İngiltere, Avrupa, ABD ve Avustralya’daki 15-24 yaş arası gençleri baz alarak hazırlanan Dünya Mutluluk Raporu’nda, gençlerin giderek daha fazla mutsuz oldukları ortaya kondu. Ayrıca, sosyal medyanın gençlerde özsaygının azalmasında ve gençlerin refahının düşmesinde büyük etkisi olduğuna dikkat çekildi.
ABD merkezli danışmanlık şirketi Gallup, Oxford Üniversitesi Wellbeing Araştırma Merkezi ve Birlemiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı tarafından yayımlanan Dünya Mutluluk Raporu’nda gençlerin günden güne mutsuzlaştıkları ifade edildi. Rapora göre, gençler gün geçtikçe mutsuz olan ailelerine daha çok benziyor, büyükleri gibi bitkin ve yorgun olmak istemiyor, üniversiteleri akademik garanti olarak göremiyor ve lisans eğitimi almamış kişilerin ise daha çok zorlukla karşı karşıya kalacağını düşünüyor.
EN MUTLU GENÇLER İSKANDİNAV ÜLKELERİNDE
Raporda, en mutlu gençlerin Finlandiya’da olduğu, ardından Danimarka’nın geldiği ifade edildi. Mutlu gençlerin bulunduğu ilk 10 ülkede İskandinav ülkeleri olan Finlandiya, Danimarka, İzlanda, Norveç ve İsveç yer aldı.
Raporda şu ifadeler yer aldı:
“İlk 10 ülke COVID öncesinden bu yana hemen hemen aynı kalmıştır. Finlandiya hala ilk sırada yer alırken, Danimarka buna çok yaklaşmış ve 5 İskandinav ülkesi de ilk 10’da yer almıştır. Ancak sonraki 10’da, Doğu Avrupa’nın geçiş ülkelerinin (özellikle Çekya, Litvanya ve Slovenya) mutlulukta yükselmesiyle daha fazla değişiklik var. Kısmen bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya sıralamada 23 ve 24’e düşmüştür.”
“KASVETLİ GELECEK”
Nesiller Arası Vakıf (IF) hazırlanan bu rapora ilişkin, “Genç yetişkinler, hükümet politikaları, konut satın alınabilirliği krizi, durgunlaşan ücretler ve yüksek hayat pahalılığının zehirli bir bileşimi tarafından her yönden vuruluyor. Gelecekleri bu kadar kasvetli göründüğü için bu neslin daha önce görülmemiş düzeyde ruh sağlığı sorunları yaşamasına şaşmamalı” dedi.
Londra Ekonomi Okulu’nda (LSE) profesör ve Dünya Mutluluk Raporu yazarlarından biri olan Richard Layard, bütün bulguların gençlerin eğitim, öğretim ve ruh sağlığını desteklemek için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğini gösterdiğini belirtti. Layard ayrıca, LSE ve Çözüm Vakfı, 2030 için yaptığı bir başka araştırmaya göre, Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 38 üyesi arasında 16-24 yaş grubunun okuryazarlık ve aritmetik becerilerinin 55-65 yaş grubununkinden daha yüksek olmadığı tek ülkenin İngiltere olduğunu belirtti.
Bu oran Fransa ve Almanya’daki ortalamanın yaklaşık iki katı. UNICEF’in ekonomik olarak gelişmiş 21 ülkeyi, çocukların refahını etkileyebilecek yoksulluk, aile ilişkileri, sağlık ve güvenlik, eğitim ve çocukların kendi mutluluk duygusu gibi 40 göstergeyle karşılaştırdığı bir tablo yayınladığı 2007’den bu yana pek bir şey değişmediğini gösterdi.