15’inci yüzyılda Van Beylerbeyi Hüsrevpaşa tarafından inşa edilen tarihi El- Aman Hanı Uluslararası Selçuklu ve Osmanlı Araştırmaları Kütüphanesi’ne dönüştürülecek.
Bitlis Eren Üniversitesi’ne devredilen tarihi El- Aman Hanı uygulanacak proje ile tarihe ışık tutacak. Tarihi İpek yolu üzerinde bulunan ve bölgenin ticaret merkezi konumunda olduğu dönemlerde birçok kervana ev sahipliği yapan, son yıllarda da Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından onarılarak Bitlis Eren Üniversitesi’ne devredilen han, tarihe ışık tutacak belgeleri içinde bulunduran ve profesyonel araştırmacıların uğrak yeri olacak bir kütüphaneye dönüştürülüyor.
Bölgede yüzyıllarca hüküm süren, Selçuklu ve Osmanlı devletleri ile onların coğrafyasında yer alan devletlerin tarihlerine ait eserleri bünyesinde barındıracak olan kütüphane, Türkiye’de bir ilk olacak. Mimarisi ve konumu itibariyle bölgenin uğrak noktası olan El- Aman Hanı için Cumhurbaşkanlığı’nın destekleri, Kalkınma Bakanlığı, Bitlis Eren Üniversitesi, Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge İdaresi Başkanlığı’nın ortaklığında yürütülen bir proje olacak.
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, hanın dünyaya fikirleri ile yön veren insanların yetiştiği bir mekan olduğunu söyledi. Amaçlarının medeniyete hizmet etmiş olan bu insanların hatıralarına saygı göstermek olduğunu belirten Prof. Dr. Demirtaş, şunları söyledi:
“Burası şehrimiz ve ülkemiz için çok önemli bir yer. Anadolu’nun en büyük kervansarayı konumundadır. Yüzlerce odası ve müştemilatı vardı. Medresesinden camisine, han kısmına, hayvanların barındığı yerlere kadar bulunuyordu. Buranın ilk inşa tarihi 1579’dur. Van Beylerbeyi Hüsrevpaşa tarafından inşa edilmiş bir yapıdır. Burası bir handan öte kervansaraydır. O dönemde insanlar yolculukları esnasında çok büyük zorluklar yaşıyorlardı. Bitlis bir ticaret merkezi güzergahında bulunuyor. Aslında alternatifi bulunmayan bir ticaret yolu üzerinde bulunuyor. Batıdan gelip doğuya giden, ya da doğudan kuzeydoğuya gidenlerin geçmek için mecburi kullandığı bir yer. Dolayısıyla Bitlis ve Van arasında çok sayıda kervansaray inşa edilmiştir. Bunlar arasında en önemlisi de burasıdır” dedi.
‘SIRADAN BİR KİTAPLIK YA DA KÜTÜPHANE OLMASIN DEDİK’
Bitlis’in konumu itibari ile önemli bir merkez olduğunu kaydeden Prof. Dr. Demirtaş, “Burayı bir kütüphane yapalım istedik. Ancak herhangi bir kütüphane değil. Sıradan bir kitaplık ya da kütüphane olmasın dedik. Böyle düşünürken, burayı bir uzmanlık kütüphanesi halinde tertip edelim. O da bizim tarihimizle, kültürümüzle, geçmişimizle ve bağı olan bir şey de olsun istedik. Uluslararası bir kütüphane oluşturma fikrinde karar kıldık. Burayı El- Aman Hanı Uluslararası Selçuklu ve Osmanlı Araştırmaları Kütüphanesi, araştırmalar yapmak üzere projelendirdik. Çalışmalara başladık. Projeleri tamamladık. İlk etapta tefrişat projesini yaptık. Proje içinde küçük değişiklikler de yapıyoruz. Burada uzun süre çalışmak zorunda kalacak araştırmacıların barınabilecekleri odalar ekleyeceğiz. Cumhurbaşkanlığı’nın destekleri, Kalkınma Bakanlığı, Bitlis Eren Üniversitesi, DAP Bölge İdaresi Başkanlığı’nın ortaklığında yürütülen bir proje olacak” diye konuştu.
UZMANLIK KÜTÜPHANESİ OLACAK
Prof. Dr. Demitaş, Türkiye’de örneği olmayan bu kütüphanenin uzmanlık kütüphanesi olacağını da belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“El- Aman Hanı sıradan bir kütüphane ve çalışma alanı değil, bir uzmanlık kütüphanesi olacak. Selçuklu ve Osmanlı ile ilgili, bu alanların araştırılmasında çalışma yapmak istediğinde ilk düşüneceği yer burası olacak. Türkiye’de bir örneği yoktur. Burası ilk olacaktır. El Aman Hanı Uluslararası Selçuklu ve Osmanlı Araştırmaları Kütüphanesi olacak ama sadece bu iki medeniyete ait değil, Osmanlı ve Selçuklu coğrafyasındaki devletlerin tarihlerine de hitap edecek. Osmanlı ve Selçuklu coğrafyasında yer alan bütün devletlerin tarihine dair kaynaklar burada yer alacak.”
TAMAMLANMASI 10 YILI ALACAK
Prof. Dr. Demirtaş, kütüphanede yer alacak eserlerin sadece yurt içinden değil, yurt dışındaki birçok ülkeden getirileceğini de belirterek, “Özellikle içinde bulunduğumuz pandemi süreci projenin birkaç ay aksamasına neden oldu. Bugünlerde proje kapsamında malzeme teminini gerçekleştireceğiz. Bunun sonundaki adım ise kitapların alınmasıdır. Buradaki kitaplar sadece yurt içindeki kitaplardan oluşmayacak. Yurt dışında olanlar da var. Çeşitli dijital nüshası olanlar var. Biz bunların tamamını ilgili yerlerden temin edeceğiz. Türkiye’den temin ettiklerimizi Türkiye’den yurt dışından olanları da belki de Ortadoğu’dan Asya’dan nüshasını bulabileceğimiz eserler olacak. Onları getireceğiz. Kısa sürede bitmesini beklememek lazım. Tam kullanılabilir hale gelmesi 10 yılı bulacaktır” dedi.
DÜNYAYA FİKİRLERİ İLE YÖN VERENLERE YAKIŞIR BİR KÜTÜPHANE OLACAK
Fikirleri ile dünyaya yön verenlerin yetiştiği Bitlis’e yakışır bir kütüphane inşa edeceklerini de kaydeden Prof. Dr. Demirtaş, “Bitlis her şeyi fazlasıyla hak ediyor. Bitlis sahip olduğu her şeyi ev sahipliği yaptığı medeniyetlere borçludur. Çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Tarihte Anadolu şehirleri arasında en önemli şehirlerin başında geliyor. Bir medeniyet, ilim, medrese, şehridir. Doğal olarak bir okumanın, bir fikrin olduğu bir şehir olması gerekiyor. Burada Osmanlı ve Selçuklu döneminde, günümüzde çok sayıda fikir adamı yetişmiştir. Dünyaya fikirleri ile yön veren insanların memleketidir. Fuat Sezgin, Saidi Nursi, İdrisi Bitlis sadece bunlar birkaç tane. Yani fikir adamları noktasından baktığınız zaman dünyaya fikirleri ile yön veren insanların yetiştiği bir mekan burası. Dolayısıyla buraya en çok yakışan şey de şüphesiz kütüphane olur. Biz de böyle düşündüğümüz için buraya öyle bir kütüphane yapmalıyız ki, bu medeniyete hizmet etmiş olan bu insanların hatıralarına birazcık saygımızı eda etmiş olalım. Böyle bir düşünceyle Türkiye’de örneği olmayan bu kütüphane projesini inşallah hayata geçireceğiz” diye konuştu.