Merhaba Değerli Edebiyat Severler, Bu haftaki konuğum hayatımda da yeri oldukça özel Editör/Redaktör/Geliştirici Yazarlık Eğitmeni/Yazar İlknur ARTUĞ.
Edebiyat uzun soluklu bir yoldur ve bu yolda yanınızda olan insanlar sizi çok önemli noktaya taşırlar. Bu insanların en başında gelen kişide editördür, editörünüzdür!
Anlatacaklarımız, istişarelerimiz olacak. Çok kıymetli bir röportaja hazırsanız başlayalım mı?
Sevgili İlknur Hocam, ben sizi yakinen uzun çok uzun senelerdir tanırım. Okurlarımızın da sizleri yakından tanıması adına kısaca ‘‘İlknur Artuğ kimdir?’’ sorusu ile başlamak isterim.
Kelime işçisi…
Üstatlarımızdan öğrendiğimiz edebi ve mesleki bilgiyi Türk edebiyatına yakışır şekilde uygulayan bir kelime işçisi olarak tanımlamak isterim kendimi.
Eş, anne, rehber, editör, geliştirici yazarlık eğitmeni ve yazarım.
Editörlüğe farklı bir pencereden bakarsak, mesleğiniz hakkında ne söylemek istersiniz?
Sevgili Gülsen Hanımcım bunu sizde bir yazar olarak çok iyi bilirsiniz. Editör ve Yazar Dayanışması oldukça önemlidir. Bir yazarın en büyük şansı editördür veya şansızlığı… Çünkü işini layıkla yapan bir editör bu mesleğin en derinliklerini bilir. Derinlikten kastım da eserde sadece harf hatalarını düzeltip, bırakmak değildir. Bu işin kökeni empatiden geçer. Anlamak ve anlaşılmaktan geçer. Unutmayalım ki birini anlamak istiyorsanız onun penceresinden bakmanız gerekir.
Bu konu benim kırmızı çizgimdir, dediğiniz çalışma ilkeniz nedir?
Toplumun etik ve ahlaki değer yargılarını bozacak, ahlaksızca yazılmış içeriğe sahip, Türk toplum yapısını bozacak, bayrağımızı, dilimizi, gelenek ve göreneklerimizi yok sayan, kadına, çocuğa, hayvana şiddeti överek anlatan içeriklerde editör olarak adımın geçmesini asla istemiyorum.
Çoğu paylaşımınızda şahit oluyor ve görüyoruz. Dirliğimiz birliğimiz daim olsun, şeklinde bir söyleviniz oluyor. Bu söylevi biraz açabilir misiniz?
Elbette! Dirlik ve birlik önemlidir. Çünkü dirliğin olduğu yerde birlik olur. Birliğin olduğu yerde huzur olur, sevgi olur, merhamet olur. İnsanız elbette hayata dair hatalar yapabiliriz, hiçbirimiz mükemmel değiliz; lakin önemli olan farklılıklara kucak açabilmemizdir. Bakın sanat çok güçlü bir yapıdır. Sosyal yaşamda belki de asla yan yana gelemeyecek iki insanı bir söyleşide veya imza gününde yan yana getirebiliriz. Bu harika bir durum değilse nedir?
Yetişkin ve çocuk edebiyatına dair çok kıymetli kitapların editörlüklerini gerçekleştirdiniz. Bir yönünüz daha var ve bence çok güçlü, Oyun Yazarı ve Yönetmenisiniz de. Tiyatro sizin için ne demektir?
Kara perde açılır ve bir hayat çıkar karşınıza. İşte o resim biraz biz, biraz siz, biraz da bilmediklerimizdir. Hayata dair yer yer deneyimlediklerimiz, vakitsizlikten ve imkansızlıktan deneyimleyemediklerimizdir. Tiyatro koltuğunda oturduğunuzda oyuncuyu kimliğiniz, yaşınız, ne mezunu olduğunuz, medeni durumunuz bunları hiçbiri ilgilendirmez. Sessizliğin içinde ses olmaktır TİYATRO. Oyunlar kaleme alan biri olarak şunu belirtmek isterim ki güzelliklere dair açılacak çok perde var hayatta. İlle de tiyatro…
Benim için çok kıymetli olan bu söyleşinin sonuna adım adım gelirken, okurlarımıza ne demek istersiniz, son cümleleriniz ne olur?
Öncelikle hayatımda çiçeklerin açmasını sağlayan yazarlardan birisiniz. Çünkü Gülsen Çakmak umut demektir, çünkü Gülsen Çakmak sevgi demektir. Sizi tanımaktan ve birlikte hareket etmekten son derece onur duyuyorum.
Hayatlarından vakit ayırıp, bizi okuyan değerli insanlara da mesajım aslında çok nettir. Başarınıza inanmayan, sizin önünüzü kesen çevrenizde insanlar varsa mutlaka uzak durmanızdır. Çünkü başarının en temeline indiğimizde, ben bunu yapabilirim, cümlesi yatmaktadır. Hayal kurmaktan, inanmaktan, şükür etmekten vazgeçmeyelim. Hayat farkındalığı olan insanlarla çok daha güzel… Her birinize sevgi ve hürmetlerimi gönderiyor, teşekkürler ediyorum.
Edebiyat dolu günlerde tekrar görüşmek üzere…