapacağımız işlemler beklentisini karşılayabilecek şeylerse ona göre birlikte karar veriyoruz. Beklenti bence en önemli şey. Vücut buna uygun mu? diye bakıyoruz. Vücut şekli uygun olmayabilir. Görüntüsü uygun olmayabilir. O yüzden ikisinin uyması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“BİR PHOTOSHOP UYGULAMASI YA DA BİR 3D UYGULAMASINDA DEĞİLİZ BU BİR CERRAHİ İŞLEM”
Bazen hastaların takıntılı olabildiğini söyleyen Arvas, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Biz de takıntılı cerrahlarız. Yani işimiz aslında mükemmeliyetçi olmak. O yüzden en iyi şekilde ‘nasıl yaparız? Nasıl hastamızla uyum sağlarız?’ Bunun peşindeyiz. Ama tabii ki çok belirli takıntıları varsa, yani olmayacak bir şeyi kafasına takıyorsa onları konuşmaları için bir psikolog yardımına gönderiyorum. Hatta çok genç hastalarda şu anda daha çok görüyorum. Çünkü olmayacak işlemleri insanlar artık kafayı takıyor. Sosyal medyada filtrelerin etkisiyle asla olmayacak şeylerin olabileceği anlamına geliyor. O yüzden o beklentisi olan hastalara bunların asla olmayacağını mutlaka ifade etmem gerekiyor. Bu konuda bilgilendirme bence daha fazla olmalı. İnsanlar artık her şeyin çok kolay olduğunu düşünüyor. Sanki elimizde bir sihirli değnek var. O sihirli değneği dokunduğu zaman her şey değişecekmiş gibi geliyor. Aslında öyle bir şey yok. Bir photoshop uygulaması ya da bir 3D uygulamasında değiliz. Bu bir cerrahi işlem. İnsanların mutlaka bunları anlaması gerekiyor. O yüzden bilgilendirmeyi daha fazla yapmamız gerekiyor” dedi.
TOPALAN: HASTALARIN İSTEKLERİNİN VE BEKLENTİLERİNİN GERÇEKÇİ OLMASI LAZIM
Karın şekillendirmede birçok nedenin olduğunu aktaran Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Murat Topalan, “Ama kadınlarda sadece karın bölgesinde bir düzeltme, deri fazlalığı, çatlakların giderilmesin gibi veya erkeklerde six pack ameliyatlarında olduğu gibi vücut şekillendirmede spor yapmış, atletik ve dinamik bir görüntünün ortaya çıkmasına kadar geniş bir yelpazeyi içeriyor. Kadınlarda en çok doğumlar sonrası vücutta oluşan sarkıklık, çatlaklar ve bölgesel yağlanmalarla ilgili sorunların giderilmesi ön plana çıkıyor.
Burada da derinin kalitesi, yapısı, deri altı, dokunun özellikleri değerlendirerek o hasta için en uygun olacak sonucu ve en uygun görüntüyü elde edecek yöntemi seçerek uygulamalar yapıyoruz. Bu bazen o yağın azaltılması, fazla olan yerden alınması, eksik olan yerlerin konulması dışında derideki bollukların giderilmesine kadar içeren bir grup ameliyatı içeriyor. Hastaların isteklerinin ve beklentilerinin gerçekçi olması lazım. Bir de bizim cerrah olarak teknolojiyi de kullanarak hastaya verebileceğimiz şeylerin bir sınırı var. Bu ikisi arasındaki denge bir yerde örtüşüyorsa bu işten mutlu bir sonuç çıkar. Önemli olan hastanın bu işlem sonucunda mutlu olmasıdır. Cerrahi başarı da bu demek zaten” diye konuştu.
ŞENYUVA: MANKEN GİBİ BİR VÜCUT BEKLENTİSİ YANLIŞ OLUR
Sosyal medyanın olumlu etkisi olduğunu aktaran Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cemal Şenyuva, “Başkaları nasıl görünüyor duygusu zaten çok insani bir duygu. Hani başkasının yüzüne bakmak, burnuna bakmak, vücudunu beğenmek, göğsünü beğenmek bunlar çok insanca duygular. Onların yanlış bir tarafı yok. Ama neden korkuyoruz? Gerçek dışı beklentisi olan hastalar oluyor. Aşırı kilolu kişilerde manken gibi bir vücut beklentisi yanlış olur. Başlangıç aşamasında ameliyatı düşünmemek gerekir. Ama sosyal medyanın bir diğer olumlu etkisi de iletişim açısından birbirimizden haberdar olmak ve yeni teknolojiler açısından olumlu bir şey olduğunu düşünüyorum. Her gruptan insan geliyor. Tabii ki bir psikolojik olgunluk bekliyoruz. Dolayısıyla 18 yaşın üzerinde bir insanda ilgilenmek daha doğru. Vücut şekillendirme ameliyatları ileri yaşlara kadar gider. Yani inanın 70 yaş üstünde bile böyle talepler gelebilir. Eğer hastanın genel sağlık sorunu yoksa geçirilmiş ciddi bir hastalık ya da ameliyatı yoksa bunu değerlendirmek mümkün. Ameliyat yapılacaksa da bu kararı tek başımıza almıyoruz. Bir ekip alıyor. Anestezi muayeneleri ve belli tetkikler yapıldıktan sonra her yaş grubunda yapılabilir” dedi.
MANAVBAŞI: KESEREK YAPTIĞIMIZ AMELİYATLARDA İSTER İSTEMEZ VÜCUTTA BELLİ BÖLGELERDE İZLER KALIYOR
Vücutta kasların üzerinde olan yağ tabakası ve deriyi şekillendirdiklerini aktaran Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlker Manavbaşı, “Fazla yağ birikintisi olan bölgelerden yağları alıyoruz. Gevşek olan bölgelerde cildi sıkılaştırmaya çalışıyoruz. Eğer cilt fazlalığı çok fazlaysa yani bizim sıkılaştırmayla elde edeceğimiz sonuçlar yeterli gelmeyecekse bu durumda da cildi keserek çıkarttığımız vücut şekillendirme ameliyatları var. Yani liposuction da bir ameliyat. Yağlara yönelik yaptığımız bir işlem liposuction. Yani vücuttan yağ çekme ameliyatı. Bir de bazı hastalarda ciltlerinde de aşırı fazlalıklar oluyor. Bunlar da bu iş için yeterli olmuyor.
Bunu da fazla cildi keserek vücuttan uzaklaştırıyoruz. Liposuction ameliyatını izsiz diyebiliriz. Sadece küçük deliklerden yaklaşık 5 ila 7 milimetre deliklerden cilt altına bu yağları vücuttan uzaklaştırıyoruz. Ameliyatları issiz kabul edilebilir. Bu küçük kesileri genelde vücutta çok dikkat çekmeyen bölgelere yerleştiriyoruz. İyileştiği zamanda dışarıdan bakan bir insanın bunları fark etmesi pek mümkün değil. Ama keserek yaptığımız ameliyatlarda ister istemez vücutta belli bölgelerde izler kalıyor. Bunları da hastanın iç çamaşırlarını gizleyebileceği yerlere yerleştiriyoruz. Bu şekilde hastalarımız ameliyattan sonra daha güvenli, daha konforlu olabiliyorlar” ifadelerini kullandı.
“HER YAŞ GRUBU İÇİN FARKLI AMELİYATLARIMIZ VAR”
Pek çok hastanın artık sadece sosyal medya ya da internet ortamından yapılan ameliyatlarla ilgili bilgi alabildiğini aktaran Op. Dr. Manavbaşı, “Tabii ki her tüketim ürününde olduğu gibi bir şeyin görünürlüğünün artması ona olan talebi artırıyor. Estetik cerrahi de bu gruba sokabiliriz. En azından bize gelmeden önce bu ameliyatlarla ilgili kendisine uygun olup olmadığı ya da bu işlemlerin kendisi için bir seçenek olduğu konusunda bilgilenmiş oluyor. Ancak bazı durumlarda hastalar kendilerini bizim yerimize koyarak kendilerine bir tedavi planı çıkarıyorlar. Bu bizim istediğimiz bir şey değil.
İşin ucunun buralara varmamasında fayda var. İşleme yönelik talepler de kabul edilebilir. Ancak gereksiz işlemlerden kaçınmak gerekiyor. Her yaş grubu için farklı ameliyatlarımız var. Mesela kepçe kulak ameliyatını 5-6 yaşındaki çocuklara yapıyoruz. Burun ameliyatlarını daha ziyade 18 yaşından sonraki yaş grubuna yapıyoruz. Vücut şekillendirme ameliyatlarında kilolu şahıslarda 20’li yaşlarda başlıyor. Keserek çıkarttığımız vücut ameliyatları ise aşırı kilo vermiş insanlar ya da hamilelik sonrası vücudun belli bölgelerinde oluşan sarkmalar sonucunda 30’ların ve 40’ların sonuna diyebiliriz. Her yaş grubu için yaptığımız ameliyat mevcut” dedi.