Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Milli Eğitim Bakanlığı ile ‘Afet Bölgesi Eğitim Destek Programı İşbirliği Protokolü’ törenine katıldı. Bakan Göktaş, projenin deprem travmalarının etkisinin azaltmasına da önemli katkılar sağlayacağını söyledi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in katılımıyla Malatya’da Mehmet Ali Aydınlar Fen Lisesi’nde ‘Afet Bölgesi Eğitim Destek Programı İşbirliği Protokolü’ programı düzenlendi. İmzalanan protokolle, afetten kaynaklı oluşabilecek sorun alanlarındaki olumsuz etkilerin ortadan kaldırılarak aile ve toplum düzeyinde ilişkilerin geliştirilmesi, öğrencilerin ve velilerin kendi kapasitelerini fark ederek daha da güçlendirilmesi hedefleniyor.
Ayrıca, afetten etkilenen 11 ildeki bireylere yönelik psikososyal destek, görsel sanatlar, spor, müzik ve bilişim alanlarında eğitim destek programları uygulanmasını öngören protokolle, yetişkinler, engelli ve yaşlılar için de sosyal alanlarda faaliyetler yapılması amaçlanıyor.
’11 EYLÜL’DE EĞİTİME SORUNSUZ BAŞLAMAK İÇİN GEREKLİ TEDBİRLERİ ALDIK’
Protokol imza töreninde konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, hasarın yoğun olduğu tüm il ve ilçelerde 11 Eylül’de eğitim-öğretim sürecinin sorunsuz bir şekilde başlaması için gerekli bütün tedbirleri aldıklarını belirterek, “Cumhurbaşkanımızın bu konudaki talimatı şimdi sorunsuz başlayacağız. En kısa zamanda da eskisinden daha imkanların geniş olduğu bir duruma kavuşacağız. Projeksiyonumuzu böyle çizdik” dedi.
Fiziki yapı itibariyle 6 Şubat tarihinden önceki derslik sayısının üzerinde bir derslik yakın bir zamanda hayata geçeğini ifade eden Bakan Tekin, şunları söyledi:
“11 Eylül tarihi itibariyle hiçbir sıkıntı olmadan eğitim-öğretim sürecini başlatacağız. Bazı fiziki yapılarımız, binalarımız 11 Eylül’e yetişecek. Bazıları bahar yarıyılına, kalan kısmını da inşallah 2024-2025 eğitim-öğretim yılının başına yetiştirmiş olacağız. İkinci tedbirimiz bölgede çalışan ve bölgeye atanan öğretmen arkadaşlarımız ile alakalı. Onlarla ilgili iki perspektiften bir çalışma yürüttük. Bir tanesi her şeye rağmen burada kalmak isteyen öğretmen arkadaşlarımız.
Burada yaşadıklarını bir duygu seline ve azmine dönüştürerek; ailesini ve yakınlarını kaybeden öğrencisini yalnız bırakmayarak, burada bir süre daha çalışmayı isteyen öğretmen arkadaşlarımız var. Bir de sürecin artık kendisine çalışma motivasyonu açısından olumsuz yansıyacağını düşündüğü ve yeterince verimli olamayacağına inandığı için yer değiştirmek isteyen arkadaşlarımız var. Birinci grupta olan arkadaşlarımızla müdürlerimiz tek tek konuştular. He bir öğretmenimiz aranarak barınma ihtiyaçlarının olup olmadığı kendileriyle paylaşıldı ve ona göre tedbirlerimizi aldık.
Arkadaşlarımızın barınma ihtiyaçlarını giderdik. İlave olarak bölgede çalışan arkadaşlarımızın hizmet puanlarının farklı yansımasını istedik. Burada çalışmak isteyen arkadaşlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Bir grup arkadaşımızda verimli olamayacaklarını düşündükleri için ayrılmak istedi, onlara da kolaylık sağladık. Öncelik hakkı tanıdık. Normal rutin yer değiştirme takvimi başlamadan onlarla ilgili süreci başlattık.
Yüzde 85’inin başvuruları gerçekleşti. Bir de bölgeye atanan arkadaşlarımız var, onların da konaklama ihtiyaçları giderilmiş oldu. Öğrenci arkadaşlarımızla ilgili de hazır bulunmuşluk düzeyini canlı tutacak, akademik kayıplarını telafi edecek programlar başlattık. Destek kursları açtık ve buna devam ediyoruz. Bir de velilerle ilgili özellikle yaygın eğitim üzerine yürüttüğümüz çalışmalar var.”
‘4 BİNİN ÜZERİNDE KURS MODÜLÜ VAR’
Bakan Tekin, fiziki ve maddi hasarları gidermek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın görevi olduğunu kaydederek, “Ama bundan sonraki kısım toplumsal hasarı gidermek ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile bizim üzerimizde ve bu sorumluluğu yerine getirmek için bir süreç başlattık. E-yaygın modülümüzde 4 binin üzerinde kurs modülü var.
Gençlerimiz, ebeveynlerimiz, ev kadınlarımız, çalışan insanlarımız ve meslek edinmek isteyen arkadaşlarımızın hepsi bu sürece başvurularını yaptıklarında hem İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz bünyesinde e-yaygın üzerinden hem de bu protokol kapsamında bu arkadaşlarımızın taleplerini yerine getireceğiz. Amacımız, okullarımız her zaman gündelik hayatın bir parçası olsun, öğretmen arkadaşlarımız sürekli toplum içerisinde rehberlik eden bir pozisyonda olsunlar. Bunu hayata geçirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
’11 BİNDEN FAZLA PERSONELLE, 2 MİLYONDAN FAZLA VATANDAŞIMIZA HİZMET VERDİK’
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise şubat ayında yaşanan asrın felaketi Malatya’nın da içinde bulunduğu 11 ilin çok büyük bir hasara sebep olduğunu ifade ederek, “Önemli kayıplar var. Bununla birlikte devletimiz bütün birimleriyle ilk andan itibaren depremden etkilenen halkımızın her zaman yanında oldu. Bakanlıklarımız, kamu kurum ve kuruluşlarımız, sivil toplum kuruluşları ve sahada görev yapan bütün paydaşlarımızla halkımızın farklı ihtiyaçlarını karşılamak için canla başla seferber oldular. Cumhurbaşkanımız deprem bölgesindeki illere özel ihtimam gösteriyor. Bizler de bu çerçevede gece gündüz çalışıyoruz.
Bakanlığımız ana çalışma alanları olan ayni destek koordinasyonu ve psikososyal faaliyetleri ile ekibimiz ilk günden itibaren hep sahada oldu. Onlara ayrıca tekrardan teşekkür ediyorum. Hayatın normale dönüş sürecinde de sahada olmaya devam ediyoruz. Aynı zamanda psikososyal destek ekibimizle deprem bölgesiyle birlikte bütün illerimizdeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Böylelikle depremden etkilenen vatandaşlarımızın iyileşme süreçlerini de yakından takip ediyoruz. Bu çalışmalarımız kapsamında, şimdiye kadar 11 binden fazla personelimizle, 2 milyondan fazla vatandaşımıza psikososyal destek hizmet sunduk” ifadelerini kullandı.
‘İŞİMİZ HAK SAHİPLERİNE, HAKLARINI TESLİM ETMEK’
Bakan Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak, afetin yol açtığı etkilerle mücadeleye yönelik çalışmalarının çok yönlü ve tüm ülkede devam ettirdiklerini belirterek, “Bu anlamda zaman içinde halkımıza sunduğumuz hizmetler güncel ihtiyaçlara göre çeşitlilik arz ediyor. Yaz mevsimini yaşadığımız şu günlerde örgün eğitim-öğretime ara verilmiş durumda. Sosyal iyileştirme faaliyeti olarak gördüğümüzde bu tür etkinliklere başlamak istiyoruz. Aynı zamanda travmaların etkisinin azaltmasına da önemli katkılar sağlayacak. Bugünkü protokolümüz de inşallah Milli Eğitim Bakanımız da tecrübe imkanlarını da sürecimize dahil edeceğiz.
Programımızı Milli Eğitim Bakanlığımızın ev sahipliğinde etkili bir işbirliği içerisinde yürüteceğiz. Yaş sınırı koymadığımız bu eğitime halkımız, anne baba, konu komşu, çoluk çocuk herkesin katılma imkanı olacak. Malatya ile birlikte 11 ilimizde psikososyal destek, görsel sanatlar, spor, müzik ve bilişim alanlarında hazırladığımız kurslarla halkımızın normal hayatlarına dönmelerini kolaylaştırmayı hedefliyoruz. Kurslarımızın katılımcılarına özel yeteneklerini keşfetmeleri, farklı hobiler edinmeleri ve gençlerin mesleki eğilimlerini bulmaları konusunda yardımcı olacağına inanıyoruz.
Büyüklerimiz “El işleyince gönül ferahlar” demiş. Bu çalışmaların birlikte üretim faaliyetlerine katılan insanların gönüllerinin ferahlamasına da vesile olacağına inanıyorum. Kim bilir yaz sonunda ne kıymetli eserler üretilmiş ne özel dostluklar kurulmuş olacak. Bu yönleriyle bizi oldukça heyecanlandıran bir süreç başlıyor. Halkımızı bu sürede yalnız bırakmamak amacıyla bir an önce hayata geçirdik. Deprem bölgesindeki özel şartların farkındayız ve normalleşmek için devletimizin bütün birimleriyle gece gündüz çalışıyoruz.
Bununla birlikte deprem bölgesine, Türkiye’nin diğer şehirlerine sunduğumuz hizmetleri sunma hedefimizden vazgeçmiyoruz. Çalışma programımızı tüm hizmetlerimizi olduğu gibi devam ettirecek şekilde kurguluyoruz. Bu ülkenin her karış toprağında yaşayan insanların sağlığı, mutluluğu, refahı bizim için her şeyden önce gelmektedir. Halkımızın eşit fırsatlara erişimini sağlamak öncelikli vazifelerimizden biridir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak, bizim işimiz, hak sahiplerine haklarını teslim etmektir. Milletimiz, devletine emanettir. Biz de bu emaneti kalbimizde taşıyor, sizlerin mutluluğu için hiçbir çalışmayı ihmal etmemeye özen gösteriyoruz” dedi.
Konuşmaların ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı afet bölgesindeki çocukların eğitimi için hazırlanan ‘Afet Bölgesi Eğitim Destek Programı İşbirliği Protokolü’ imzalandı.