Bazen bir boşlukta oluruz. İşler yolunda gitmez bir yere sığınmak dertleşmek isteriz. Bizi hiç tanımayan biri ya da hayali bir kahraman kurtarıcımız olabilir. Yoğun hayatın yorucu koşuşturması içinde biraz hayali biraz hüzünlü bir hikayemi sizlerle paylaşmak istedim. Hepimiz biraz kendimizi bulabileceğimiz bir hikaye keyifle okumanızı dilerim.
Derya beş yaşında ailesini bir trafik kazasında kaybetmişti. Annesi rahatsızdı. Tedavi için gittikleri hastahane yolunda babası bir kamyonla çarpışarak hayatlarını kaybettiler. Onu anaannesi ve dedesi büyüttü. Çoukluğu köyde geçti çok güzel büyük bir bahçeleri vardı. Dedesi ve dayısı tarımla uğraşıyordu. Bahçede kırmızı şapkalı bir korkuluk Derya’nın en iyi arkadaşıydı. Ne zaman ağlasa üzülse korkuluğun yanına gider konuşur bazen yüksek sesle ağlardı.
Dedesi bu duruma üzülürdü ama torununun dünyasına karışmaz onu yalnız bırakırdı. Yıllar geçmiş Derya üniversiteli bir kız olmuştu diplomasını ilk sevgili korkuluğuna götürdü. Sarıldı başarısını anlattı dereceyle bitirmişti okulunu . Dedesi yemeğe çağırınca arkadaşıyla vedalaşıp eve geldi. Dedesi,
-Sevgili kızım bazen bizden daha fazla kırmızı şapkalı dostunu sevdiğini düşünüyorum. Artık genç bir kız oldun yarın öbür gün iş hayatına atılacaksın birini seveceksin çocukluk hayalinden kurtul, dedi. Derya dedesini çok seviyordu ama kırmızı şapkalı dostunun yeri ayrıydı.
-Dedeciğim ben hepinizi seviyorum. Korkuluk benim çocukluğum arkadaşım yalnızlığım herşeyim yaşlı bir kadın olsam bile onu ziyeret edip dertleşeceğim çocuklarıma anlatacağım lütfen dostuma laf söylemeyiniz.
Derya iyi bir işe girdi iş yerin de Gökhan isimli bir genç ile tanıştı bir kaç yıl geçmiş Derya işin de uzmanlaşmıştı terfi bekliyordu. Gökhan ile arkadaşlıkları ilerlemiş evlenme hayalleri kuruyordu. Fırsat buldukça kırmızı şapkalı korkuluğuna sevdiği adamı anlatıyordu. Gökhan Derya’ya bir yüzük hediye almıştı. Herşey güzel giderken işyerine yurt dışından gelen Sevilay patronun kızıydı. İşlere el atmış işyerini adeta bir mikser gibi karıştırmıştı. Gökhan’a farklı pozisyonlar vermişti. Gökhan bu genç kadının zenginliği ve büyüsüne kapılmaya başlamıştı. O sırada herşeyden habersiz Derya gelinlik provasına gitmiş çıkışta nişanlısına bir hediye almayı düşünüyordu.
Hediyesini aldı. Nişanlısının evine gitti. Gökhan sessiz üzgün ve morali bozuk bir şekilde oturuyordu. Derya onu böyle görmeye alışkın değildi. Sebebini sordu. Gökhan bazı sıkıntıları olduğunu yurt dışına bir şubeye gideceğini ilişkilerini bitirmek istediğini evlenmeyi düşünmediğini söyledi. Derya sorgulamadı. Peki diyebildi. Evden hızlıca çıktı ağlayarak arabasına bindi saatlerce araba kullandı. Köylerine geldi kimseye görünmeden korkuluğunun yanına gitti . Saatlerce ağladı içini dötü. ”Sen benim herşeyimsin arkadaşım dostum ailem insanlar çok kötü kalbim param parça korkuluk keşke sen insan olsaydın”…