Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu Türkiye’nin belli şartlara bağlı olarak Afganistan’da kalması gerektiğini kaydetti
ABD ve NATO güçlerinin Afganistan’dan çekilerek Kabil Havalimanı’nın korunmasının Türkiye’ye bırakma konusunu değerlendiren Emekli Tuğgeneral ve İstanbul Aydın Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Naim Babüroğlu, Türkiye’nin Afganistan’da hangi şartlarla kalması gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nı koruma maksadıyla Afganistan’da kalmasının belli şartlara bağlı olması gerektiğini savunan Babüroğlu, “Bu şartların yerine getirilmediği durumda Türkiye’nin Afganistan’da kalması, Türkiye için katlanılabilir riskin ötesinde bir durum olur” dedi.
Türkiye’nin Afganistan’da kalma koşulları
Babüroğlu, Türkiye’nin Afganistan’da kalma koşullarını şöyle sıraladı:
“Taliban’ın Afgan hükümetiyle birlikte Türkiye’nin kalmasını talep etmesi; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden bu yönde bir karar çıkması; ABD/NATO’nun Afganistan’daki Türk askeri varlığının maliyetlerini karşılaması; ABD/NATO’nun Türk askerine harekât, istihbarat, lojistik destek sağlaması durumunda Türkiye Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlamaya devam edebilir. Bu koşulların gerçekleşmemesi halinde, öngörülemeyen riskler nedeniyle Türkiye Afganistan’dan çekilmelidir. Ayrıca, Afgan halkının savaştığı Taliban’ı, Pakistan’ın desteklediği unutulmamalı. Bu durumda, Türkiye’nin Pakistan’la birlikte Afganistan’da bulunması önemli sorunlar oluşturur.”
“Rusya Afganistan’a geri dönme hazırlığında”
Türkiye’nin Afganistan ile ilişkilerinin Atatürk döneminden beri çok iyi bir düzeyde olduğuna ve bu ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Babüroğlu, “Ancak, Afganistan eski Afganistan değil. Taliban güçleniyor ve ülke iç savaşa sürükleniyor. ABD ve diğer ülkeler hızla çekiliyorlar. Taliban da Türkiye’nin ülkede kalmasına karşı” şeklinde hatırlatmalarda bulundu.
ABD’nin çekilmeye rağmen Afganistan’ın komşularında üs aradığını kaydeden Babüroğlu, “ABD, Afganistan’ı Taliban’a terk ediyor ama, Orta Asya’da mevzileniyor. Kazakistan, Özbekistan ve Tacikistan ile görüşmeler yapılıyor. Afganistan artık sadece Afganistan değil. ABD-Çin-Rusya güç mücadelesine dönüştü. Afganistan’ın sınır komşusu Tacikistan, güvenlik endişesi nedeniyle, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) kapsamında, Rusya’dan askeri destek istedi. Rusya, 1989’da yenilerek çekildiği Afganistan’a geri dönme hazırlığında” ifadelerini kullandı.
“Aslında tarih tekerrür ediyor”
ABD’nin Afganistan’da güvenlik sorumluluğunu Afgan güçlerine bıraktıktan sonra Taliban’ın tekrar güçlenmeye başladığını ve bugün mevcut durumda Afganistan’ın yüzde 70’inden fazlasını kontrol ettiğini hatırlatan Babüroğlu, “Gelinen aşamada, Afganistan’ın yaklaşık yüzde yetmişinden fazlasını kontrol eden Taliban, sürekli güç kazanıyor ve ilerlemesini sürdürüyor. Afganistan ordusu, bazı yerlerde çatışmaya bile girmeden silahlarını terk ederek çekiliyor. ABD İstihbarat Raporu’na göre, ABD’nin çekilmesinden altı ay sonra, Afganistan’ın Taliban’ın kontrolüne geçeceği ve ülkenin iç savaşa doğru sürüklendiği belirtiliyor.
ABD’nin asıl hedefi, Çin’in ‘Tek Kuşak Tek Yol’ projesini ve Çin’in yükselişini önlemek. Bu nedenle, Afganistan’dan hızla çekiliyor. Ülkeyi Taliban’a terk ediyor. Ve aslında tarih tekerrür ediyor. İbn Haldun, “Geçmiş, geleceğe suyun suya benzediğinden daha fazla benzer”, demiş. ABD’nin Afganistan politikası da böyle. 1989’da El Kaide’yi yetiştirdi ve Sovyetlere Afganistan’da Vietnamlarını yaşatmayı başardı. 2021’de, aynı politikayla Çin’e benzer bir tuzak kuruyor” diye konuştu.
“Hibrit savaşa dönüşen savaşın yeni yüzü”
Babüroğlu, ABD destekli radikal grupların güçlenmesinden dolayı, ABD’nin “Küçük Afganistan”a dönüştürdüğü Suriye’nin İdlib bölgesinde ilginç gelişmeler olduğuna da dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“ABD, İdlib’te desteklediği radikal grupları Afganistan’a taşıma hazırlığında. 2002’de terör örgütü olarak tanıdığı, Çin’e karşı savaşan “Türkistan İslam Partisi”ni (TİP) Ekim 2020’de terör örgütü listesinden çıkarmıştı. Yani sekiz ay önce, İdlib’ten Afganistan’a radikal grupları gönderme hazırlıklarına başlamıştı. İdlib’te, Suriye yönetimine karşı savaşan çok sayıda TİP elemanını, Afganistan-Çin sınırına Uygur bölgesine (Vahan Koridoru) gönderiyor.
Amacı, Çin’in bu bölgesini istikrarsızlaştırmak ve Afganistan’ı, El Kaide türevi radikal gruplarla doldurarak Çin, Pakistan, İran ve Orta Asya için terör üreten bir coğrafyaya dönüştürmek. ABD, şimdi de İdlib’te en güçlü örgüt olan Heyet Tahrir’uş Şam’ı (HTŞ) terör örgütü listesinden çıkarma aşamasında. ABD, İdlib’i terör üretme çiftliği haline getirmiş durumda. Buradan, Afganistan’a ve diğer bölgelere radikal savaşçıları taşıyarak, çok az maliyetle, hedeflerini gerçekleştirme amacında. Hibrit savaşa dönüşen savaşın yeni yüzü bu.”