Türkiye’nin en soğuk kentlerinden Erzurum’un merkez Palandöken ilçesi Yağmurcuk köyünün Esendere mezrasında ev ve ahırlar kara gömüldü.
Çatılarda oluşan buz sarkıtlarının boyu ise 3 metreye ulaştı. Okula giden öğrenciler karlı yollardan geçerken, kuşlar ise yiyecek bulmak için sürekli kanat çırpıyor. Fırtınanın sürekli esmesi nedeniyle ‘Esendere’ denilen mezrada yaşayanlardan Cemil Yıldırım, “Görüyorsunuz, hayat şartları ne kadar zor. Mezra yüksekte kurulduğu için sürekli rüzgarlı, dışarı çıkamıyoruz. Öğrenciler okula gitmekte çok zorlanıyor” dedi.
Merkez Palandöken ilçesi Yağmurcuk köyüne bağlı, kent merkezine 20 kilometre uzaklıktaki eski ismi Karakaya, yeni ismi ise Esendere olan 25 hane, 180 nüfuslu mezrada, yağan karla birlikte esaret de başlıyor. Deniz seviyesinden 2350 metre yüksekliğe kurulan mezrada, sürekli rüzgar estiği için çocuklar okula gidiş- gelişlerinde zor anlar yaşıyor.
Çatılarda oluşan buz sarkıtlarının boyu 3 metreye ulaşırken, şiddetli rüzgarın taşıdığı kar ile sürekli kapanan mezra yolunda ise Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından sık sık çalışma yapılıyor. Mezra halkı, zorunlu olmadıkça evden dışarı çıkmıyor. Çocuklarını okula göndermek ya da hayvanlarına yem vermek için dışarı çıkanlar ise sıkıca giyiniyor.
‘EV VE AHIRLAR KARA GÖMÜLMÜŞ DURUMDA’
Mezra sakinlerinden Cemil Yıldırım, kara gömülen ahırlara ve evlere güçlükle girebildiklerini belirterek, “İşte hayat şartlarını görüyorsunuz. Buraya çok kar yağıyor ve bu durumda hayvanlarımıza bakmak zorundayız. Ev ve ahırlar kara gömülmüş durumda. Köyümüz yüksek bir alanda. Öyle günler oluyor ki yoğun kar ve tipi yüzünden dışarıya dahi çıkamaz oluyoruz. Soğuk ve tipide hayvanlarımıza zorlu şartlarda bakmaya mecburuz. Çocuklarımız okula giderken çok üşüyor. Kışın çetin geçtiği günlerde okula gönderemiyoruz” diye konuştu.
‘KARLARA BATARAK OKULA GİDİYORUZ’
Arkadaşları ile birilikte okula giden 2’nci sınıf öğrenicisi Azra Yıldırım ise “Karda, tipide okula gidiyoruz. Evlerimiz hep kar oldu. Karlara batarak okula gidiyoruz. Tipi olduğu zaman babalarımız veya ağabeylerimiz götürüyor. Çok tipi olduğunda 100- 150 metre uzaklıktaki okulumuza bile gidemiyoruz” dedi.