Enkaz tozundaki ölümcül Asbest tehlikesi!… Asrın felaketi sonrası kenetleniyoruz derken aynı zamanda sosyal bir kopuş da yaşamadık değil…
Maddi durumu yetersiz olduğu halde başka diyarlara göç etmek zorunda kalan, sevdiklerini hiç bulamayan, kaybeden, o acıyla kıvranan çok insanımız var. Diğer taraftan ruhen toparlanacağız inancı varken canhıraş verilen hizmeti takdir etmek yerine AHBAP mı AFAD mı diyerek abes bir bölünme yaşıyoruz.
Birçok siyasi, özellikle de gazeteciler, politikanın insan için olduğu anlayışını terk edip, insan politika içindir anlayışını benimsedi yıllarca. Retoriklerle manipüle edildi ülkemin enkaz altında can çekişen insanı… Millete sadece maddi ve siyasi birtakım vaatler veriliyor, fakat yetmez ki.
Oldukça ciddi ve olası bir sağlık durumu var ama herkes neredeyse görmezden geliyor: enkaz molozlarının içindeki asbest kimyasallarını içeren dumanlara maruz kalınmasıyla ortaya çıkacak solunum yolları hastalıkları ve daha da kötüsü cilt, akciğer zarı vb. gibi kanser türleri… Sadece depremin bulunduğu 10 ili de değil, bulutlarla ve yağmurlarla tüm Türkiye’ye Çernobil misali ölüm saçacak bir tehlikeden bahsediyoruz.
Ufak bir örnekle durum vahametini izah edelim. 11 Eylül 2001’de İkiz Kuleler‘in yıkılışını bilirsiniz. Bina, moloz yığınlarına dönmüştü birkaç saniyede… O molozların içerdiği kimyasalların kokusuna ve tozlara maruz kalan New York halkından 24.000 kişi 20 yıl içerisinde asbestle doğru orantılı olarak kansere yakalandı. 114.000 insanda da kalıcı solunum yolu iltihabı, kronik öksürük, nefes darlığı vb. gibi durumlar boy gösterdi.
İtfaiyeciler, sıradan Amerikalılara kıyasla bu hastalıklara daha az oranda yakalandılar zira kıyafetleri korunaklıydı ve düzenli olarak kanser taramasından geçiyorlardı. Enkazı kaldıran diğer işçilerin ise Mount Sinai Hospital‘da yapılan bir analize göre diğer insanlara kıyasla %41 kan kanserine, %219 da tiroid kanserine daha fazla yakalanma ihtimalleri bulunuyor.
İkiz kuleler 2 binaydı, bizim ülkemizde on binlerce bina çöktü. Bir o kadar da yıkılacak olanlar mevcut… İkiz kuleler enkazı 250-500 bin ton ağırlığındaydı, bizden çıkan enkaz ise 140-210 milyon ton… Kabaca 350-800 kat arası daha güçlü bir yıkıma maruz kalmışız. Bu durumu ciddiye almazsak bilançosu çok ağır olacak, kimse bana bir şey olmaz nutukları atmamalı. İkiz kuleler enkazının tesiriyle hastalık kapanlardan yola çıkarak Doktor Jacqualine Moline, asbest kimyasallarının, enkazın solunmasıyla ciğere yapışıp 40 yıl sonra bile kansere neden olabildiğini söylüyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılması gereken en önemli işler insanların bölgeden tahliye edilmesi, edilemiyorsa bile maske takmalarının zorunlu kılınması, hava temizliği kontrolünün yapılmasıdır. Ardından bu insanların ve gerekirse tüm Türkiye’nin düzenli aralıklarla kanser, özellikle de akciğer taramasından geçirilmesidir.
Dikkatinizi çekmek istiyorum, vahşi kapitalizmin kalesi, diş çektirmenin 1000 dolardan, acilde sedye parasının 5000 dolardan, eğitimin 30.000 dolardan başladığı, halkına parasız hiçbir hizmet sunmayan Amerika bile 11 Eylül’den dolayı hastalananlar için WTC Health Program adlı, hastanın kanser taramalarını bedava yaptırabilecekleri, sağlık durumunun incelendiği bir opsiyon sunuyor. 2 binanın tozu için bile böyle bir proje zorunlu görülmüşse bizde hayli hayli olmak zorundadır. Olası bir toz bulutu tüm ülkeyi kanserle ve solunum yolları hastalıklarıyla sarsabilir. Bunlar birer öneri değil, mecburiyettir.
Sağlık Bakanlığımız gibi gazeteler de üzerlerine düşen görevi yaparak kamuoyunu hastalık konusuyla ilgili bilgilendirmek zorundalar. Dün 8 gazete aldım, kontrol ettim. İnanır mısınız sadece bir gazete sayfasının mütevazi bir köşesinde 8 satırlık ufak bir haber yapılmış enkazdan solunan hastalıklarla ilgili. Bundan dolayı politika insan içindir demiştim yukarıda… Gazeteler de bunu unutuyor. Her şeyin temeli insana hizmet değil midir? Neden haber yapıyoruz? Kamuoyu bilgilensin, akıl süzgecinden geçirilip edinilsin ve nihayetinde eyleme dökülsün, toplumu daha ilerilere taşınsın diye.
Ciddi bir kanser tehlikesi ülkeyi sarmışken başka gündemlerle o sayfaları meşgul etmek halka ihanet değil de nedir? Uzmanlar, asbes tehlikesine dikkat etmemiz konusunda bas bas bağırırken her gazetenin yapması gereken sadece ufak bir haber mi paylaşmak yoksa derin ve geniş çaplı araştırmalarda bulunup organize bir şekilde kamuoyuna mı duyurmak? İyi düşünelim ve üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirelim. Bu devlet, bu millet, bu insanlar bizimdir.