Eskişehir’de tam kapama döneminde pozitif vakalar günlük 550 seviyesinden 200’e kadar geriledi.
Son 10 günde yaşanan vaka düşüşü özellikle sağlık çalışanları arasında sevinç yaratırken, Eskişehir Şehir Hastanesi Covid-19 yoğun bakım hemşiresi Rıdvan Çetinkaya, “Buradaki insanların oksijen açlığını, bu hastalıkla nasıl savaştığını görmeleri gerekiyor. Bunu görmeden kolay kolay anlamayacaklarını düşünüyorum” dedi.
Koronavirüs tedbirleri kapsamında yurt genelinde uygulanan 17 günlük tam kapanmada Eskişehir’de halkın sokak ve seyahat kısıtlamasına genel olarak uyduğu görüldü. Kısıtlama nedeniyle sokak ve caddeler boş kalırken, polis ekiplerince tüm kavşaklarda oluşturulan uygulama noktalarında araçlar ve kişiler tek tek kontrol ediyor. Sağlık Bakanlığı’nın risk haritasında 100 bin kişide 348,10 oranla ‘yüksek riskli’ iller arasında yer alan Eskişehir’de tam kapanma döneminde günlük pozitif vaka sayısı düştü. Kısıtlamadan önce günlük 550’nin üzerine olan günlük pozitif vakalar kısıtlamanın son 10 günde 200’e kadar indi.
DÜŞÜŞ HASTA SAYILARINA DA YANSIDI
Yaklaşık 900 bin nüfuslu kentte, PCR testi pozitif çıkmasına rağmen herhangi bir semptom göstermediği için evinde tedavi edilenlerin sayısı ise 5 bin seviyesinden 3 bin 265’e düştü. Koronavirüs tedavisi uygulanan Yunus Emre Devlet Hastanesi, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Eskişehir Şehir Hastanesi’nde 28’i entübe, 105’i yoğun bakım olmak üzere toplam 437 hastanın tedavisi sürüyor. Eskişehir’de 39’u son 1 haftada olmak üzere geçen yıl mart ayından bu yana koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 954’e yükseldi.
HES HARİTASI YEŞİLE DÖNDÜ
Sağlık Bakanlığı’nın Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasındaki risk haritasında Eskişehir’in tamamına yakını ‘çok yüksek risk’ anlamına gelen kırmızıyla kaplıyken, son 10 günde görülen vaka düşüşünün ardından büyük bir kısmı yeşile döndü.
EN ÇOK SAĞLIK ÇALIŞANLARI ETKİLENİYOR
Eskişehir Şehir Hastanesi Covid-19 yoğun bakım hemşiresi Rıdvan Çetinkaya, koronavirüs sürecinden en çok sağlık çalışanlarının psikolojik olarak etkilendiğini söyledi. Özellikle yoğun bakım çalışanlarının en riskli alanlarda görev yaptıklarını ifade eden Çetinkaya, “Olabilecek en riskli bölgedeyiz şu anda. Virüsün bulaşma riskinin en yüksek olduğu nokta genellikle entübasyon ve aspirasyonlar. Sonuçta hastanın doğrudan ağzının içine müdahale ediyoruz. O yüzden en riskli noktada yoğun bakımcılar olarak biz varız” dedi.
‘İNSANLARIN OKSİJEN AÇLIĞINI GÖRMELERİ GEREK’
Vaka düşüşlerinin sağlık çalışanlarını mutlu ettiğini kaydeden Çetinkaya, yoğun bakımda hastaların nefessiz kalarak hayatlarını kaybetmelerine şahit olduklarını ve buna çok üzüldüklerini söyledi. Çetinkaya, “Bu düşme eğilimi bizim için çok iyi.
Vaka sayıları düştükçe, yoğun bakıma geliş oranları da yavaş yavaş azalmaya başlıyor. Bu da bizim iş tempomuzu çok fazla etkiliyor. İnsanların Covid ile mücadelesinde birebir çok defa şahit olduk. Durduğu yerde hiçbir sıkıntısı yokken oksijensiz kalmak, su içinde olmadan boğulmak çok kötü bir şey gerçekten. Bunu görmek çok kötü. Bunu görmemeye başlamak en büyük hayallerimizden bir tanesi. Psikolojik olarak çok etkileniyoruz biz.
Aşılar sayesinde, yaşlı nüfusumuz aşılandığı için vakaların yaş ortalaması düşmeye başladı. Genç insanların hastalığının daha kötüye gitmesi bizi çok üzüyor. Maskesiz, sosyal mesafesiz olan insanların burada sadece bir gün geçirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Buradaki insanların oksijen açlığını, bu hastalıkla nasıl savaştığını görmeleri gerekiyor. Bunu görmeden kolay kolay anlamayacaklarını düşünüyorum” dedi.
‘ÇENE ALTINDAKİ MASKENİN DEĞERİ YOK’
Koronavirüs sürecinin bitmesi için tedbirlere uyulması gerektiğini anlatan Çetinkaya, “Dikkat etmeleri lazım. Tabi ki üzülüyorum, o insanlar şu an böyle tedbirsiz geziyorlarsa sonrasında buraya bize yatış olarak gelecekler. Biz de onlara bakmaya çalışacağız burada. O yüzden sürekli dikkat etmeleri lazım kendilerine.
Bu konuda bize olabildiğince destek olmaları lazım. Artık insanların birbirine mesafeyi koyabilmesi gerekiyor ki bu vaka sayılarımız daha da çok düşsün. Çünkü bu sadece bizim çalışmamızla olacak bir iş değil. Kendimize dikkat etmezsek, aramıza mesafeyi koymazsak dördüncü pik de olabilir. Olabildiğince biz destek olsunlar.
Mesafelerini korusunlar, maske kullansınlar. Ama doğru kullansınlar maskelerini. Çene altındaki maskenin hiç bir değeri yok. Biz bu işi yapmak için eğitim aldık, bu konuda gocunduğumuz hiçbir nokta yok. Burada benim gördüğüm belki yüzlerce hasta gerçekten çok kötü durumda oluyorlar. En çok sevdiğini korumakla başlar insan. Önce annesini, babasını koruyacak, eşini, çocuğunu koruyacak. Maske ve mesafesiyle koruyacak tabii ki” diye konuştu.