Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Eğirdir Gölü’nde su çekilme oranının, geçen yıla göre yüzde 10 artığını söyledi.
Gölün kuruma periyoduna girdiğini aktaran Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, geçen yılki ölçümlerde son 10 yılda 84 kilometrekare hesaplanan su kaybı miktarının, bu sene kayıplarla 100 kilometrekareye yaklaştığını açıkladı.
Şu anda göldeki su seviyesi ve su çekilmesiyle ilgili durumun geçen yılların eylül- ekim dönemlerini yaşadığını dile getiren Dr. Erol Kesici, gelecek eylül- ekim ayları için de tehlikeye işaret etti. Dr. Kesici, “Sulama dönemlerinin arttığı eylül- ekim aylarına geldiğimizde göldeki su seviyesinin çok daha fazla azalacağını görmekteyiz. Buradaki manzara da onu göstermektedir” dedi.
Eğirdir Gölü‘nde suların aşırı çekilmesinin sonuçlarından birinin su ürünleriyle ilgili olduğunu anlatan Dr. Kesici, “Eğirdir Gölü’nde maalesef bugün balık türü açısından veya üretilen hiçbir balık türü yoktur desek doğrudur. O kadar balıklandırmaya rağmen balıklar büyümüyor bile. Balıkların, kuşların üreme alanları tamamen kurudu. Sazlık alanlar çok geniş açıda kurumuş, kuş ve balıkların yavru yapacağı yerlerin tamamen kuruması, üreme, büyüme, beslenme imkanını da ortadan kaldırmıştır” diye konuştu.
YÜKSEK YAPILI SU BİTKİLERİ ARTIYOR
Göldeki kuruma ve kirlilik göstergelerinden birinin de gölün tamamen bitkilerle kaplanması olduğunu söyleyen Dr. Kesici, “Gölde aşırı bitki artışı söz konusu. Bu da çok tehlikeli bir durum. Zaten gölün temel sorunlarından bir tanesi, su seviyesinin azalmasıyla birlikte buharlaşmanın da giderek artması. Artan sıcaklıklarla güneş ışınları gölün dip kısmına etki ederek, çok aşırı yüksek yapılı su bitkilerinin artırıyor. Bu aynı zamanda gölün kurumasına neden olan etmenlerin başında gelmektedir. Çünkü bu bitkiler daha fazla su tüketmektedir” dedi.
‘ADA YOLU KİRLİLİK VE SU SEVİYESİNİN AZALMASINA NEDEN OLUYOR’
Bu bitkilerin aşırı çoğalmasının dip kısımların bataklık olmasına yol açtığını kaydeden Kesici, “Baktığımızda göl tamamen ötrofik (besin maddeleri açısından zengin) bir göldür. Zaten Eğirdir Gölü’nün en tehlikeli, hassas ve dikkat edilmesi gereken kısımlarından bir tanesi hastanenin olduğu gölün güney kısmıdır. Buradaki durgun su oluşunun temel nedenlerinden bir tanesi de ada yolundaki su sirkülasyonunun buraya ulaşmamasıdır. Ada yolu gölün kirlenmesinde, su seviyesinin azalmasında önemli etkenlerden biridir” diye konuştu.
Sorunların çözümü için Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nce belirlenen ‘Eğirdir Gölü Özel Hükümleri’nin uygulanması gerektiğini belirten Kesici, “Bu hükümlerde suyun gölden ne kadar alınacağı, suyun hangi seviyeye kadar sabit tutulacağı hakkında bilgiler mevcuttur. Aynı zamanda kıyı ihlallerinin yapılmaması gerekiyor. Artık Eğirdir Gölü kuruma periyoduna tamamen girmiştir, diyebiliriz. Elimizdeki bütün bilimsel veriler, bunu göstermektedir” dedi.
SU KAYBI 100 KİLOMETREKAREYE YAKLAŞTI
Göldeki aşırı bitki artışı, su seviyesinin yıllara göre giderek düşmesi, su yüzeyi hacminin azalması gibi sorunlara vurgu yapan Erol Kesici, önceki yıllara göre yapılan hesaplarda 500 kilometrekarenin üzerindeki ‘göl aynası’ denilen alanın bugün 400 kilometrekareye kadar düştüğünü söyledi. Kesici, “Yani 100 kilometrekareye yakın çekilme söz konusu” diye konuştu.
Gölün kuruması ve bataklaşmasına neden olan etmenlerden birinin de aşırı kirlilik olduğunu kaydeden Kesici, “60 senedir gölün dip kısmında ağır metallerden tutun bir sürü azot, fosfor maddeleri bulunmaktadır. Düşünürsek Eğirdir Gölü’nden başta Isparta olmak üzere 400 bin nüfusa yakın kişi içme ve tarımsal sulama gibi kullanma amaçlı su almaktadır” dedi.
Dr. Erol Kesici, önceki yıllarda gölden su alınmasını sağlayan pompaj motorunun kuruma ve çekilme nedeniyle artık su alamayacak duruma geldiğini de anlattı. Dr. Kesici, “Artık gölden bu motor vasıtasıyla su alınamamaktadır. Bu da son 1-2 yıl içinde gölün su seviyesinin 4 metre daha azaldığını göstermektedir. Bu pompajla artık gölden su çekilebilmesi söz konusu değil” diye konuştu.