Muhabir, yazar ve gezgin Devrim Aktürk ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Devrim Aktürk, 4 kitabı hakkında bilinmeyenleri aktardı.
DEVRİM AKTÜRK KİMDİR? SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?
Ben Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde, 15 Ocak 1998 tarihinde hayata gözlerimi açtım. Erzurum Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü mezunuyum. 9 yıla yakın bir süredir de gazetecilik yapıyorum. Şu anda ise Diyarbakır Mücadele Gazetesi’nde muhabirlik yapıyorum. Aynı zamanda belgesel yönetmenliği, münazara eğitimleri, kamp liderliği, gezi çalışmaları ve azıcık şairlik, çoğunlukla da yazarlık faaliyetlerinde bulunuyorum. Her şeyden önce amacım kendimi geliştirmek, bildiklerimi öğretmek, bilmediklerimi ise öğrenmektir.
İLK KİTABINIZI YAZMAYA NASIL BAŞLADINIZ?
Ben küçüklüğümden beri şiir yazıp, metinler oluşturarak köşe yazarlığı ve sosyal medyada dijital içerik üreticiliği yapardım. Bu süreçler zarfında lise birden üniversiteye değin bir hanımefendiye aşık oldum. Ancak bu aşk manevi bir aşk, bir sevda, bir hissiyat, belki de bir ömür sürebilecek sevdanın birlikteliği misali bir mukadderat. Ben de bahse konu olan sevdiğim şahsiyet için yazdığım şiirleri bir araya getirerek ‘Hivru’ adında bir kitap meydana getirdim. Ardından ise Şoreş, devamında ise Derd ve Ayben isimli yeni kitapları da yayımladım. Toplamda dört adet kitabım bulunmaktadır.
“DERD” KİTABINIZI YAZARKEN O İNSANLARIN ÖLÇÜSÜNÜ KİTAPLAŞTIRMAK SİZE NEREDEN İLHAM OLDU?
Dört kitabımdan üçü şiir kitabı iken, bir tek “Derd” kitabım roman kitabımdır. Kitabımı askerdeyken yazdım. Bu kitabın ana konusu bir şehirlerarası otobüste geçiyor. Türkiye’nin bir çok ilinden otobüse binen ve her birinin hikayesi olan karakterler, yeni yaşamlarına gideceği bir serüven için İstanbul’a gitmek zorunda kalıyor.
KİTAPLARINIZIN FARKLI İSİMLERİ VAR BUNLAR KONUSUNDA NELER AKTARMAK İSTERSİNİZ?
İlk kitabımın ismi “Hivru”. Bahsettiğim sevdiğim kadının ismi Ayten idi. Ayten demek, ay yüzlü demektir. Kürtçe’de ise Hivru, ay yüzlü demektir. Yani Ayten ismine tekabül etmektedir.
Devrim isminin Kürtçesi ise Şoreş demektir. Aslında Şoreş şiir kitabım, Hivru kitabımın devamı niteliğindedir. Sadece kitaba kendi adımın Kürtçesi’ni bırakmak istedim. Ayben kitabım ise, Hivru ile Şoreş şiir kitabımın devamı özelliğine sahiptir. Ayben’i askerdeyken yazmıştım. Orada da Ayten isimli sevdiğim kadına yazdığım şiirler bulunuyor. Son olarak da Derd isimli kitabımın anlamı ‘acı’ veya ‘keder’ anlamına denk geliyor. Kitaptaki karakterlerin her biri acı dolu günler yaşadığı ya da yaşayacağı için, kitabıma Derd ismini vermeyi uygun gördüm.
4 KİTABINIZ DA SİZİN İÇİN TABİİ Kİ DEĞERLİDİR. ANCAK EN KIYMETLİ KİTABINIZ HANGİSİDİR VE HİKAYESİ NEDİR?
İlk kitap, ilk evlat gibidir. Onun yerini hiçbir şeye değişmezsiniz. Özellikle kitabı bastığımda 19 yaşındaydım. Beraberinde bu durum pek tabii ki ilk amatör kitap eserim olarak da literatüre kazanılabilir. Bu münasebetle tabii ki “Hivru” şiir kitabımın yeri çok ayrıdır. Hikayesini de aktardığım üzere; lise birden üniversiteye değin bir hanımefendiye aşık oldum. Ancak bu aşk manevi bir aşk, bir sevda, bir hissiyat, belki de bir ömür sürebilecek sevdanın birlikteliği misali bir mukadderat. Ben de bahse konu olan sevdiğim şahsiyet için yazdığım şiirleri bir araya getirerek ‘Hivru’ adında bir kitap meydana getirdim.
YAZARLIĞINIZDA EN ZORLANDIĞINIZ NOKTA NERESİYDİ?
Güzel eserler bırakabilmek için pek tabii ki marjinal ifadeler, cümleler, kıtalar ya da ifadeler yazmanız doğru olur. Bazen bu noktada zorlandığım oluyor. İlham dediğimiz fikriyata da katılanlardanım. Bazen ilham gelmeyince gelmiyor ve doğru ifadelerle metinleri, iğne nakışı misali dizemiyorsunuz.
PES ETTİĞİNİZ, ARTIK DÖNÜLMEZ DEDİĞİNİZ BİR NOKTA OLDU MU?
Çok defa oldu. Gazetecilikte oldu, gönüllülük çalışmalarımda oldu, belgesel yönetmenliğimde veyahut yazarlıkta oldu. Ancak pes etmek yerine her zaman doğruyu aramanın yolunu bulmaya çalıştım. Didindim, mücadele ettim ve bugün hayallerime doğru yürümenin mutluluğunu yaşıyorum. Dilerim benim gibi tüm gençler hayallerine varırlar.
HERKESİN HAYATINDA ZOR NOKTALAR OLMUŞTUR. SİZ DE BİR YAZAR OLARAK İNSANLARIN, GENÇLERİN EN DÖNÜLMEZ DEDİĞİ NOKTADA HAYATLARINDA HANGİ ALANLARA ODAKLANMALARINI ÖNGÖRÜRSÜNÜZ?
Kesinlikle pes etmemeleri yönünde, hayatlarına ve projelerine devam etmelerini tavsiye ediyorum. Belki vereceğim örnek doğru olmayabilir ama bazen parmağı olmayan, eli ya da kolu olmayan, bacağı olmayan veyahut yürümeyen yurttaşlarımızı görüyorum. Aslında pes edeceklerse ilk onlar pes etmeliydi ama etmiyorlar ve ben de her zaman onları örnek alıyorum. Elden ayaktan düşseler de mücadele etmeye, gayret göstermeye, inadına yaşamaya devam ediyorlar. Ben her daim onları örnek alıyorum ve almaya da devam edeceğim.
KİTAPLARINIZIN ASIL HEDEF KİTLESİ ÖĞRENCİLERDEN OLUŞUYOR. SİZCE SEBEBİ NEDİR?
Çoğunlukla öğrenci ya da genç kesim dediğimiz fertlerle iletişim halindeyim. Onlar her daim desteklerini sunup çalışmalarıma destek oluyorlar. Ben de onları mahcup etmemek için daha çok mücadele ediyor, çaba sarf ediyorum. Sanırım en büyük etken bu olsa gerek.
Bu imkanı sunduğunuz için de çok teşekkür ediyorum…