Eskiye özlem… Eski samimiyet kalmadı, Eskiden dizilerimiz vardı bizden olan bizi yansıtan sabahları uyanılırdı kahvaltı yapılırdı tüm aile sonra çocuklar babalarını öper işe gönderirlerdi, anne ev hanımıydı veya annede işe giderdi.
Çocuklar okula gönderilirdi, derslerini çalışırlardı ders dinlerlerdi en büyük amaçları karne tatillerine karnelerini iyi getirerek girmekti. Çünkü o kadar verilen emek, çalışma, ailenin çocuklarının karnesinde pekiyiler görmek istedikleri için yapılıyordu. Karneler pekiyi ise hediyeler alınır çocuklar sevindirilir karnelerde kötü not var ise küçük azarlar ile çocuk paylanırdı.
Öğretmenlere saygı duyulur dizilerde bu da yansıtılırdı anne babalardan sonra öğretmen gelirdi ve sözü tıpkı aile büyüklerinin sözleri gibi sevilir ve sayılırdı. Eve gelindiğinde tüm aile sohbet eder gün içinde neler yaptıklarını birbirlerine aktarırlardı anne eve geldiğinde çocuklar ile ilgilenir, yemek hazırlar evi toparlardı, baba eve ellerinde poşetler ile gelir ve kapıyı çaldığında tüm aile evin kapısı önüne gelir babayı karşılarlardı. Babanın elindeki poşetlerde çocuklar kendilerine alınan küçük atıştırmalıkları ararlardı. Babanın eve gelmesi ile tekrardan gün içinde yapılanlar konuşulurdu. Akşam yemeğinde tüm aile sofra başında toplanır yemek duası edilir yemekler yenir ve sohbet edilirdi, yemekten sonra televizyon başında meyveler, çerezler yenir ve tüm aile hep birlikte dinlenirdi.
Bayramlarımız gösterilirdi dizilerimizde bizim olan bize ait olan bayramlarımız öncesinde hazırlık yapılırdı kıyafetler alınır, evler temizlenir, yemekler, tatlılar hazırlanırdı. Bayram sabahı erken kalkılır tüm aile bayramlaşılır ve evin erkekleri bayram namazına gönderilirdi, onlar gelene kadar evler toparlanır ve kahvaltılar hazırlanırdı hep birlikte bayram sofralarına oturulur tüm aile bir arada olunurdu.
Sofralardan neşe ile kalkılırdı çünkü sırada çocukların çok sevdiği bayram harçlığı ve ev gezmeleri vardı. Çocuklar tüm mahalleyi gezer şeker toplar el öperlerdi, misafirlikler, harçlıklar, akraba ziyaretleri vardı. İnsanlar daha çok tanırlardı birbirlerini daha çok güler daha çok konuşurlardı. Sahur‘a kalkardı tüm aile davul sesiyle. Sahurlar yapılır namaz kılınırdı. Oruç tutulurdu dizilerimizde ramazan pideleri için kuyruğa girilir kuyrukta sohbet edilirdi komşularla ramazan topu heyecanla beklenirdi özellikle de ilk orucunu tutan miniklerimiz tarafından.
Ezan okunana kadar hazırlıklar yapılır ezanda tüm aile sofra başında olurdu mutlaka, yapılan yiyecekler komşulara bir tabak gönderilirdi yemeğin kokusu komşuya gittiyse canları çekmesin diye ince düşünen insanlardık biz. Ramazanda camilerimize teravih kılmaya giderdik tüm ahali. Dönüşte komşularımızla sohbet etmek ayrı birer zevkti bizler için. Kurban bayramlarımız gösterilirdi dizilerimizde kurbanlarımızı alır, namazlarımızı kılar dualar ederek vazifemizi yerine getirirdik. Kurban etlerimizi fakirlere dağıtır böylelikle hem dini vazifemizi yerine getirmiş hem de çocuklarımıza paylaşmayı öğretirdik. Pikniklerimiz vardı dizilerimizde tüm aile yiyeceklerimizi hazırlar pikniğe giderdik çocuklar doyasıya oyunlar oynar yemek saatini iple çekerlerdi.
Ninelerimiz masallar anlatırdı, çocuklar atalarını tanır, dinini öğrenirdi büyüklerinden dua ezberleme yarışına girerlerdi kim duayı en doğru okursa ninesinden takdir kazanırdı. elektriklerin gitmesi çocuklar tarafından çok sevilirdi mum ışığında duvara gölgeler yapılır oyunlar oynanırdı. Eskiler anlatılırdı çocuklara. Kışın cam önlerine su, ekmek konurdu kuşlarında yemesi için. Mahallelerde aç hayvan olmazdı çünkü ekmeğini bölmesini bilen bir toplumduk biz. Dizilerimizde de tüm bunlar gösterilirdi. Toplumumuzda olduğu gibi dizilerimizde de büyüğe saygı, küçüğe sevgi, merhamet, dualarımız, kültürümüz olurdu. Bizi yansıtırdı bizim dizilerimiz bizdendi her biri. Tıpkı toplumumuz da olduğu gibi dizilerimizde ki insanlar da birlikte güler ve birlikte ağlarlardı.
Şimdi neler oluyor dizilerimizde !!!!
Yayında bulunan hiçbir dizimizin bizimle alakası yok. Her bir dizimizde soğuk, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden, zengin, son derece lüks hayatlar yaşayan, maddiyat dışında herhangi bir konunun olmadığı insanların yardımlaşmayı ve paylaşmayı bilmediği herkesin hiç kimseye ihtiyaç duymadığı hayatlar yer alıyor.
Soğuk villaların içinde bu soğuk hayata alışmış insanlar gösteriliyor. Bayramlarımız gösterilmiyor dizilerimizde, sevinçlerimiz, hüzünlerimiz yok, birlikteliklerimiz, ninelerimiz onların duaları yok dizilerde, bayram harçlığı için sevinen çocuklarda, bayramlığı ile uyuyan çocuklarda kaybolmuş dizilerde varlıklı olmak o kadar ön planda gösteriliyor ki unutulmuş yoklukta da mutlu olduğumuz. Özenmek, kıskanmak o kadar temel duygular olarak gösteriliyor ki unutulmuş bizlerin komşumuza kokmasın diye gönderdiğimiz bir tabak yemekler.
Bizlerde bir söz vardır ”ayıptır söylemesi” unutulmuş bu sözümüzde oysa ki bizler akşam yenilen yemeği sabah anlatırken laf arasında ayıptır söylemesi derdik ayıptı bazı şeyleri söylemesi. Çocuklara paylaşmak öğretilirdi oysa ki dizilerimizde hep en üstte olmak gösteriliyor. Bir çok sorun için birçok meslek gurubu çözüm yolu arıyor; eğitimciler, çocukların kavga, hırs, özentilik, kin, öfke ile büyüdüklerini söylüyorlar. Psikologlar bunların tamamının çevreden, aileden gelen tepkilerin çocuğun psikolojisinde bu şekilde yansıdığını söylüyorlar, biz iletişimciler üsluptan, iletişimden kaynaklı olduğunu dile getiriyoruz. Oysa ki şimdi sizlere aslında en temel sebepten bahsedeceğim;
Tüm toplum olarak evimizde küçücük kutuları saatlerce izlemekteyiz, çocuklarımız günün büyük bir bölümünü bu kutuların karşısında geçiriyorlar ve artık bizlerden çok çocuklarımızın gelişiminde etkili teknoloji, dolayısıyla ”dizilerimizde biz bizden uzak gösteriliyoruz” bu sebepten bizler bizlerden uzaklaştırıldıkça özümüzü unutuyoruz.
Masallar anlatılırdı küçük sobalı evlerimizde,
Unuturdu tüm aile dertlerini ,
Hayatın tadını bilirdik birlikte,
Aile olmak önemliydi bizlerde.
Minderlerde otururduk ninelerimizle,
Masallarını dinlerdik dizlerinde,
Eteklerine ilişir sıcacık dualar okurduk birlikte
Dilimizde hep tekerlemelerle.
İyilik yapardık herkese,
Kimisi şeker verirdi,kimisi dua ederdi bizlere,
Birlikte gülerdik,
Ağlardık birlikte,
Liyakat etmeye çalışırdık büyüklerimize.