Ekonomi yönetimindeki ve piyasalardaki belirsizlik tam gaz devam ediyor. Geçtiğimiz hafta beklendiği gibi Gaye Hafize Erkan’ın TCMB başkanı olmasının yanı sıra BDDK başkanlığına eski TCMB başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun getirilmesi kafalarda soru işareti yarattı.
Çünkü Sayın Kavcıoğlu ortodoks olmayan ve Mehmet Şimşek ile çakışan bir izlenim yaratıyordu. Şimdi onun BDDK’ya gitmesi kimilerine göre tenzil-i rütbe gibi gözükse de BDDK’da son derece güçlü bir kurum (TCMB kadar değil). Alacağı kararlar ile Sayın Erkan ve Şimşek’in uygulamak istediği politikaları boşa düşürebilir. Haliyle bu olasılık da piyasalarda bir tedirginlik yarattı.
Öncelikle ortodoks ekonomi politikası ve heterodoks politika tartışmasına girmeyeceğim çünkü iki tarafında daha mantıklı ve uygulanabilir olduğu durumlar var. Ancak şunun anlaşılması gerekiyor. Türkiye şu an ortodoks veya heterodoks bir para politikası uygulamıyor, çünkü Türkiye şu anda bir para politikası uygulamıyor. Doları kademeli arttırmak için rezerv satmak veya politika faizini düşük tutup sonrasında kredi faizleri %60-70’leri bulunca (mevduata da %40-50 gibi rakamlar görünüyor) şaşırmak bir para politikasını geçtim, bir politika değildir.
Sayın Şimşek’in piyasada sevilme sebebi buydu. En azından bir para politikası vaat ediyor. Yoksa vaat ettiği politikalar herkesçe savunulmuyor veya yeryüzündeki en muhteşem ekonomist Mehmet Şimşek değil (hatta Türkiye’de bile ilk 10’a girmez). Ancak görünen o ki Sayın Şimşek belli ölçüde serbest bırakılıp belli ölçüde de kısıtlanacak. Bu şekilde de kışın başlarında yollar ayrılacak gibi duruyor. Yerel seçim öncesi tekrar bir parasal genişleme yaşanır, ondan sonrası devamında belli olur.
Bu noktadaki en önemli sınav 22 Haziran’daki PPK (Para Politikası Kurulu) toplantısı ve kararları olacak. Oradaki kararlara göre kısmen nasıl bir gidişat izlebceği anlaşılacak.
Kısacası ekonomi yönetimindeki ve piyasalardaki belirsizlik tam gaz devam ediyor. Bakalım 22 Haziran’daki sınav bu belirsizliğin hızını kesecek mi yoksa daha mı arttıracak.