Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Marmara Denizi’nde durağan deniz koşullarının devam ettiği sürece müsilaj tehlikesinin olduğunu söyledi.
Müsilajın sadece sıcaklık ile ilgili olmadığını belirten Tecer, “Tabii ki insan eliyle yapılan en büyük etki Marmara Denizi’ne hem evsel hem endüstriyel atık suların deşarj edilmesidir. Bunu yadsıyamayız” dedi.
Marmara Denizi’ni aylardır etkisi altına alan müsilaj ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ‘Marmara Denizi Eylem Planı’nı kapsamında temizlik çalışması yaptı. Deniz suyunun henüz beklenen soğukluğa düşmemesi ise müsilajın yeniden çıkıp çıkmayacağı sorusunu gündeme getirdi. Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununun çözümü için Yükseköğretim Kurulu’nca oluşturulan akademik heyette bir süre yer alarak çalışmalar yapan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, son dönemde Marmara Denizi’nin soğumadığını iddia eden ya da ortaya koyan çalışma sonuçları olduğunu söyledi.
‘Panik havasında olmamak gerekiyor’
Müsilajın oluşmasında deniz suyu sıcaklığının önemli bir faktör olduğunu belirten Tecer, “Diğer bir faktör durağan olması. Ve diğer üçüncü faktör ise kirlilik deşarjlarının yapılıyor olması. Sıcaklığın düşmemesi bir etmen. Fakat deşarjların da bu bölgede Marmara Havzası genelinde günlük 8 milyon metreküp civarında olduğu düşünüldüğü zaman; bu da bir etken. Dolayısıyla eğer denizlerdeki akışkanlık, durağanlık devam ettiği sürece ve sıcaklıkların da düşmediği öngörülürse, deşarjların da hala var olduğu değerlendirildiğinde önümüzdeki günlerde müsilajın olası etkilerinin görülmesi muhtemel. Ama sürece de bakmak ve bir panik havasında olmamak gerekiyor. Balıkçılar ve bu denizdeki müsilajdan etkilenen diğer sektörler için bu havası oluşturmamaya özen göstermeliyiz” dedi.
Marmara’da müsilajın sadece deniz suyunun sıcaklığıyla ilgili olmadığını ifade eden Tecer, “Tabii ki insan eliyle yapılan en büyük etki Marmara Denizi’ne hem evsel hem endüstriyel atık suların deşarj edilmesidir. Bunu yadsıyamayız. Belki de sadece kontrol edebileceğimiz etken burasıdır. Bunun üzerinde yoğun emek ve çaba sarf etmeliyiz” dedi.