Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Temel ihtiyaç maddelerinden olan; deterjan, sabun, tuvalet kağıdı, peçete, bebek bezi gibi ürünlerin KDV‘sini yüzde 18’den yüzde 8’e indirme kararı aldık. Ayrıca yeme içme hizmetlerinin tamamında KDV indirimiyle yüzde 8 olarak belirliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, başkanlığında gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin gündeminde iki ayrı köprüyle ilgili gelişmeler olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bunlardan biri 1915 Çanakkale Köprüsü diğeri de Karadeniz’in kuzeyinde süren krizin çözümü yolunda kurmaya çalıştığımız barış köprüsüdür” dedi.
‘OLUMLU BİR İSTİKAMETTE SEYRETTİĞİNİ SÖYLEYEBİLİRİM’
Ukrayna ve Rusya krizinde barış yolunda en çok çabayı gösteren ülke durumunda olduklarını söyleyen Erdoğan, “Savaşan ülkeler arasındaki en üst düzey temas olan dışişleri bakanları toplantısı bildiğiniz gibi Antalya’da yapıldı. İnşallah ateşkes ve barış müzakerelerini yürüten Rusya ve Ukrayna heyetleri yarın İstanbul’da tekrar bir araya gelecek. Toplantı öncesi biz de heyetlerle bir araya gelerek kısa bir görüşme yapacağız. Sayın Putin ve Sayın Zelenski ile sürdürdüğümüz telefon trafiğinin de olumlu bir istikamette seyrettiğini söyleyebilirim.
Geçtiğimiz hafta Brüksel’de yapılan NATO Liderler Zirvesi’nde bu yaklaşımımızı üye ülkelere tüm açıklığı ile bir kez daha anlattık. ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nezdinde küresel yönetim ve adalet sistemine olan itirazlarımızı dile getirirken de aynı hissiyata sahiptik. Davos’ta ‘One Minute’ diyerek zulme, işgale, zorbalığa karşı tavrımızı ortaya koyarken de derdimiz barıştı, huzurdu, insan hayatına saygıydı. Türkiye 40 yıla yaklaşan terörle mücadele tarihinde yaşadığı onca acıya, maruz kaldığı onca haksızlığa, ödediği onca bedele rağmen aynı çizgiden sapmamıştır” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’Yİ DÜNYANIN EN ÜST LİGİNE ÇIKARTACAĞIZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna krizinde Türkiye’yi savaşın tarafı yapmak için var güçleri ile çalışanlar olduğunu belirterek, “Bizim kurduğumuz barış köprüsünü yürekleri daralarak izlediğini biliyoruz tabii aynı çevrelerin ülkemizin son 20 yılda ortaya koyduğu büyük kalkınma hamlesinin sembollerinden biri olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün o görkemli görüntüsü altında ezildiklerinin de farkındayız. Buradan bizim nezdimizde, ülkemizi ve milletimizi hedef alanlara mesajımızı altını çizerek bir kez daha tekrarlıyorum, unutmayın orta açıklıkta daha önce Japonya bir numarayken şu anda bu köprümüz dünyanın bir numarası olmuştur.
Bundan dolayı herhangi bir takdirinizi beklemiyoruz. Ama takdir etmeniz sizi küçültmez, tam aksine büyültür. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını engellemeyi başaramayacaksınız. Adil ve samimi duruşuyla bölgesinde ve dünyada barışın, huzurun, güvenliğin köprüsü haline dönüşmesini engelleyemeyeceksiniz. Ülkemizin en büyük 10 ekonomi arasına girerek kendisi ve tüm dostları için yeni bir dünya inşası gayretlerini baltalayamayacaksınız. Nice zorlu mücadeleleri beraberce yürüttüğümüz nice hayatı imkanları birlikte geçtiğimiz nice mümkün değil denilenleri birlikte başardığımız milletimizin 2023’te bu kutlu yürüyüşe bir kez daha güç vermesine mani olamayacaksınız. Bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetler elbette önemli ama asıl bundan sonra yapacaklarımız da Türkiye’yi dünyanın en üst ligine çıkartacağız” dedi.
‘DÜNYADA 13’ÜNCÜ ÜLKE DURUMUNDADIR’
Yap-işlet-devret yatırım modeli üzerinden kendilerinin itham edildiğini belirten Erdoğan, “Yapılan analizler 2024 yılında, kamu-özel ortaklığı projelerinin Hazineye olan yükünün neredeyse sıfırlanacağını, bir sonraki yıldan itibaren de katlanarak artacağını, bir gelir kaynağı haline dönüşeceğini gösteriyor. Bu hesap sadece garanti rakamlarıyla ilgilidir” dedi.
Dünyada sadece 2021 yılında bu modelle 35,6 milyar dolarlık yatırım yapıldığını söyleyen Erdoğan, “Türkiye, bu modeli en verimli şekilde kullanan Avrupa’da 3 dünyada 13’üncü ülke durumundadır. Almanya yeni otoyol projelerinin önemli bir kısmını bu modelle hayata geçirme kararı almıştır. Amerika bir süre önce açıkladığı 1,5 trilyon dolarlık alt yapı projesinin önemli bir bölümünü bu modelle hayata geçirecektir. Ülkemiz geçtiğimiz 20 yılda ulaştırma ve haberleşme alanında bu modelle 37,5 milyar dolarlık yatırıma kavuşmuştur ve kamu özel ortaklığı hazineye olan yükü neredeyse sıfırlanacak” dedi.
‘HANGİ BADİRELERDEN GEÇEREK ELDE ETTİĞİNİ ASLA AKLIMIZDAN ÇIKARMAMALIYIZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eser ortaya koymakla kalmayarak, siyasi, diplomatik, askeri, dış ticaret etki alanlarını Türkiye’nin kalkınma hedeflerini destekleyecek şekilde güçlendirdiklerini belirterek, “Yürütülen 5’inci kol faaliyetlerine rağmen Türkiye’yi bölgesinin lideri, dünyada sözü dinlenen ülkeleri grubuna çıkarttık. İşte bunun için diyoruz ki günlük sıkıntılarımızı konuşurken, tartışırken, dertlenirken Türkiye’nin mevcut kazanımlarını hangi badirelerden geçerek elde ettiğini asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Ülkemizin vakti ve enerjisi yıllarca vesayet güçleri üzerinden milli irade hiçe sayılarak demokrasi kağıt üzerinde bırakılarak, siyasetin altı boşaltılarak heba edilmişti.
Bir dönem bu ülkede terör örgütlerinin saldırılarıyla, sosyal kaos çıkarma denemeleriyle milletimizin huzuruna kastedilmişti. Biz kararlı ve dirayetli bir mücadeleyle bu tür sorunları sadece sınırlarımız içinde çözmekle kalmadık. Aynı zamanda PKK başta olmak üzere milletin canına musallat olan terör örgütlerinin de başını ezdik, belini kırdık” ifadelerini kullandı.
‘EN BÜYÜK HİZMET, TÜRKİYE’Yİ BÖYLE BİR DURUMA DÜŞMEKTEN KURTARMAK’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi programını klasik kur, faiz, enflasyon, sarkacından çıkartarak, yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla daha çok büyütecek bir yaklaşımı hayata geçirdiklerini söyleyerek, “Tıpkı vesayetle, tıpkı darbelerle tıpkı terörle mücadele gibi elbette bu tarihi değişimin de bir bedeli oldu. Bu bedeli şimdi ödeyip ayağımıza gelen fırsatı değerlendiremezsek, ülkemizin önümüzdeki çeyrek asrı, yarım asrı yine bir kısır döngüye mahkum kalacaktır. Milletimiz bize ülkeyi yönetme sorumluluğunu tatlısu demokratlığı yapmamız için vermedi. Bu vazife bize ülkeyi ve milleti gerektiğinde en sert fırtınalardan sağ salim çıkartmamız için tevdi edildi.
Irak’ta son 20 yılda yaşanan büyük yıkımları hatırlayın. Suriye’de hepimizin gözleri önünde yaşanan ve 11 yılını geride bırakan büyük trajediyi hatırlayın. Bir dönem bölgesinin en parlak yıldızı olan Libya’nın nasıl paramparça edildiğine bakın son olarak Ukrayna’nın topraklarının adım adım nasıl elinden alındığına, sonunda da nasıl topyekün işgal tehdidi ile karşı karşıya geldiğine bakın. Bu senaryoların hepsi çok daha fazlasıyla ülkemizin üzerinde de oynanmak istenmiştir. Biz milletimizle birlikte yürek yüreğe, omuz omuza vererek vatanımızın bütünlüğüne, insanımızın birliğine, beraberliğine, devletimizin bekasına, ülkemizin varlığına yönelik tehditleri teker teker bertaraf ettik.
Bu zorlu mücadele döneminde, aldığımız kararların, yaptığımız tercihlerin, sergilediğimiz dirayetli yönetimin tüm riski bize tüm kazanımları ise ülkemize ve milletimize aittir. Eğer vesayetin ayak oyunlarıyla, gezi hadiseleriyle, çukur eylemleriyle, 17/25 Aralık kumpası ile 15 Temmuz darbe girişimi ile ülkemiz aynı karanlık senaryonun güdümüne sokulabilseydi, Türkiye’nin bugün ne halde olacağını hayal etmek bile istemiyorum. Bugün haklı olarak hep birlikte hayat pahalılığından şikayet ediyoruz. Şayet vatan toprakları gözünü istiklalimize dikmiş sırtlanların, akbabaların, yılanların istilasına uğramış olsaydı, bugün hayat pahalılığını değil kaybettiğimiz özgürlüğümüzün, yitirdiğimiz sevdiklerimizin, kararan geleceğimizin acılarını konuşuyor olacaktık.
Dün Suriye’de bugün Ukrayna’da evlerini hatta bir kısmı vatanını terk etmek zorunda kalan milyonların neler yaşadıklarını, neler hissettiklerini, nasıl bir çaresizliğe sürüklendiklerini hep beraber görüyoruz. Ukrayna’dan 200’e yakın yetimi ve öğretmenlerini birlikte ülkemize aldık ve kendilerine ülkemizde ev sahipliği yapacağız. Bunlar yetim yavrular kolay değil. Kadınlar, evlatları ile beraber ellerinde valizleri oralardan çıkıp ta buralara kadar geliyorlar. Polonya’ya, Macaristan’a, Romanya’ya geçiyorlar. Bunlar kolay değil. Şunu çok açık net söylüyorum. Ülkemize sağladığımız en büyük kazanımımız, milletimize verdiğimiz en büyük hizmet, Türkiye’yi işte böyle bir duruma düşmekten kurtarmış olmamızdır. Üstelik bununla da kalmadık.
Ülkemizi tüm mazlumların ve mağdurların sığınağı haline getirdik. Toplam 5 milyon. Suriye’den, Irak’tan, Afganistan’dan buralardan gelenler. Türkiye’nin birbirleri ile savaşan tarafların bile güvendiği, itimat ettiği, diyaloğun ve barışın teminatı saydığı bir ülke görülmesinin sebebi geride bıraktığı işte bu zorlu mücadele dönemini başarıyla geçirmiş olmasıdır” dedi.
‘DETERJAN VE BEBEK BEZİ GİBİ ÜRÜNLERİN KDV’SİNİ YÜZDE 8’E İNDİRİYORUZ’
KDV konusunda sadeleştirme çalışmasını yürüttüklerini anımsatan Erdoğan, “Hazine ve Maliye Bakanlığımız ilgili sivil toplum kuruluşları ve sektörlerle yakın istişare içinde bu düzenlemeyi hazırlamıştır. Yürütülen çalışma aynı zamanda vatandaşlarımızı hayat pahalılığı karşısında ezdirmeme kararlılığımızı ve enflasyonla mücadele programınızın da bir parçasıdır. Temel ihtiyaç maddelerinden olan; deterjan, sabun, tuvalet kağıdı, peçete, bebek bezi gibi ürünlerin KDV’sini yüzde 18’den yüzde 8’e indirme kararı aldık. Ayrıca yeme içme hizmetlerinin tamamında KDV oranını yüzde 8 olarak belirliyoruz. Böylece, yeme içme hizmetlerinde halen 1’nci sınıf işletme, üç yıldız ve üzeri otel gibi yerlerde uygulanmakta olan yüzde 18 KDV oranını yüzde 8’e indirmiş oluyoruz.
Konut ve arsalardaki KDV sadeleştirmesi bir diğer çalışmamızdır. Buna göre satın alınan konut nerede olursa olsun metrekaresine göre değişen aynı kademeli KDV uygulamasına tabi olacaktır. Yani net alanı 150 metrekareyi aşmayan konutlarda KDV yüzde 8’dir. Bu büyüklüğü aşan konutların ilk 150 metrekaresi için yine yüzde 8 aşan kısmı için yüzde 18 KDV uygulanacaktır. Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi kanunu kapsamındaki konutlarda ise 150 metrekareye kadar yüzde 1, aşan kısmı için ise yüzde 18 KDV tahakkuku yapılacaktır. Arsa ve arazilerin KDV oranını da yüzde 8’e indirerek inşaat sektörünün üzerindeki finansman yükünü azaltıyoruz.
Bir diğer düzenleme ihracatçılarımıza yöneliktir. İmalat aşamasında ödedikleri KDV’leri istisna kapsamına alabilen ihracatçılara bunun yerine ihracat bedelinin belli bir oranına kadar iade yapılması da bir tercih olarak sunulacaktır. Yatırım teşvik belgesi kapsamındaki işlerin KDV istisnası yöntemini değiştiriyor, Turizm yatırımlarını da buna dahil ediyoruz. Yeni yöntemle imalatçılar yatırımlarını bitirdikten sonra KDV iadesi talep etmek yerine KDV ödemeden aynı işlemleri yapabilecekler. Sağlık Bakanlığı mevzuatı kapsamındaki tıbbi cihazların KDV’sini yüzde 18’den yüzde 8’e indiriyoruz.
Tarım sektöründe her türlü sertifikalı tohum, fide, fidan teslimlerinde KDV’yi yüzde1’e, süt toplama tankları gibi kimi ürünlerdeki KDV’yi de yüzde 8’e indiriyoruz. Gönüllülük esasına dayalı tam tevkifat uygulamasıyla bu konuda sorumluluk endişesi taşıyan mükelleflerin sorunlarını kökten çözüyoruz. Ülkemize döviz kazandırılması amacıyla yabancılara satılan konut ve işyerlerindeki istisna süresini bir yıldan üç yıla çıkartıyoruz. Oto galerilerinin araç alım satımından elde ettikleri kar ile yat, kotra, tekne ve gezinti gemilerinin satışında halen yüzde 1 olan KDV oranını yüzde 18’e yükseltiyoruz. Demir çelik ürünlerin nihai tüketiciye satış aşamalarında KDV tevkifatı uygulaması getiriyoruz. Tüm bu düzenlemelerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
‘HEDEFİMİZ LİDERLERİ BİR ARAYA GETİRMEK’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, elektrikli otomobil üretimi ve kullanımındaki gelişmeleri dikkate alarak yüksek hızlı şarj istasyonlarının yaygınlaştırılması konusunda yeni adımlar atıklarını belirterek, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız vasıtasıyla 81 ilimizin tamamında 1500’den fazla yüksek hızlı şarj istasyonu kurulmasına yönelik çalışmalara 300 milyon liralık bir destek sağlıyoruz. Amacımız bir yıl içinde ülkemizde yaygın bir yüksek hızlı şarj altyapısı kurulmasını sağlamaktır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yarın da malum Rusya-Ukrayna müzakereleri başlıyor. İnşallah hayırlı bir neticeyle açılışını sabah yapacağız. Temennimiz odur ki sonu da hayır olsun. Liderleri de daha sonra bir araya getirmek suretiyle inşallah yola devam” dedi.