Doğaçlama tiyatro, tamamen anlık ve anlık tepkilere dayalı olarak sahnede olan bir tiyatro türüdür. Oyuncuların sahnede belirli bir senaryoya veya önceden planlanmış bir olaya dayanmadan, spontane bir şekilde olayları ve karakterleri canlandırmasıdır.
Doğaçlama tiyatro, geleneksel tiyatrodan farklıdır çünkü burada oyuncuların yaratıcılığı ve becerileri ön plandadır. Oyuncular, sahnedeki diğer oyuncuların hareketlerine ve tepkilerine hızlı bir şekilde uyum sağlarlar ve bağlı olarak oyuncuların bir senaryo ya da metne bağlı kalmadan, spontane olarak konuşması ve davranmasıdır.
Oyuncunun sırasında yaptığı her hareket içinde geldiği gibi, o anda ortaya çıkan hareketlerdir. Anda kalmak, keyifli vakit geçirmek önceden bir hazırlık içermeden, belli bir plana bağlı kalmadan oluşturulan anlamına gelmektedir. Temel oyunculuk eğitimi sırasında da kullanılan bir yöntem olarak öne çıkar.Sahneye takım olarak çıkılıyorsa oyuncuların birbirleriyle uyumlu hareket etmeleri, birbirlerini gözetmeleri, çelişmeyen ifadeler kullanarak oyunu desteklemeleri önemlidir.
Kişinin entelektüel, fiziksel ve duygusal anlamda kendini deneyip keşfetmesine olanak sağlar. Süreç bir ayna görevi bireyin kendi duygu, düşünce, davranış ve yeteneklerinin farkına varmasına katkıda bulunur. Anda kalma, konsantrasyon, değişen koşullara uyum sağlama, cesaret, kırılganlığını gösterebilme, ekip çalışması, alan farkındalığı, odaklanma gibi konularda gelişim imkanı sunar. Doğaçlama, hem uzun hem de kısa biçiminde, Nasıl doğaçlama yaparsın? Oyun metninin dışına çıkarak, içinden geldiği gibi oynamak.
Tiyatro oyunculuğunda doğaçlama teknikleri nelerdir ?
Tiyatro oyunculuğunda doğaçlama tekniklerinden biri de hayal gücüdür. Bu teknik, oyuncuların sahnede karakterleri canlandırırken hayal güçlerini kullanmalarına olanak tanır. Oyuncular, karakterleri hakkında sahip oldukları bilgileri kullanarak karakterin hareketlerini, adımlarını, ses tonunu ve diğer detayları hayal edebilirler. Hızlı Düşünme: farklı duygularını ifade etmeleri tavırlarını ve dil kullanımlarını hızlı bir şekilde ayarlamalarına var olan her şey aslında kendine ait bir geçmişe sahiptir fakat biz çoğunlukla bu geçmişi atlayarak düşünürüz.
Tiyatro kendi başına kültür yaratan bir kurum olarak her zaman toplumsal yaşantıyla birlikte at başı ilerleyen, her siyasal kırılmada o kırılmanın yapısına ve şiddetine göre değişim gösteren doğaçlamanın kökenlerinin insanın yaşadıklarını, korkularını, sevinçlerini bedeniyle ifade ettiği ritüellere, danslarına, mevsimsel dayandığını ve bu danslarda doğaçlamanın ilk nüvelerinin oluştuğunu söyleyebiliriz.
İnsanın gündelik yaşantısını taklit ederek ortaya koyan bu danslar giderek daha fazla gündelik yaşantıyı,
korkuları ve toplumun eğilimlerini, değerlerini ifade etmeye başlıyor. Daha bilinçli bir biçimde gündelik hayatın taklidine yönelme giriyor. Doğrudan doğaçlamaya dayananır. Doğaçlama tiyatronun hedefi burada ve bu anda hiçten sanat yaratmaktır.