TBMM Dijital Mecralar Komisyonu olarak bir ‘dezenformasyon yasası’ yapılması talebimiz var. Türkiye’nin buna ihtiyacı var” dedi.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, sosyal medyada dezenformasyonun önlenmesi için yasal düzenleme yapılmasına ihtiyaç olduğunu söyledi. Yayman, “Bize gelen ağ temsilcileri sosyal ağlar üzerinde yaşanan kirlilik, dezenformasyon, insan hakkı ihlalleri, siber faşizm, nefret suçları, ırkçılık gibi pek çok konuda bizimle beraber olduklarını, muhakkak hukuksal düzenlemenin yapılması gerektiği yönünde talepleri var. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu olarak bir ‘dezenformasyon yasası’ yapılması talebimiz var. Türkiye’nin buna ihtiyacı var” dedi.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, komisyonda sosyal ağ temsilcileri ile gerçekleştirdikleri görüşmelere ilişkin DHA’ya açıklama yaptı. Yayman, komisyon olarak verilerin Türkiye’de kalmasını, veri mahremiyetinin sağlanmasını, temsilciliklerin açılmasını ve dezenformasyon konularını ele aldıklarını söyledi.
Yayman, “Bir taraftan kişisel hak ve özgürlüklerin korunmasını diğer taraftan kamu düzeninin sağlanmasını, milli güvenliğin sağlanmasını arzu ediyoruz. Bize gelen ağ temsilcileri sosyal ağlar üzerinde yaşanan kirlilik, dezenformasyon, insan hakkı ihlalleri, siber faşizm, nefret suçları ırkçılık gibi pek çok konuda bizimle beraber olduklarını söyledi. Muhakkak hukuksal düzenlemenin yapılması gerektiği yönünde talepleri var.
Vatandaşlarımızın da hukuksal bir düzenleme yapılması yönünde talepleri var. Neden? Dijital ağlar insan hakkı ihlallerinin yapıldığı, nefret suçlarının işlendiği, insan ticaretinin yapıldığı, çocuklara şiddet, işkence yapıldığı, uyuşturucu ticaretinin yapıldığı bir kötülük merkezi haline gelmiş durumda. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu olarak bir ‘dezenformasyon yasası’ yapılması talebimiz var. İktidarıyla muhalefetiyle bir yasa yapma çabamız var” diye konuştu.
Avrupa ülkelerinden örnekler veren Yayman, “Siz Almanya’da ‘Cumhurbaşkanı öldü’ gibi İngiltere’de Kraliçe’nin hayatı üzerinden bir sosyal paylaşım yapabilir misiniz? Çünkü burada kanunlar var, bir hukuk düzeni var. Biz hep bunu söylüyoruz; gerçek hayatta suç olan dijital dünyada da suçtur. Kesinlikle yasaklama, engelleme değil. Biz Avrupa’da ne varsa Türkiye’de onun olmasını istiyoruz. Biz sosyal medya ile ilgili bir düzenleme değil dezenformasyon ile ilgili bir düzenleme yapıyoruz” dedi.
‘KÜRESEL SORUN HALİNE GELDİ’
Hüseyin Yayman, Türkiye’nin bu düzenlemeye ihtiyacı olduğunu belirterek, “Orman yangınlarının oluşturduğu tahribattan daha büyük zararı sosyal ağlar üzerinden görüyoruz. Dünya dijital bir savaş yaşıyor aslında. Tweet atmakla füze atmanın neredeyse eş değer hale geldiği bir zamandayız. Cephede görüyoruz insanların ellerinde silahlar ve aynı zamanda ellerinde cep telefonları var. Cep telefonları ile savaşı kaydediyorlar. Aslında cephede devam eden savaştan daha büyük bir meydan savaşı dijital dünyada yaşanıyor.
Sosyal ağlar, dijital ağlar bir füzenin nereye atılacağını belirleyemiyor; ama füzenin nereye atılmaması konusunda çok ciddi bir sosyal algı oluşturabiliyorlar. Rusya-Ukrayna savaşında gördüğümüz gibi orada yapılan dezenformasyonlar, savaşın kendisinden daha büyük bir savaşa neden oluyor. Bir nefret suçuna, ırkçılığa neden oluyor. Aynı şekilde savaş mağduru olan insanların ülkenin dışına çıkması noktasında da pek çok dezenformasyonun yaşandığını görüyoruz. Dezenformasyon küresel bir sorun haline gelmiş” diye konuştu.