DEKAMER Müdürü Prof. Dr. Yakup Kaska, denize atılan poşetin deniz kaplumbağalarına sıkılan kurşun olduğunu söyledi. Prof. Dr. Kaska, denize rahatça giriliyorsa bunun poşete benzeyen ve tehlikeli olan denizanalarını yiyen deniz kaplumbağalarına borçlu olunduğunu kaydetti.
Muğla’nın Ortaca ilçesindeki Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER), yaralı deniz kaplumbağalarının tedavisinin yanı sıra yuvalama kumsallarında koruma çalışmalarını ve çeşitli bilimsel araştırma projelerini sürdürüyor. DEKAMER bunun yanında çevrenin korunması ve insanlara doğa bilincinin aşılanması için bilgilendirmeler de yapıyor. DEKAMER bu kapsamda ‘Sıfır Atık Sertifikası’ aldı.
Denizli Pamukkale Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı ve DEKAMER Müdürü Prof. Dr. Yakup Kaska, denize atılan her naylon poşetin nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan kaplumbağaları ölüme götürdüğünü söyledi. ‘Deniz kaplumbağalarının doğada ne gibi faydası var’ sorusuna değinen Prof. Dr. Kaska, “Denizanaları gibi poşete benzer canlıları yemeleridir. Dolayısıyla yüzdüğümüz yerlerde turizm bölgelerinde denizanaları yoksa biz bunu deniz kaplumbağalarına borçluyuz. Burada aynı zamanda denize atılan poşetlerin denizanası gibi görünerek adeta deniz kaplumbağaların ölmesine ve plastiğin onlara olan etkisini daha iyi anlamamıza yaradığı için de çevrenin korunması ‘sıfır atık’ gibi çalışmalarda bu nedenle önemlidir, diyebiliriz” dedi.
Hem tesislerindeki çalışmaları hem de deniz kaplumbağalarının plastikle olan ilişkisini insanlara daha iyi anlatabilmek için görseller kullandıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Kaska, “Dolayısıyla denize atılan bir poşetin deniz kaplumbağasına gitmesi demek, aslında o kaplumbağaya kurşun sıkmak gibi eş değer bir etkisi var. Kaplumbağanın besin ve sindirim kanalını tıkayarak yüzememesine ve dalamamasına yol açıyor. Çok basit görerek attığımız nereye gittiğini bilmediğimiz bir poşet onların ölümlerine yol açabiliyor. Çevrenin korunması bakımından deniz kaplumbağalarının doğada ne kadar önemli olduğunu ve niçin doğaya plastik atılmaması gerektiğini bu şekilde anlayabiliriz” diye konuştu.
DEKAMER olarak ‘Sıfır Atık Sertifikası’nı aldıklarına da dikkat çeken Prof. Dr. Kaska, “Personel ve gönüllü sayısı 50’nin üzerinde olan kamu kurumları ile diğer kuruluşların 2019 yılında çıkan genelge gereği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na zorunlu olarak başvurması gerekiyor. Bu kapsamda biz de başvurumuzu 2022 yılında yaptık. 2023 yılının ilk sertifikasını da biz aldık. Dolayısıyla DEKAMER ‘Sıfır Atık Sertifikası’nı alan bir merkez olarak Türkiye’de yapmış olduğu çalışmalarla öncülüğe hizmet etmiştir” dedi.