11 şehirde yüzbinlerce insanın hayatını etkileyen depremler, pek çok kişi ve kurumu yardım için harekete geçirdi. English Time Dil Okulları deprem bölgesine giderek sıcak yemek dağıttı, gönüllü çalışan ve öğrencileriyle kurtarma ekiplerine tercüme desteği verdi.
Kendisi de ekibiyle birlikte 10 gün boyunca sahada olan kurumun CEO’su Fatih Şimşek “Canımız yanınca herkesin aynı dili konuştuğunu gördük” dedi.
6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 şehri etkileyen yıkıcı depremin yaralarını sarmak ve depremzedelere yardımda bulunmak için, pek çok kurum ve kuruluş hızla organize olarak afet bölgesine gitti. Yardım kampanyası düzenleyenler arasında, English Time Dil Okulları’nın gönüllü ekibi de yer aldı. 10 gün boyunca depremden en çok etkilenen Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta görev yapan ekip, bölgeye ve yardımın ulaşamadığı köylere giderek toplam 200 bin kişiye sıcak yemek yardımında bulundu. Sahada zaman zaman duygusal anlar yaşayan gönüllü ekip, yemek yardımı yapmanın yanı sıra bağış toplayarak çadır, gıda, giyim ve hijyen malzemeleri de temin etti.
YABANCI EKİPLERE TERCÜME DESTEĞİ
Kendisi de ekibiyle birlikte 10 gün boyunca sahada olan English Time Dil Okulları CEO’su Fatih Şimşek, gönüllü tercümanlık da yaptıklarını söyleyerek şunları anlattı:
“Yurt dışından bize destek olmak amacıyla gelen arama kurtarma ekiplerine tercümanlık yapan öğrencilerimiz ve çalışma arkadaşlarımız oldu. Canımız yanınca herkesin aynı dili konuştuğunu bir kez daha net bir şekilde görmüş olduk. Bölge halkının acılarını paylaşmak ve imkanlar dahilinde onlara yardımcı olmak için ne gerekiyorsa yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz.”
“10 GÜN BOYUNCA SADECE YARDIM ORGANİZASYONUNA ODAKLANDIK”
Sahadaki deneyimlerini de anlatan Şimşek, “Deprem bölgesine üçüncü gün vardık. Karşılaştığımız tablo beklediğimizden çok daha acı ve vahimdi. Bölgeye kendi ekibimizden gönüllü çalışanlarımız, öğrencilerimiz ve merkez kadromuzla birlikte gittik. 10 gün boyunca tüm işlerimizi bırakıp sadece yardım organizasyonuna odaklandık. English Time Dil Okulları olarak, krizleri masa başından yönetmek yerine, her daim sahada olup krizi yerinde çözmeyi tercih ediyoruz. Yeri geldi arabada uyuduk, yeri geldi uyumadan elimizden geldiği kadar insanların yardımına koşmaya çalıştık” dedi.