İstanbu Sanayi Odası Meclis Toplantısı’na katılan Ticaret bakanı Ömer Bolat, “Para politikasında, ekonomi politikasında, son 2.5 aydan bu yana önemli kararlar alınmıştır. Birkaç hafta içinde kamuoyuyla paylaşılacak olan orta vadeli program ekonomimizin yeni çıtası olacaktır. Bütün bakanlıklar ve ilgili bürokrasi bütün hızıyla çalışmakta ve OVP’yi (Orta Vadeli Program) Eylül ayı ilk yarısı içinde ülkemizde kamuoyuyla, halkımızla, iş dünyasıyla paylaşacağız” dedi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ağustos ayı meclis toplantısına katıldı. Programda konuşan Ömer Bolat, “Türkiye’miz ekonomisiyle küresel düzeyde yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen ve Türkiye topraklarında tarihte görülmüş en yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici 6 Şubat depreminin acılarına ve yıkımlarına rağmen 2023 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4 oranında büyümeyi başarmıştır” ifadelerini kullandı.
“MİLLİ GELİRİMİZİN ÜÇTE BİRİNİ SANAYİDEN ELDE EDİYORUZ”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Biz ülke olarak milli gelirimizin üçte birini sanayiden elde ediyoruz. Bu çok değerli. Sanayiden elde ettiğimiz üretim ve gelirin yaklaşık üçte birini de İstanbul Sanayi Odası’nın üyeleri gerçekleştiriyor. Bu da çok önemli ve değerli. İSO’nun ve sanayinin önemini anlamak bakımından çok değerli. Ekonominin ve ticaretin dinamiklerinin hızla dönüştüğü günümüzde küresel trendleri yakalamak hatta trend belirleyen ülke olmak, üretimde sürdürülebilirliği sağlamak, katma değerli ihracatımızı arttırmak ve ülkemizin prestijini daha yüksek seviyelere çıkarmak için hepimize büyük sorumluluklar düşmektedir” dedi.
“KÜRESEL TİCARET YAVAŞLIYOR”
Ömer Bolat, “2021 ve 2022’deki yükselen taleple beraber artan üretim ve ticaretten sonra enflasyondaki bütün dünyada yaşanan çok büyük artışlar karşısında gelişmiş ülkelerin son bir yıldan bu yana uyguladıkları sıkı para politikaları, yüksek enflasyon ile birlikte azalan talep, jeopolitik gerilimler, Rusya- Ukrayna savaşı, gıda enerjideki anormal artışlar, emtia fiyatlarının hızla artması artık küresel resesyon endişelerini arttırmaktadır. Küresel ticareti de yavaşlatmaktadır. Nitekim uluslararası para fonu IMF Temmuz ayı yani geçen ayki raporunda dünyanın ortalama büyüme oranını 2023 ve 2024 için yüzde 3’e geri çekmiştir. Benzer bir şekilde dünyadaki ticaretin artış oranı da 2022 yılında yüzde 5 iken, 2023’te yüzde 2’ye geri çekilmiştir. 2024’te yüzde 3.7 olması tahmin edilmektedir. Son yılların ortalaması yüzde 5, yüzde 4.9’dur. Demek ki yavaşlayan bir üretim ve yavaşlayan bir ticaret gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Dünyada da. Burada tabii bir sıkışmışlık, talep daralması, yüksek enflasyon ve ticaret daralması gibi önemli sorunlarla karşı karşıyayız. Bunların maalesef ülkemize de olumsuz yansımaları olmaktadır. Bizde de yüksek enflasyon, hayat pahalılığı gibi can yakıcı sorunlar bulunmakta. Hükümetimiz seçimi kazandıktan sonra kurulduğu iki buçuk aydan bu yana birinci öncelik olarak enflasyonla mücadele ve geniş alt kitlemizin hayat pahalılığından duyduğu sıkıntıları azaltmaya çalışma noktasında var gücüyle çalışmaktadır.
Para politikasında, ekonomi politikasında, son 2.5 aydan bu yana önemli kararlar alınmıştır. Birkaç hafta içinde kamuoyuyla paylaşılacak olan orta vadeli program ekonomimizin yeni çıtası olacaktır. Bütün bakanlıklar ve ilgili bürokrasi bütün hızıyla çalışmakta ve OVP’yi Eylül ayı ilk yarısı içinde ülkemizde kamuoyuyla, halkımızla, iş dünyasıyla paylaşacağız. Ancak Türkiye’miz ekonomisiyle küresel düzeyde yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen ve Türkiye topraklarında tarihte görülmüş en yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici 6 Şubat depreminin acılarına ve yıkımlarına rağmen 2023 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4 oranında büyümeyi başarmıştır. İkinci çeyrekte de inşallah büyüme oranınız bu rakama yakın bir oranda olmasını bekliyoruz. Son 11 çeyrektir kesintisiz büyüme sürecimiz devam etmektedir” diye konuştu.