Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle evleri ağır hasar alan ya da korktukları için içlerine giremeyen depremzedeler seralarda yaşıyor.
Samandağ’ın Avcılar köyünde oturan 42 yaşındaki Mehmet Ekreb, eşi, ablası ve 3 çocuğuyla seralarını kendilerine ‘ev’ yaptı. Köydeki seralar havadan da görüntülendi. Domatesleri söküp, evden alabildikleri eşyaları yerleştirdiklerini anlatan Ekreb, “Depremden beri 3 çocuğum, eşim, ablam, kardeşimle serada yaşıyoruz. Zor oluyor ama yapacak bir şey yok evlere giremiyoruz. Konteyner eve ihtiyacımız var” dedi.
Kahramanmaraş Samandağ’ın Avcılar köyünde oturan 42 yaşındaki Mehmet Ekreb, eşi, ablası ve 3 çocuğuyla seralarını kendilerine ev yaptı. Çocuklar, gece soğuktan gündüz ise sıcaktan içinde durulmakta zorlanılan seraların yanına serilen halılarda oyunlar oynayıp, resim çizerek deprem korkusunu bir nebze de olsa unutmaya çalışıyor.
Evden alabildikleri koltuk, yastık, yorgan, battaniye ve mutfak eşyalarını seralara yerleştiren aileler ise daha güvenli ve hijyenik olduğu için konteyner ev istiyor. Deprem anında çok korktuklarını söyleyen Ekreb, “Bir uyandık beşik gibi sallanıyoruz. Dua etmeye başladık, deprem bittikten sonra çocukları alıp dışarı çıktık o anda elektrikler kesildi. Hava çok soğuktu, baya korktuk. Depremden dolayı yıkılma, devrilme sesleri geliyorduö diye konuştu.
“SOBA KURDUK AMA ODUNUMUZ BİTMEK ÜZERE”
8 yıldır şeker hastası olduğunu ve ilaçlarını almak için yeniden eve girdiğini anlatan Ekreb, “Hava yağışlıydı, tandırın yanına sığındık. Çocuklar baya üşüyordu, kıyafetlerini aldık, tandırı yakıp ısınmaya çalıştık. Ablam hem şeker hastası hem de kanser tedavisi devam ediyor, ben de şeker hastasıyım ilaçlarımızı almaya çalıştık. Eve giremiyoruz, serada kalıyoruz. Seraya domates, salatalık ekmiştik onları söktük ve taşındık. Depremden beri 3 çocuğum, eşim, ablam, kardeşimle serada yaşıyoruz. Zor oluyor ama yapacak bir şey yok evlere giremiyoruz. Seranın içi soğuk ama yarım yamalak bir soba kurduk fakat odunumuz da bitmek üzere” dedi.
“DÜZENLİ BESLENEMİYORUZ”
Ekreb, “Daha iyi şartlarda kalmamız ve çocukların güvenliği için konteyner eve ihtiyacımız var. Eşim dışarıda kurduğumuz bir ocakta yemek pişirmeye çalışıyor. Banyoyu 10 günde bir anca yapıyoruz, derme çatma bir tuvalet yaptım. Rahat uyuyamıyoruz çünkü en ufak bir sesten korkuyoruz. Düzenli beslenemiyoruz. Elimizden geldiğince sebze ve meyve yemeğe çalışıyoruz ama bütçemiz yeterli değil. Çocukların istediklerini de her zaman alamıyoruz çünkü paramız, işimiz gücümüz yok” dedi.