Prof. Dr. Okan Tarık Komesli dünyadaki en büyük sorunun iklim değişikliği olduğunu söyledi
Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Teknolojileri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tarık Komesli, dünyadaki en büyük sorunun iklim değişikliği olduğunu, Covid-19’un ikinci sırada yer aldığını belirterek, “Bu kadar önemli bir şey, yıllardır gelen ve yıllarca devam edecek bir problemle karşı karşıyayız” dedi.
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı’nca (AFAD) yürütülen ve Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti’nin finanse ettiği ‘Türkiye’de İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Afet Risklerinin Azaltılması ve Uyum konusunda AFAD’ın Kapasitesinin Artırılması Teknik Destek Projesi’ kapsamında ‘İklim Değişikliğine Uyum İçin Eğiticilerin Eğitimi’ etkinliği Erzurum Palandöken Kayak Merkezi’ndeki bir otelde bugün başladı.
Başta Erzurum olmak üzere bölgedeki AFAD müdürlüklerinden personelin katıldığı eğitimin açılışında konuşan İklim Değişikliği Uyumu İçin Eğiticilerin Eğitimi’ proje takım lideri Şeyda Erciyes, eğitimdeki amaçlarının iki bileşenden oluştuğunu bildirdi. İlk bileşenin afet risklerinin önceden belirlenmesi, tedbirlerin alınması, planlamanın yapılması ve gerekli kurumsal kapasitenin artırılmasını hedeflediğini belirten Erciyes, ikinci bileşenin ise yerel yönetimlerin iklim değişikliğine uyum kapsamında kapasitelerinin artırılması buna yönelik plan ve tedbirlerin alınması olduğunu belirtti.
Proje teknik danışmanı Erdem Ergin de, eğitim faaliyetinde iklim kaynaklı afetler ile nasıl baş edileceği ve nasıl hazırlık yapılacağı ve müdahale kapasitesinin nasıl geliştirilebileceğinin ele alınacağını bildirdi. AFAD çalışanlarının değişik illerde sık sık afetlere gittiği için bu faaliyete dahil edildiğini kaydeden Ergün, iklim değişikliği afetleri hakkında eğitimin ülke genelinde 5 haftalık sürecek bu program çerçevesinde yapılacağı bilgisini verdi.
2021’DE 960 İKLİMSEL AFET OLDU
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Türkiye’de yılda ortalama 800 iklimsel afet meydana geldiğini ifade eden Ergin, “2021 raporlarına baktığımızda 960 tane iklimsel afet oldu. Ağırlıklı olarak sel, dolu, fırtına olmak üzere iklimsel afetler oluyor. Ancak kuraklık, orman yangını sayısı azca olsa bile etkisi çok ciddi olabiliyor. Onu da zaten bu yıl yaşadık ve gözlemledik” diye konuştu.
‘4 AFETİ BİRDEN YAŞAYAN KÖYÜMÜZ VAR’
Erzurum Köprüköy’de 19 Kasım’da meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki depremle ilgili bilgi veren AFAD Erzurum İl Müdürü Selahattin Karslı, eğitime katılanları bölgeye götürüp gezdireceklerini söyledi. Saha gezisinde yaptıkları afet riskini azaltma planlarının öneminin bir kez daha ortaya çıkacağını belirten Karslı, şunları söyledi:
“5.1 ve ardından 5.7 büyüklüğündeki depremde hasıl bir yıkım oluyor bu deprem onu gözler önüne serdi. Normalde dünya literatüründe bu tür depremlerin yıkıcı olmaması gerekiyor. Burada öyle köyümüz var ki 4 afeti birden yaşayacak. Bölgedeki bir köy, hem afet, hem kaya düşmesi hem de heyelanı yaşadı. Risk haritasında yer alan köyde bir de çığ tehlikesi var. Erzurum olarak böyle bir coğrafyada yaşıyoruz. Üzücü olan şudur; 11 köyde 139 tane ağır hasarlı konut var. Ancak bunların hiç bir tanesinde betonarme bina yok. Betonarme olan binalarda tek bir çatlak bile yok.”
‘YILLARCA DEVAM EDECEK BİR PROBLEM’
Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Teknolojileri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tarık Komesli ise, dünyadaki en büyük sorunun iklim değişikliği oduğunu bildirdi. Dünyayı etkileyen Covid-19’un ikinci sırada yeraldığını belirten Komesli, şunları söyledi;
“Yıllardır gelen ve yıllarca devam edecek olan bir problemle karşı karşıyayız. Günümüzde karbon salınımını durdursak bile bütün önlemleri alsak bile bir tane kömür yapmasak bile iklim değişikliğini yaşayacağız. Yani bunun kaçışı yok, biz sadece şu anda bunu yavaşlatmaya çalışıyoruz. Çünkü sanayi devriminden İngiliz sanayi devriminden sonra o kadar hor kullanıldı ki kaynaklarımız günde 100 milyon varile yakın petrol kullandılar. 100 milyonlarca ton kömür, fosil yakıtlar kullanılıyor. Bunun yanında sürekli sularımızı kirletiyoruz, sürekli iklimin değişmesine sebep oluyoruz.
Şunu söyleyeyim Paris İklim Anlaşması imzalandı 2015 yılında, günümüzde yürürlüğe girdi, biz de taraf olduk. Çok önemli bir anlaşma dünyada bu kadar ülkenin katıldığı en büyük anlaşma. Çünkü sorun global bir sorun. Artık dönüşümüz yok artık kurtuluşumuz yok. 1,5 dereceyle sınırlandırmaya çalışıyoruz. 1,5 derece ne demektir, şunu söyleyeyim bazı insanlara çok kolay geliyor 1,5 derece bir şey değil. İnsan vücudunu düşünün aynı dünyada insan vücududur.
Benim vücudum 36,5 derece 1 derece arttığı zaman 37,5 derece oluyor hemen yatağa düşüyorum. 2 derece arttığı zaman 38 buçuk 39 derece oluyor hastaneye yatıyorum. İşte biz bu 1,5 derecede sınırlandırmaya çalışıyoruz. Bu çok önemli, 2100 yılında ulaşılması öngörülen projeksiyonlarla yapılan çalışmalarla ulaşılması öngörülen sıcaklığa günümüzde ulaşmış bulunuyoruz. Bu çok kötü bir durum. İklim değişikliği ne demektir? İklim değişikliği bütün afetlerin bir arada olması demektir. Aynı anda sel oluyor, aynı anda kuraklık oluyor. Önceden orman yangınlarıyla mücadele ediyorduk, yangınlarda binlerce hektarı kaybediyorduk önceden. Şu anda milyonlarca hektarı kaybediyoruz. Bakın rakamlar bile değişiyor.
Sel oluyor ‘yüzyılın en büyük selini yaşadık’ diyoruz. Bir önceki sene de diyorduk ‘yüz yılın en büyük selini yaşadık’, seneye de diyeceğiz ki ‘yüzyılın en büyük selini yaşadık’. Her geçen gün daha kötüye gidiyor. Bunun için zaten kurumlarımız çalışıyor, zaten bütün önlemleri alıyoruz. Biz bunlara nasıl önlem alacağız, biz bunlarla nasıl mücadele edeceğiz, biz bunlara nasıl uyum sağlayacağız bu konulara dikkat etmemiz gerekiyor. Salgın hastalıkların da sellerin de depremlerin de kuraklığın da en büyük sebebi insanoğlu ve iklim değişikliği. Bunlarla hep beraber yaşamayı, bunlarla hep beraber uyum sağlamayı, bunlara hep beraber önlem almayı öğreneceğiz.”
Uzman görüşleriyle devam eden program, 3 Aralık’ta sona erecek.