Doğum günü ilk ne zaman ortaya çıkmış merak ettiniz mi hiç? Ben ettim. Sağolsun Google hemen yardımcı oldu bana.
Kendisi pek hamarattır bu konuda. Milattan önce 300 yıllarında bir Mısır lideri ( Firavunu ) tarafından kutlanmış. Yunanlılar ise bu partilere doğum günü pastasını ve Ay Tanrıçası Artemis için ay ışığını hatırlatan mumları da eklemişler.
Doğum günleri kimi inanca göre ölümün başlangıcı, kimi inanca göre de yaşamın başlangıcı olmuştur. Kimi insanlar için mutluluk, kimileri için ise göz yaşı, hüzün olmuştur. Bazıları günler önceden doğum günü partileri için plan yaparlar. Pastası, kıyafeti ayrı bir tatlı telaş olur. Bazıları ise hatırlamak istemez.
Belki hiç pastası olmamıştır. Yaşamamıştır belki de o duyguyu hiç. Sevmiyorum ben doğum günlerini der. Sevmelerine fırsat vermemişler ki…Yoksa niye sevmesinler yaş pastayı, hediye paketlerini, mum üflemeyi… Kim sevmez ki ! Ama bazıları sevmiyor işte… Unutulmuş, yok sayılmış bir günü sevemiyorlar. Nasıl sevsinler ki ? Her doğum günü hüzün kaplıyor içlerini…Biri sürpriz yapsa tam sevinemiyor bile. Bilmiyor ki pasta görünce sevinmeyi.
Doğum günlerinde üzmeyin böyle insanları. Onlar herkesin kutladığı o gün de yalnızdır. Üzmeyin, incitmeyin kalplerini. Kim bilir kaç yılın doğum günü geçiyor gözünün önünden. Kim bilir ne yaşıyor içinde. Üzgün bir çocuk ya da teyze, nene, dede ya da yaşı cinsi fark etmez…Üzgün biri görürseniz işte, bir pasta alıp mum dikip verin eline. İyi ki doğdun deyin. Bir dilek tut sonra mumu üfle deyin. Ve sonra geçip kenara izleyin yüzündeki hüzünle karışık mutluluğu… Herkese iyi haftalar…