Ekoloji ve Ekosistem Uzmanı Prof. Dr. Turan Yüksek, “Aslında doğa uzun zamandan beri kuraklık sinyalleri veriyor. 30 yıllık süreçte yaptığımız her türlü müdahalelerdeki oluşan eksikler ya da hatalı uygulamalar bu sorunun oluşmasını hızlandırdı” dedi.
Küresel ısınmanın etkileriyle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde son aylarda azalan yağışlar, kuraklık tehlikesini de beraberinde getirdi. Birçok belediyeden vatandaşlara su tüketimini azaltmaları yönünde uyarılar yapılırken, uzmanlar ise su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi için doğru planlamalar geliştirilmesini öneriyor.
RTEÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Ekoloji ve Ekosistem Uzmanı Prof. Dr. Turan Yüksek, suyun ekosistemdeki döngüsü ile ilgili yapılan yanlışların düzeltilmesi gerektiğini belirterek, “Ekosistemde suyun kalış süresini arttırmak gerekir. Özellikle yağan kar sularının ya da karın ekosistemde depolanması ve kar sularının ekosistemde daha uzun süre kalmasına katkı sağlamak. Yağış halinde yağmur halinde ekosisteme giriş yapan suyun hızlı bir şekilde derelere, oradan denizlere kavuşmasını engelleyecek ve ekosistemde suyun kalmasını sağlayacak göletler yapılabilir. Tekniğine uygun ve ekolojik sistemler dikkate alınaraktan sorunun çözümüne katkı sağlayabiliriz” dedi.
‘ARZ TALEP DENGESİNE DE BAKMAK GEREKİYOR’
Yağışlarda mevsimsel döngüde bozulma olduğunu söyleyen Prof. Dr. Turan Yüksek, şöyle konuştu:
“Türkiye için düşündüğümüz zaman ulusal ölçekte belli bir oranda yağışlarda azalma var ama Kuzeydoğu Karadeniz çanağında böyle bir azalma söz konusu değil. Kuzeydoğu Karadeniz çanağında yıllık toplamdaki yağışlar, eskisi ile istatistiksel olarak ciddi bir oranda farklı değil. Yağışlarda azalma yok ama yağışların mevsimsel ve aylık dağılışlarında bir döngüsel bozulma var. Kuzeydoğu Karadeniz çanağında en fazla yağışın olduğu en geniş alan Rize olduğu için değerlendirme yaparsak; yağışın çok az olduğu dönemle, fazla olduğu dönem arasında da kendi içerisinde kuraklık olgusu ortaya çıkabiliyor.
İlkbahar döneminde yağış son derece düşüyor, toplam yağış yüzde 15’lere düşüyor ama yaza doğru yağış artıyor. Sonbaharda pik seviyesini ulaşıyor. Kışın tekrardan azalmaya geçiyor. Suyun sadece miktarı ile alakalı değil, arz talep dengesine de bakmak gerekiyor. Rize ilinin nüfusu döngüsüne baktığımız zaman mevsimsel olarak bazı aylarda nüfusun, yerleşik nüfusun çok üzerine çıktığı anlamına geliyor. Dolayısıyla nüfusun artması, dışarıdan gelen turist miktarının da artması Rize’deki su kaynakları üzerinde kullanım açısından ciddi bir baskı oluşturuyor.”
‘SU KAYNAKLARI İLE ALAKALI SIKINTILARI YAŞAYABİLİRİZ’
Doğanın uzun zamandan beri kuraklık sinyalleri verdiğini de kaydeden Prof. Dr. Turan Yüksek “Aslında doğa uzun zamandan beri kuraklık sinyalleri veriyor. 30 yıllık süreçte yaptığımız her türlü müdahalelerdeki oluşan eksikler ya da hatalı uygulamalar bu sorunun oluşmasını hızlandırdı. Bundan sonraki süreçte eğer aynı hatalara devam edersek geleceğe dönük olarak özellikle yağış, yağış akışı, ya da kısa süreli yağışlar ve içilebilir su kaynakları ile alakalı sıkıntıları yaşayabiliriz” dedi.