Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan FETÖ ile mücadelede tarihi adımı duyurarak, “NATO’nun kayıtlarına PKK girmiştir, YPG girmiştir, PYD girmiştir ama hepsinden öte FETÖ bir terör örgütü olarak girmiştir. Bugüne kadar sadece AB kayıtlarında olan PKK, şimdi onunla birlikte YPG, PYD ve FETÖ, bunlar da NATO’nun resmi kayıtlarında yerini almıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Geçmiş Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu. AK Parti çatısı altında görev yapan belediye başkanları ile bir arada olmaktan memnuniyet duyduğunu dile getiren Erdoğan, “Sizler AK Parti’nin bugünkü temsilcisi olduğu kadim medeniyet davamıza gönüller kazanarak katkı vermiş bir kadrosunuz. Sizler, belediye başkanlığı döneminizde gerçekleştirdiğiniz eser ve hizmetlerle adlarını tarihe yazdırmış bir kadrosunuz” ifadelerini kaydetti. AK Parti’de beraber görev yaptığı belediye başkanlarına seslenen Erdoğan, konuşmasında şunları ifade etti:
“Tabi şu anda karşımızda muhteşem tablo öyle bir anda ve kolayca oluşmadı. Buradaki kardeşlerimin kimileriyle 40 yılı, kimileri ile çeyrek asrı geçen, en yenisiyle 10-15 yılı geride bırakan mücadele geçmişimiz var. Nice siyasi başarının, seçim zaferinin sevincini hep birlikte yaşadık. Ülkemize ve şehirlerimize kazandırdığımız nice yatırımın mutluluğunu birlikte yaşadık. İnsanlarımızdan aldığımız nice duanın içimize veridiği huzura birlikte şahit olduk. Nice badireleri birlikte aştık.
Farklı görünümler altında gerçekleştirilen nice saldırılara birlikte göğüs gerdik. Şeytanın bile aklına gelmeyecek yollarla önümüze kurulan nice tuzakları birlikte bozduk. Sıfatlar, görevler, makamlar gelir geçer ama işte bu gurur verici yaşanmış hakikatler daima bizimle kalır. Bırakınız ülkemizi, dünyada pek az lidere, pek az yöneticiye böylesine kadar köklü, böylesine geniş böylesine kaliteli böylesine vefalı bir kadroyla yol yürümek nasip olmuştur. Şahsıma sizler gibi yol, siyaset, çalışma arkadaşları nasip ettiği için Rabbime ham ediyorum.”
‘CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK ATILIMIDIR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’li belediyelerin kendini millete ispat ettiğini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
“AK Parti, belediye hizmetleri ile kendini milletimize ispatlamış, inançlı ve azimli bir kadronun Türkiye’nin yönetimine talip olmasıyla ortaya çıkmıştır. Önce şehirlerimizi değiştirdik, geliştirdik. Ardından 81 vilayeti ve bugün 85 milyonu aşan vatandaşıyla tüm ülkede tarihi bir dönüşümü yaşattık. AK Parti’nin demokrasi ve kalkınma devrimi Cumhuriyet tarihinin en büyük atılımıdır. Geçmişte rahmetli Menderes ve Özal’ın başlattığı reformları çok daha fazlasıyla hayata geçirmek bize nasip oldu. Hep söylediğimiz gibi AK Parti’yi kuran da onu 15 ay içinde iktidara getiren de ona istikamet gösteren de girdiği her mücadelede dimdik yanında duran da milletimizin bizatihi kendisidir.
Türkiye 2002 Kasım seçimleriyle başlattığı büyük demokrasi ve kalkınma atılımını 2004 seçimleriyle birlikte belediyelerin dahil olmasıyla yeni bir safhaya geçirmiştir. ‘Yerel Kalkınma Başlıyor’ sloganıyla girdiğimiz 2004 seçimlerinde 16 büyükşehirden 12’sinin de aralarında olduğu toplam 1750 belediye başkanlığını kazanmıştır. Daha sonraki yıllarda da bu başarılarını sürdürmüştük. En son 2019 mahalli idareler seçimlerinde de büyükşehirlerin yüzde 52’sini diğer illerin yüzde 55’ini kazanarak mahalli idarelerdeki gücümüzü bir kez daha gösterdik.”
‘KAYIPLARIMIZI TELAFİ ETMEKTE KARARLIYIZ’
Erdoğan, İstanbul ve Ankara belediye başkanlıklarını kaybetmenin üzüntü verici olduğunu belirterek, “İstanbul ve Ankara gibi iki büyük şehrimizin başkanlık nezdinde kaybedilmiş olmasından üzüntü duyuyorum. Bakın başkanlık nezdinde diyorum. Çünkü meclislerini Ankara’nın da İstanbul’un da biz kazandık. Bir belediye dediğimiz zaman olay sadece başkanlık değildir, meclistir meclis. Meclisi bir kenara koyamazsınız.
Meclisle beraber eğer güçlüyseniz, o belediyede gücünüz çok farklıdır. Bu şehirlerdeki seçimleri oy oranlarımız gerilediğimiz için değil, rakiplerimizin tamamı karşımızda birleştiği için kaybedildiği bir gerçektir. Buna rağmen elde ettiğimiz tecrübeleri göz önünde bulundurarak kayıplarımızı inşallah ilk fırsatta telafi etmekte kararlıyız. Milletimiz de bu hakikatleri görüyor öyle değerlendiriyor. Nitekim geçtiğimiz hafta yapılan Çankırı Dodurga seçimleri, Anadolu irfanının bir göstergesi olarak siyasi tarihimizdeki yerini almıştır.
Bu seçimde muhalefet partilerinin tamamı 146 oyda kalırken, AK Parti ve Cumhur İttifakı ise 995 oya karşılık gelen yüzde 87’lik bir oranla seçimi açık ara kazanmıştır. Buradan Dodurgalı kardeşlerime teveccühleri için bir kez daha teşekkür ediyorum. Elbette böyle sınırlı bir seçim sonucu tek başına ölçü değildir. Ama ortada fikir verecek bir tablo olduğu da bir gerçektir. Şayet bu seçimde farklı bir sonuç çıksa ortalığı birbirine katacak olanların AK Parti ve Cumhur İttifakı kazandığında nasıl sus pus olduklarını, nasıl başlarını kuma gömdüklerini sizler de görüyorsunuz” diye konuştu.
‘AKIL VE VİCDAN BİR KENARA BIRAKILDI’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi değerlendirmelerde akıl ve vicdanın bir kenara bırakıldığını vurgulayarak, “Maalesef ülkemizde pek çok konuda olduğu gibi siyasi değerlendirmeler hususunda da akıl ve vicdan bir kenara bırakılmış, ideolojik saplantılar, kör husumetler, sanal kabuller ön plana çıkmıştır. Ülkenin ve milletin kazanımlarından, sırf bize ve partimize fayda getireceği için üzüntü duyan ve buna karşılık ülkemizin ve milletimizin yaşadığı her sıkıntıyı aynı gayeyle, sevinçle karşılayan bir güruh peydah oldu.
Türkiye işgale uğrasa düşmanı çiçekle karşılayacak bu güruhu biz bir asır öncesindeki kibarca manda ve himaye taraftarlığı diye ifade edilen emperyalist uşaklığından tanıyoruz. İnşallah meydanı başkalarının çöpüne hayranlık duyan kendi ülkelerinin güzelliklerine öfke ile saldıran bu emperyalist uşaklarına bırakmayacağız” dedi.
‘ARTIK KENDİ VİZYONUNU BELİRLEYEN BİR TÜRKİYE VAR’
2023 seçimlerine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin önemli bir seçime hazırlandığını vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye 2023 Haziran’ında yapılacak en önemli seçimlerinden birine hazırlanıyor. Ülkemizin belediyelerle birlikte başlatırsak neredeyse son 30 yılına damgasını vurmuş bir hareket olarak bu seçimin anlamını en iyi biz biliriz. Vesayet güçleriyle, terör örgütleriyle, darbecilerle, siyasi ve ekonomik tetikçilerle adeta boğuşarak geldiğimiz yer sadece bizim değil, ülkenin ve milletin gelecek bir asrını belirleyecek derecede mühimdir. Siyasi hayatımızın her günü milli iradenin üstünlüğünü tesis için canhıraş bir mücadele ile geçti.
Aynı şekilde belediyeden hükümete kadar sorumluluk üstlendiğimiz her yerde ülkemizin asırlara sarih geri kalmışlığının, milletimizin ihmal edilmişliğinin telafisi için gece gündüz çalıştık. Bugün Türkiye’nin demokratik standartları da eser ve hizmet altyapısı da hamdolsun gelişmiş ülkelerle boy ölçüşecek seviyededir. Yaşanan her gelişme, bu gerçeği görmek istemeyen gözlerin, duymak istemeyen kulakların, hakkı söylemek istemeyen dillerin bile inkar edemeyeceği bir hakikat olarak tekrar tekrar ortaya koymaktadır.
Geçmişte bu ülkenin ayağa kalkmasını, darbe ve vesayet araçları ile yürütülen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik geri kalmışlıkla engelleyen kozlarını sabırlı bir mücadeleyle birer birer ellerinden aldık. Artık kendi vizyonunu belirleyen, bu doğrultuda gerekli adımları kararlılıkla atan bir Türkiye var. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, şehircilikten sosyal desteklere kadar her alanda sahip olduğu güçlü altyapıyla hedeflerine kilitlenen bir Türkiye var, siz varsınız.”
‘YAŞADIĞIMIZ SIKINTILARI HAFİFLETMEYE ÇALIŞIYORUZ’
Erdoğan, Türkiye’nin sahip olduğu gücün daha anlamlı hale geldiğini aktararak, “Küresel finans krizi, küresel sağlık krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi dünyada yaşanan zorlu sınamalar Türkiye’nin sahip olduğu bu gücü daha değerli ve anlamlı hale getirmiştir. Ülkemiz, dünyanın en gelişmiş 10 devleti arasındaki seçkin yerini almaya her zamankinden daha yakındır. Elbette sıkıntılarımız, sancılarımız, ödediğimiz bedeller mevcuttur.
Özellikle ekonomide son dönemde ortaya çıkan hayat pahalılığının insanlarımızın belini büktüğünü gayet iyi biliyoruz ama biz ekonomimizi mahvetme tehdidiyle büyük bir saldırıya kaldığımız 2018 yılındaki yol ayrımında tarihi bir tercihte bulunduk. Bu ülkemizin imkanlarını, finansal ilizyonlarda değil, istihdamı artırmak için kullanma tercihiydi. İşte bu anlayışla asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar sabit kazançlıların gelir seviyelerini artırarak, yaşadığımız sıkıntıları hafifletmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede geçen hafta çıkan bir kanunla belediye başkanlarında yaptığımız iyileştirmenin de hayırlı olmasını diliyorum.
Dünyanın resesyonun eşiğinde bulunması, ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütme esasına dayanan Türkiye Ekonomi Programımızın ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. Belki insanlarımızın alım gücü enflasyon sebebiyle bir miktar düştü. Ama kimseyi işsiz bırakmadık, aç bırakmadık, açıkta bırakmadık. İnşallah önümüzdeki Şubat-Mart aylarıyla birlikte enflasyonu da kontrol altına almış olarak devam edeceğiz. Şüphesiz insanların siyasi tercihlerinde ekonomi önemli bir belirleyicidir. Ama asla tek belirleyici değildir” ifadesini kullandı.
‘NATO KAYITLARINA FETÖ, TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GİRMİŞTİR’
FETÖ’nün NATO kayıtlarına terör örgütü olarak geçtiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz milletimize gece gündüz şu üç konuyu anlatacağız. Birincisi 20 yılda Türkiye’yi nereden nereye getirdiğimizdir. Ülkemize sağladığımız demokratik ve ekonomik kazanımları eskiyle mukayeseli bir şekilde ortaya koyarak hafızaları sürekli canlı tutmalıyız. İkinci olarak bu altyapı ile ülkemizi nereye ulaştırmak istediğimizi anlatmaya çalışacağız. Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak yeniden yapılandığı bir süreçte Türkiye’yi hak ettiği konuma ancak biz getirdik, biz getirebiliriz. Üçüncüsü karşımızdaki güruhun, ülkemizin ve her bir inşamızın geleceğine nasıl bir zarar vereceğini biz anlatacağız. Koalisyon dönemlerinin ülkemize maliyetiyle bölgemizdeki devletlerin güçlü yönetim eksikliği sebebiyle ödediği acı bedeller ortadadır.
En son NATO zirvesini izlediniz. NATO zirvesinde kimlerle neyi, nasıl konuştuğumuzu herhalde takip ettiniz. Bütün bunlarla beraber eğitilip donatılan on binlerce PKK’lı, YPG’li, PYD’li, FETÖ teröristlerinin sınırlarımız dibinde beklediği dünyanın dört bir yanında saldırmak için sinsice hazırlık yaptığı, birilerinin de FETÖ’cü alçaklarla fotoğraf vermek için adeta hazırlık yaptığı, Türkiye’yi Suriye’den de Ukrayna’dan da beter etmek için ellerini ovuşturduğu çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Ana muhalefet, yavru muhalefet buradan size sesleniyorum. NATO’nun kayıtlarına PKK girmiştir, YPG girmiştir, PYD girmiştir ama hepsinden öte FETÖ bir terör örgütü olarak girmiştir.
Bugüne kadar sadece AB kayıtlarında olan PKK, şimdi onunla birlikte YPG, PYD ve FETÖ bunlar da NATO’nun resmi kayıtlarında yerini almıştır. Biz gerek NATO Genel Sekreterine, gerek diğer cumhurbaşkanı ve başbakana, ‘bizim kırmızı çizgimizdir bunlar’ dedik. ‘YPG, PYD ve FETÖ bu kayıtlara girecek, girmediği takdirde biz bu imzayı atmayız’ dedik ve onlar da bunu kabul etmek zorunda kaldılar ve böylece bu NATO’nun kayıtlarına girdi. Öyle Türkiye’de ileri geri konuşmanın hiçbir anlamı yok. Kimseyi aldatamazsınız.
Artık NATO’nun şu anda kayıtlarını açarsınız ve o kayıtlarda bunları çok açık, net görürsünüz. Gizli bir şey artık kalmadı. Her şey ortada. 3 dakikada NATO zirvesinde, Türkiye’deki teröristlerin İsveç’te nasıl, Finlandiya’da nasıl, Hollanda’da nasıl, Almanya’da nasıl, İtalya’da nasıl, yani dünyanın değişik ülkelerinde bunların nasıl cirit attığını hepsine gösterdik, bütün liderlere. Artık gizli saklı bir şey yok. Her şey ortada.”
‘EN KÜÇÜK ZAFİYETİN MİLLETİMİZE ÇOK AĞIR BEDELLERİ OLACAKTIR’
2023 seçimlerinin kızgınlık, kırgınlık ve nefsaniyetle hareket edilemeyecek bir seçim olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkenin yönetimindeki en küçük bir zafiyetin milletimize çok ağır bedelleri olacaktır. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasından taviz vermemek için 2023 seçimlerini Meclis’te Cumhur İttifakı’nın, Cumhurbaşkanlığı’nda bizim kazanmamız şarttır. Kendimizle birlikte evlatlarımızın ve onların çocuklarının geleceği için bu imtihanı da başarıyla vermeye mecburuz. Bunların muhasebesini ve murakabesini çeşitli zeminlerde beraberce yaptık ve yapıyoruz. Ama 2023 seçimleri tüm bunların ötesinde bir anlama, öneme, hassasiyete sahiptir. Bu seçim kızgınlıkla, kırgınlıkla, nefsaniyetle hareket edilebilecek bir seçim değildir. Türkiye, dünün Türkiye’si değildir.
Siyasi gücümüzle, diplomatik etkinliğimizle, ekonomik büyüklüğümüzle, eser ve hizmet altyapımızla çok ileri ve farklı bir yerdeyiz. Daha açık bir ifadeyle artık kaybedecek çok şeyimiz vardı. Eskiden kaybedecek tek hazinemiz vaktimizdi. Ödediğimiz tek bedel, zaten sahip olmadığımız özgürlük ve refah umudumuzu ertelemekti. Şimdi ise 2023’te yanlış bir tercih durumunda küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligindeki yerimiz ile bu ligin lokomotif ülkeleri arasına girme fırsatımızı tehlikeye atmış olacağız.
Bu gerçekleri önce kendi arkadaşlarımıza, onlarla birlikte halka halka her bir ferdimize anlatarak, 2023’te her hangi bir kazaya meydan verilmemesini temin edeceğiz. Bizim hakkı, hakikati, muhabbeti dile getirdiğimiz her yerde, muhalefetin yalanlarıyla, iftiralarıyla, çarpıtmalarıyla, hezeyanlarıyla insanları zehirlemeye çalıştığını unutmamalıyız. Sizlerden hanenizden başlayarak, oturduğunuz binada, sokakta, mahallede, iş yerinde, çarşıda, pazarda, otobüste, trende, dost meclislerinde velhasıl her yerde doğrudan şahsımın temsilcisi olarak davamıza sahip çıkmanızı, kazanmadık gönül bırakmamanızı istiyorum.”