Depremi Malatya’da yaşayan ve Trabzon’a gitmek için İstanbul’a gelen 9 yaşındaki Deniz Karataş, 15 Temmuz Demokrasi Otogarı’nda depremzedeler için oluşturulan konaklama alanında yaptığı resimde, enkazdan kurtulanları hastane odasında çizerek, üzerine ‘Lütfen iyileşin’ diye yazdı.
Deprem bölgesinden otobüslerle ayrılan depremzedeler, konaklayacakları yerlere gitmek üzere 15 Temmuz Demokrasi Otogarı’na geliyor. Polis, AFAD, İBB, ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı ekipler, depremzedeler için otogarda kurulan koordinasyon merkezinde, ulaşım ve planlama konusunda destek veriyor. KYK yurtlarına ya da yakınlarının yanında kalmak için gelenler, İBB tarafından ücretsiz ulaşım hizmetiyle diledikleri şehre yönlendiriliyor. Bu merkezde çocuklar için de psikolojik destek sağlanıyor. Depremzede çocuklardan 9 yaşındaki Deniz, yürek burkan bir resim çizdi. Enkazdan kurtulan ve hastanede tedavi edilen depremzedeleri çizen Deniz, resmine “Lütfen İyileşin” notu düştü. Merkezde, depremzede çocuklara psikolojik destek hizmeti de veriliyor.
“9 YAŞINDA ÖLMEK İSTEMİYORUM”
Malatya’dan Trabzon’a gitmek için otogarda bekleyen Karataş ailesinden anne Gülten Karataş, “İlk depreme uykumuzda yakalandık. Önce hafif bir deprem sandık fakat şiddetini görünce kendimizi aceleyle dışarı attık. O gün karlıydı, hava çok soğuktu. Üstümüze başımıza hiçbir şey almadan dışarı çıktık. İkinci depreme ise eve geri girdiğimizde tekrar yakalandık. O sırada ilk olarak annemi ve 9 yaşındaki oğlumu evden dışarı attım. Kızım evdeydi. Hala aklımdan gitmiyor o anlar. 9 yaşındaki oğlum ‘Anne ben 9 yaşında ölmek istemiyorum’ diye ağlıyordu. Hala içeride bir yerde durmak istemiyor. Eşim çocuklarım ve annemle İstanbul’a uçakla geldik, buradan Trabzon’a geçeceğiz. Ne yaparız artık bilemiyorum, çocuğum ben geri dönmek istemiyorum, beni başka yere götürün diyor.
Belki de orada hayat kurarız, bilemiyorum. Biraz da sakinleşmesini bekliyoruz, Malatya hayalet bir şehre döndü” dedi. Abla Nazlıcan Karataş ise, “Deprem süreci öncesinde üniversite sınavına hazırlanıyordum, sağlık alanında okumak istiyordum. Şu an kitaplarım dahi yok, hepsi hasarlı evimizde kaldı. Büyüdüğümüz yeri terk ettik, 9 yaşındaki kardeşimin bugün çizdiği bir resim beni çok etkiledi. Bir evin yıkılmasını, enkazdan çıkarılan, kolunda serum olan bir çocuğu çizmiş, üstüne de ‘Lütfen iyileşin’ diye not yazmış. Bu gerçekten büyük bir travma ve bu travmanın hesabını kimler verecek bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
“TANIDIK KİMSE YOK AMA, BİR YER BULUR KALIRIZ DİYE GELDİK”
Adıyaman’dan İstanbul’a gelen Ziya Dost isimli depremzede ise, “Evimiz yıkıldı, biz yıkıntılardan, komşularımızın merdiveninden çıktık. Yarım saat, bir saatten fazla bir süre enkaz altındaydık. Korku duyduk, burada ailemle birlikteyim. Bunları insan sadece yaşayarak anlayabilir. Buradan Tekirdağ’a yönlendirildik. Orada bize yardımcı olacaklar. Devlete sığınmışız başka hiçbir şeyimiz yok. Geride bir şeyimiz kalmadı, annemi ve ablamı da enkazda kaybettik. Sadece birkaç bavul içinde eşyamız kaldı” diye konuştu. Gaziantep Şehitkamil’den 4 kuzeniyle geldiğini ifade eden İrem Borazan, “Depremin başından beri dışarıda kaldık. Son 2 gün sosyal tesiste kaldık, sonra İstanbul’a geldik. Burada tanıdığımız kimse yok ama, bir yer bulur kalırız diye dört kuzen buraya geldik” dedi.