Sevmek, sevilmek ne kıymetliydi. Komşu, akraba, eş, dost ne kıymetli ve değerliydi. Kimse kimseye kıyamazdı. Sayar ve severdi. Kaybettik.. İnsanlık kaybetti..
Ne acı bu satırları yazmak. Dünya haberlerini takip edemiyorum. Savaş, açlık, sağlık, ölüm.. Ne kadar insandan uzak olması gereken durum varsa hepsi var ve ardı arkası kesilmiyor. Ölmek ve öldürmek aslında ölmek doğamızda var fakat zaman , ah o zaman ve yeri .. Dünyadan kendi isteğin ile göçmek ve zorla gitmek. İkisi arasında uçurumlar var. Kim ölmek ister ki? Sen ölmek ister miydin?
Son zamanlarda ülkemde ve dünyada yaşanan tüm olaylara dehşet içinde bakıyorum. Takip etmek istemiyorum ama zorundayım. Dünya düzenini yıllar önce kuran acımasız dünya güçleri, kimlerden bahsettiğimi çok iyi biliyorsunuz.
Amerika, İngiltere, Çin, Fransa ve Almanya ve bunlar gibi krallıklarını insan kanı üzerine kuran tüm Batı ve Avrupa ülkeleri , bu acımasız bulaşıcı hastalığı dünyaya ve insanlığa siz bulaştırdınız. Yaktınız, yıktınız, katlettiniz ve zengin oldunuz. Sömürdünüz hala da modern sömürüye devam ediyorsunuz. Sömürdüğünüz ülkelerin paralarını yiye yiye bitiremediniz. Şuan hala Fransa’nın elektrik ihtiyacını Nijer’in uranyum madenleri karşılıyor. Koskoca Avrupa ülkesi bir Avrupa Birliği ülkesi elektrik üretemiyor. Rezilliğin farkında mısınız? Nijer olmasa aydınlanamayacak olan Fransa’nın bizim insanlarımızın koşa koşa gittiği bir ülke olması dışında hiçbir problem yok.
Aklım almıyor, batının kanlı parasını “Orada çok para kazanılıyor, saatlik ücreti şu kadar, orada bir aylık çalışma ile bunlar alınıyor, yok vergi az” evet az kardeşim! Çünkü hesaplar dolu , ülkenin parası bitmiyor bitmez ki, kaç gelişmemiş ülkenin parası var ellerinde, hadi onlar utanmıyor sömürdükleri ülkelerden aldıkları para ile ülkeyi kalkındırmaya, sende mi hiç utanmıyorsun, sende de mi hiç vicdan yok! Afrika’da aç olan çocuğun hakkını yediğini bilmiyor musun? yada görmek mi istemiyorsun? Koskoca İngiltere hiç mi utanmadın Hindistan, Pakistan, Afrika daha sayamadığım tüm ülkelerdeki kaynakları tüketmeye, kendi insanlarını kaynaklarda 50 sente çalıştırmaya, az çalışanı öldürmeye, Güneş batmayan ülke olmaya!
Kendi ülkemizde sesiniz susmaz başka ülkelerde de sesiniz çıkmaz. Özenip koşa koşa gittiğiniz tüm ülkelerin şuan ki İsrail’den hiçbir farkı yok. İki yüzlü, tek dişi kalmış canavarlar. En büyük iki yüzlülüklerini Rusya-Ukrayna, İsrail-Filistin Savaşlarında gördük ve görmeye devam ediyoruz. Çocukların, bebeklerin, kadınların, yaşlıların, hayvanların nasıl katledildiklerini hepimiz izliyoruz. Tüm insanlık öldü. Hepimiz boşa yaşıyoruz bu dünyada.. Mal, mülk, para hepsi kir..
Yıllarca coğrafi konum olarak zengin olan tüm milletlere Gelişmiş süper güç ülkelerin neler yaptıklarını gördük. Yıl 2024 oldu hala izliyoruz bize de yazıklar olsun..
kendine ait olmayan toprakları alma hırsı Avrupa’nın ve Batı’nın geleceklerini kurtarmak için aç gözlü gibi bekledikleri Filistin’in yer altı kaynakları.. hepsi kendi insanı refah yaşasın diye.. Bu ne demek biliyor musunuz güya rahat yaşamak için gittiğiniz, ülkenizi bırakıp kucaklarına oturduğunuz, Avrupa ve Batı ülkelerinin kanlı ellerinin sizin de üzerinizde olduğu yani orada her ölen candan sizde sorumlusunuz. Doymadı bu insanlık, paraya, mala, mülke doymadı..
Doymadan da gitmeyecek. Yaradan dan önce kendi sonumuzu kendimiz getirdik. Bundan 50 yıl sonrasını göremiyorum. Bizler bu aç gözlülüğe sahip olduğumuz sürece ne huzur ne sağlık ne güzellikler bizi bulur. Tüm dünyaya dileğim, kötülük ile elde edilen tüm zenginlikler tuzla buz olsun. İyiler mutlu olsun..
Sinem Bayar, 27.06.1996 Muğla Marmaris doğumlu. İlköğretim, Ortaöğretim ve Lise öğrenimlerini Marmaris’te okudu. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kamu Yönetimi lisans mezunu. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Tezli Yüksek Lisans öğrencisi. 23 yıldan beri Taekwondo sporu yapıyor. Halk Dansları, Tenis , Seramik , At Binicilik ve Geleneksel Okçuluk alanlarında profesyonel olarak eğitim aldı. Hobileri yürüyüş, bisiklet sürmek, kitap okumak, film izlemek.