Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 milyon üye hedefiyle yola devam edeceklerini belirterek, “23 milyon hedefini koyduğumuza göre bu oy aynı zamanda üye. Bunu yapacağız, seçim öncesi seçimi kazanacağız. Bu bizim için zor bir şey değil. Şu anda 11 milyonu aşkın üyemiz var mı, var. Her üyemiz bir üye daha ilave ederse işte seçimden önce seçimi kazandık demektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 seçimlerine doğru geri sayımın başladığını söyleyerek “Seçim takviminde bir yıldan geriye doğru saymaya başladığımız bir dönemde artık geçen her gün, her geçen hafta bizim için adeta hazine kıymetindedir. Bu çerçevede yaz mevsimini en verimli şekilde değerlendirmemiz gerekiyor.
Derdini anlatmak, ülkeyi ve siyaseti takip etmek için başını kaldıran her vatandaşımızın AK Parti teşkilatından birini karşısında göreceği şekilde sahayı sıkı tutmalıyız. Muhalefet mensuplarının söyledikleri her yalanı anında ağızlarına tıkacak, ortaya attıkları her iftirayı anında çürütecek, sergiledikleri her tutarsızlığı anında ifşa edecek bir çalışma tarzı izlemeliyiz. Bunu yaparken asla onların gündemlerine tıkılıp kalmamalı, asla onların peşinden gitmemeliyiz. Gündemi tayin eden, siyasetin tartışma başlıklarını ve istikametini belirleyen daima biz olacağız” diye konuştu.
‘AK PARTİ’NİN KADERİYLE ÜLKENİN KADERİ İÇ İÇE GEÇMİŞTİR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 hedefleri, 2053 vizyonuyla insanların umutlarının ve beklentilerinin adresinin yine AK Parti olacağını söyleyerek şöyle konuştu:
“AK Parti’nin eser ve hizmet dönemi her teşkilat mensubumuzun en büyük dayanak noktası, gönüllere girme kapısı olacaktır. Önemli olan bu malzemeyi doğru kullanmak, iyi değerlendirmektir. Her iş gibi siyasette de her işin başı insan kaynağıdır, insan kalitesidir, insan gücüdür. Üye sayısı 11 milyonu geçen bir partinin içinde elbette üslubuyla, tavrıyla, bireysel eksiklikleriyle sıkıntıya yol açacak kişiler çıkabilir. Bunları derhal geri plana çekip kendilerinden başka alanda istifade etmeliyiz.
AK Parti ailesi, ihtiyacı olan her konuda doğru insanları bulup onları öne çıkaracak kadar büyüktür, zengindir, mümbittir. En önemlisi ise milletvekilinden il, ilçe yönetimine, belediye başkanı ve meclis üyesinden mahalle sorumlusuna kadar AK Parti’yi temsil eden her kardeşimizin milletimizle tevazuu ve samimiyet esasına dayalı bir iletişim kurmasıdır. Halka tepeden bakan, yaptığı görevi imtiyaz gören, geleni kapıdan içeri almayan, telefonuna ulaşılamayan AK Parti yöneticisi olamaz.
Kendisine uzatılan eli tutmayan, insanlarla göz göze, gönül gönüle muhabbet kurmayan kişi AK Parti kimliğini temsil edemez. Siyasetin insan kazanma sanatı olduğunu bilmeyen, AK Parti adına söz söyleyemez, irade ortaya koyamaz. Ülkesine, şehrine ve partisine hizmet için gece gündüz koşturmayı göze alamayan AK Parti’de sorumluluk üstlenemez. Bunlar AK Parti’de görev alanlarda aradığımız ihtiyari değil mecburi vasıflardır. Aksi takdirde ortaya çıkan tablodan sadece AK Parti değil, bizimle birlikte ülkemiz ve şehirlerimiz de zarar görmektedir.
Böyle bir durumda kaybeden sadece AK Parti değil, bizimle birlikte kazanımları ve geleceğe ilişkin umutlarıyla tüm milletimiz olmaktadır. Hep söylediğimiz gibi milli iradenin muhafızı, eser ve hizmet siyasetinin tek adresi olan AK Parti’nin kaderiyle ülkenin ve milletin kaderi, et ve tırnak gibi birbiriyle iç içe geçmiştir. Hiçbir şahsi menfaat hesabı, hiçbir kişisel kapris, hiçbir dar ekip dayanışması, bu misyonun önüne geçemez, üstüne çıkamaz. Bileğini bükmeye vesayetçilerin, darbecilerin gücü yetmeyen bu partiyi, kendi içinden yaralayacak kimseye izin vermeyiz, kimseye eyvallah etmeyiz. AK Parti teşkilatlarındaki her bir kardeşimin sorumluluğuna bu gözle bakmasını istiyorum.”
‘KAZANMAK DIŞINDA İHTİMALİ OLMAYAN SEÇİME HAZIRLANIYORUZ’
Erdoğan, AK Parti kurulduğu günden beri girdikleri her seçimin kendileri için rövanşı olmayan bir müsabaka gibi olduğunu vurgulayarak, “Kazanmak dışında ihtimali olmayan bir seçime daha hazırlanıyoruz. Genel merkezimizle ve meclis grubumuzla önümüzdeki kritik sürecin hazırlıklarını tüm boyutlarıyla yürütüyoruz. Ülkemizin 81 şehrinde, 85 milyon vatandaşımızın her birine ulaşma, her ulaştığımız insanın da gönlünü kazanma hedefiyle seçim gününe kadar çalışacağız.
Hemen ardından da 2023 seçim zaferimizin sembolü olacak 23 milyon üye hedefiyle yolumuza devam edeceğiz. 23 milyon hedefini koyduğumuza göre bu oy aynı zamanda üye. Bunu yapacağız, seçim öncesi seçimi kazanacağız. Bu bizim için zor bir şey değil. Şu anda 11 milyonu aşkın üyemiz var mı, var. Her üyemiz bir üye daha ilave ederse işte seçimden önce seçimi kazandık demektir. Görüldüğü gibi zor bir konu değil.
Eğer ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları, bu üyelerimize bunu telkin eder, onlar da bunu yapmaya başlarlarsa mesele bitmiştir. Ama bütün ana kademeye, kadın kollarına, gençlik kollarına bunu öyle bir kabul ettirmeliyiz ki her biri ‘benim böyle bir görevim var, bunu başarmalıyım’ demeli.”
‘MİLLETİMİZ HAKETTİKLERİ CEVABI VERECEKTİR’
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, AK Parti’nin kadınları iş hayatının dışında tutmaya çalıştığını iddia ettiğini anımsatarak şunları dedi:
“Halbuki AK Parti Kadın Kolları’ndaki kardeşlerimiz sadece son bir yılda 72 ilimize gittiler. Bay Kemal, niye biliyor musun? ‘Kardeşlerimize verdiğimiz devlet desteklerini iyi anlatın, faydalansınlar, işlerini kursunlar, istihdama katılsınlar’ talimatını yerine getirmek için illerimize gittiler. Sende böyle bir teşkilat var mı? Hele bir de bu zatın muhafazakar genç kadınlara seslenmesi yok mu, insanda azıcık utanma duygusu olsa bu lafı ağzına bile alamaz.
Kadınlarımızın en temel hakkı olan başörtüsü özgürlüğünü elinden almak için Anayasa Mahkemesi’nde nöbet tutan birine düşen, ahkam kesmek değil, başını eğip yerine oturmaktır. Ama maalesef bunlarda yalan gibi, iftira gibi, çarptırma gibi utanmazlık da diz boyu. Milletimiz inşallah şayet yürekleri yeter de sokağa çıkacak yüzleri olursa burada onlara hak ettikleri cevabı verecektir.”
‘KILIÇDAROĞLU’NDAN BİLE MEDET UMACAK HALE GELDİLER’
Erdoğan, Türkiye üzerinde siyasi ve ekonomik hesabı olan herkesin, demokrasi ve kalkınma atılımlarından rahatsızlık duyan tüm çevrelerin umutlarını 2023 seçimlerine bağladıklarına işaret ederek, “Bugüne kadar sosyal fay hatlarımızı harekete geçirmeye çalışmaktan, sınırlarımızı tacize, uluslararası kuşatma gayretinden farklı görünümlerdeki darbe girişimlerine kadar her yolu deneyenlerin artık sabrı kalmadı. AK Parti’yi tökezleterek ülkeyi büyük ve güçlü Türkiye rotasından çıkarmak için ellerindeki tüm kozları sahaya sürmeye başladılar. Öyle ki ülkenin en çürük siyasetçisi Kılıçdaroğlu’ndan bile medet umacak hale geldiler” dedi.
‘KARŞIMIZDA UYDURUK BİR MASA VAR’
Erdoğan 6’lı masa ittifakının perişan bir yapı olduğunu söyleyerek şöyle dedi:
“6’lı masa diye milletin önüne koydukları yapı, sirk çadırından beter bir yer haline dönüştü. Hadi masanın çevresinde oturanlar belli. Altında ve etrafında dolananları ne yapacağız? Yapılacak açıklamaların bile büyükelçilerin onayına sunulduğu bir yeden söz ediyoruz, dikkat edin. Dikkat ederseniz bu ithama tüm güçleri ve kalpleriyle ‘böyle bir şey kesinlikle yok’ diyerek, cevap dahi veremiyorlar. Çünkü süt dökmüş kedi gibi kabahatlerini gayet iyi biliyorlar. Sadece bu kadar da değil.
Bir de masanın gizli ortaklarından yedikleri ayarlar, bölücü örgütün uzantılarından yedikleri zılgıtlar var. Her gün bir HDP’li çıkıp bunlara posta koyuyor, tehdit ediyor, istikamet gösteriyor. Hatta inceden şantaj yapıyor. Hiçbirinin gıkı dahi çıkmıyor. HDP’liler yetmiyor, bazen de sahneyi Kılıçdaroğlu alıyor. Bu zat, tepesi atınca kürsüden ortaklarına ‘ya bana katılın ya da önümden çekilin’ diyerek, meydan okuyor. Yine kimsenin sesi, soluğu çıkmıyor.
Masadaki ortaklarından bir diğeri, işi meşrep fitnesini alevlendirmeye kadar götürüyor, yine herkes suspus. Geçmişlerini ve tüm değerlerini inkar pahasına o masada oturanları milletimizin vicdanına havale ettik. Karşımızda işte böylesine perperişan bir yapı, uyduruk bir masa, her tarafı dökülen bir ittifak var. Şöyle bir düşünün; bunlar mı Türkiye’nin güney sınırlarındaki terörle mücadele harekatlarını yönetecek, bunlar mı terör örgütlerine dünyayı dar edecek? Bunlar mı küresel ekonomik krizi ülkemiz için fırsata dönüştürecek, bunlar mı istihdamı artırarak her insanımıza çalışacak?”
‘ENFLASYONU DÜŞÜRECEK OLAN DA BİZİZ’
Erdoğan, insanların hayat pahalılığından dolayı zorlandığını bildiklerini söyleyerek şöyle konuştu:
“Bugün insanlarımızın geçim sıkıntısı meselesi olabilir, bugün insanlarımızın hayat pahalılığı yükü altında zorlandığını biz de tespit ediyoruz. Ama şunu da bilmemiz lazım ki dünya, nasıl bir girdaptan geçiyor. Bunu da göreceksiniz. Tıpkı geçtiğimiz 20 yıldaki eser ve hizmetlerimiz gibi aldığımız ve alacağımız tedbirlerle insanlarımızı geçim sıkıntısından kurtaracak olan da, enflasyonu düşürecek olan da, istikrarı tahkim edecek olan da, herkesin iş ve aş sahibi olmasını güvence altına alacak olan da, ülkemizi hak ettiği aydınlık yarınlara kavuşturacak olan da biziz.
Türkiye’nin AK Parti’yle, Cumhur İttifakı’yla ve Cumhurbaşkanı olarak bizimle devam etmesi için yüzlerce, binlerce, milyonlarca sebep sayabiliriz. Ülkenin bu kifayetsizlere teslimi için de ortaya konabilecek tek bir akıl, mantık, vicdan, ahlak ürünü sebep bulunamaz. İşte bu hakikatlerle milletimizin huzuruna çıktığımızda karşımıza dikilenlerin hepsinin de kağıttan birer kaplan olduğu zaten kendiliğinden anlaşılacaktır.”
’12 AYLIK İHRACATIMIZ 243 MİLYAR DOLARI GERİDE BIRAKTI’
Erdoğan, insanlığın son 2,5 yıldır tarihinin en ciddi ve geniş çaplı krizlerinden birini yaşadığını, koronavirüs salgınıyla sağlık alanında başlayan sıkıntıların derinleşerek devam etiğini anımsatarak şöyle dedi:
“Türkiye, salgın krizini tüm boyutlarıyla yöneten ülkelerin başında geliyor. Vakitlice aldığımız tedbirler sayesinde hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmadık. Hastane kapısından geri çevrilen, ilaç bulamadığı için vefat eden, sağlık hizmetlerine ulaşamayan hemen hiçbir insanımız olmadı. Ekonomik olarak bizden çok daha zengin olan ülkelerde rastlanan vahim görüntülerin hiçbiri ülkemizde yaşanmadı. Destek ve teşvik paketlerimizle her kesimden insanımızın yanında olduk.
Bu kritik süreçte muhalefetin baskılarına rağmen ekonomide kontak kapatmadığımız gibi şartları zorlamak pahasına üretimi sürdürdük. İhracat, istihdam ve sanayi kapasite kullanım oranları, uyguladığımız politikaların ne kadar doğru, isabetli olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz yıl tarihimizin en yüksek ihracat rakamı olan 225 milyar doları aştık.
Mayıs ayı itibarıyla 12 aylık ihracatımız 243 milyar doları geride bıraktı. Türkiye’nin bu noktaya yıllık 36 milyar dolar ihracattan geldiğini; göreve geldiğimizde 36 milyar dolardı, oradan buraya geldik. Bunu özellikle hatırlatmak istiyorum. Hedefimiz önce 500 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmak, ardından bunu da ikiye katlamaktır.”
‘FIRSATÇILARA GÖZ AÇTIRMAYACAĞIZ’
Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşıyla tarihi zirveleri zorlayan petrol, doğal gaz ve emtia fiyatlarının yol açtığı sıkıntılarda vatandaşların yanında olduklarını belirterek şöyle dedi:
“Şimdiye kadar bu doğrultuda vergi indirimlerinden hibelere, sosyal destek paketlerinden elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki sübvansiyonlara kadar birçok adım attık. Vatandaşımızın yükünü hafifletmek için konutlarda kullanılan doğal gazın fiyatlarında yüzde 82’ye varan sübvansiyon sağladık. Enflasyonla mücadele kapsamında geçen sene 154 milyar dolar vergi gelirinden vazgeçmiştik. 2022 yılında bu rakam 239 milyar liraya çıkacak.
Hayat pahalılığını azaltmak için yaptığımız fedakarlıkları kazanç vesilesi gören tamahkarlara da fırsat vermiyoruz. Vatandaşımızın aşına, ekmeğine kan doğrayan bu fırsatçılara kesinlikle göz açtırmayacağız. Serbest piyasa ekonomisi kurallarıyla uyuşmayan fahiş fiyat artışlarıyla insanımızın rızkına uzanan habis ellere karşı hukuki ve idari düzenlemeleri de hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. Türkiye’yi son 20 yıldaki netameli süreçlerden nasıl başarıyla çıkardıysak, inşallah şu anki küresel kriz ortamından da alnımızın akıyla çıkaracağız.
Türkiye 21’inci yüzyılın yükselen yıldızlarından birisi olacaktır. Yeni başarı hikayeleriyle evlatlarımıza bırakacağımız büyük ve güçlü Türkiye’nin taşlarını döşemeye devam edeceğiz. Mandacı ekonomistler, kifayetsiz muhterisler ne derse desin. Türkiye, sağlam altyapısı, üretim gücü ile 21’inci yüzyılın yükselen yıldızlarından biri olacaktır. Yeter ki umudumuzu kaybetmeyelim.”