23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocukların Bayramı…Bayram, mutluluk demek, sevgi demek, güzellikler demek. Ama unutmamak gerekir ki tüm güzellikler için bedel ödenmesi gerekir.
Düşman Anadolu’nun her bir tarafını sarmıştı. Birinci Dünya Savaş’ı ile başladı bu vahşet. Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale cephesi hariç bütün cephelerde yenilmişti. Ve savaştan yenik çıkan bir devlet olarak Mondros Ateşkes Anlaşmasını imzaladı bir gemide. Sonra da ölü doğan anlaşma olan Sevr Barış Anlaşması imzalandı. Ölü doğan anlaşma denilmesinin sebebi ise maddelerinin çok ağır olmasıydı.
Sonra itilaf devletleri yukarıda da dediğimiz gibi Anadolu’nun her bir tarafını sardı. Türk milleti Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bu kanlı baskına, bu vahşete, bu vandallığa dur diyecekti. Ama öncelikle bir meclis lazımdı. Çünkü meclis olmadan yapılan her şey anlamsız kalabilirdi. 23 Nisan 1920 Tarihinde, Ankara‘da meclis açılmış oldu. Sonra birbirini izleyen savaşlar, Türk Milletinin azim ve kararlılığı ile, kalplerindeki vatan sevdası ile, bükülmez çelik bilekleri ile şanlı bir zafer ile sonuçlandı.
Yeni bir Türk devleti kurulmuştu artık.
“Türkiye Cumhuriyeti”
Ülkenin kurucu lideri Atatürk tarafından 23 Nisan günü çocuklara armağan edildi. Ama sadece Türk çocuklarına değil bütün dünya çocuklarına. Çünkü çocuk demek yarınların teminatı, çünkü çocuk demek sönmez bir fener demek, çünkü çocuk demek temiz kalp demekti. İşte Böylece Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan’ı bütün dünya çocuklarına armağan etti.
Atatürk çocuklara çok değer verirdi. Öyle ki Atatürk’ün manevi çocukları vardı. Sabiha, Ülkü, Ayşe, Nebile, Rukiye, Zehra, Abdürrahim, Sığırtmaç Mustafa. İşte bunlar Atatürk’ün manevi çocukları. Bazıları kimsesiz, bazıları ise kimseli kimsesiz. Belki de Atatürk bir çocuğun gözündeki ışığı en iyi görebilendi. O yüzden bu kadar değer verdi belki de çocuklara.
Belki de o yüzden bir milletin temsil edildiği yerin açıldığı tarihi çocuklara armağan etti. Her 23 Nisan’da bütün çocukların kalbi bir başka atar. Kıpır kıpır olur içleri. Okullarda gösteri düzenler. Sınıfın camları süslenir renkli süsler ile. Donatılır bayraklar ile. Her çocuğun bir görevi vardır 23 Nisan’da. Seçilen bazı çocuklar o günün Cumhur Başkanı, başbakanı, bakanı, belediye başkanı olur. Bir günlüğüne olsa da dünya yaşanılabilen bir yer olur. Sonra şunu deriz o tabloyu görünce: “Dünyayı çocuklar mı yönetse.”
Maalesef tüm bu güzellikler arasında midemizi bulandıran şeyler de olabiliyor. Midemizi bulandıran şeyin adı ise çocuk istismarı. Ne kadar ağır bir kelime değil mi. Dünyayı çocuklar yönetse dediğimiz bir dünyada çocuklarımıza yapılan bu iğrençliklerin son bulması lazım. Aileleri bilinçlendirmemiz lazım. Çocuklarımızı korumamız lazım aşağılık kişilerden. Eskiden bir çocuk gördüğümüz zaman o çocuğu güldürmek için çeşitli maymunluklar yapardık. Ama şimdi öyle bir hale geldik ki yanlış anlaşılırız diye göz göze gelmekten bile korkar olduk.
Bir çocuğun başını okşamak istediğimizde bile o çocuktan izin alacağız. Çünkü o çocuğun izin almadan kendisine dokunulamayacağını bilmesi lazım. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sunabilmek için bilinçli bir nesil olmak ve bilinçli bir nesil yetiştirmek zorundayız.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun.