Edirne’de halk arasında İtalyan Mezarlığı olarak bilinen mezarlık, defineciler tarafından tahrip edildi.
Mezarların kazıldığı, insan kemiklerinin çevreye atıldığı mezarlıkta incelemede bulunan Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, definecilere tepki gösterdi. Mezarlığın 19’uncu yüzyılda kentte Katoliklere ait olduğunu belirten Prof. Dr. Beksaç, en kısa sürede ıslah edilmesi gerektiğini söyledi.
Edirne’nin Yunanistan sınırındaki Karaağaç Mahallesi’nde bulunan ve halk arasında İtalyan Mezarlığı olarak bilinen mezarlık, henüz kimliği belirlenemeyen definecilerin hedefi oldu. Kazı yaparak mezarları tahrip eden ve taşlarını kıran defineciler, mezarlardan çıkardıkları kemikleri de çevreye attı. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, definecilerin tahrip ettiği mezarlıkta incelemelerde bulundu. Mezarlığın 19’uncu yüzyıldan kalma olduğunu söyleyen Prof. Dr. Beksaç, Müslüman, Musevi, Hristiyan mezarlıklarında kesinlikle define olmadığını belirtti.
Kaçak kazı yaparak mezarları tahrip eden definecilere tepki gösteren Prof. Dr. Beksaç, “Definecilerin her yerde olduğu gibi nereye gidersem gideyim her yerde karşıma çıkan rezilliğin başka bir örneği. Definecinin neyi kazdığı değil, yok ettiği tarih söz konusu. Her yerde karşımıza çıkan bir durum. Yıllardır burası aynı vaziyette, 1990’lardan başlayarak aynı öyküyü ben hep gördüm. Bu mezarlık sürekli bu şekilde karşıma çıkan yerlerden biriydi. Burayı kazmalarına şaşarım, burası Hristiyan mezarlığı, hiçbir şey bulamazlar. Müslüman, Musevi, Hristiyan mezarlığında define olmaz. Olması da mümkün değildir” dedi.
‘TEHLİKE ARZ EDİYOR, İSLAH EDİLMELİ’
Prof. Dr. Engin Beksaç, mezarlığın en kısa sürede ıslah edilmesi gerektiğini ve çökebileceği için tehlike arz ettiğinin altını çizerek, “Mezarlığın bu şekilde kalması çevrede yaşayan vatandaşlarımız ve özellikle çocuklarımız içinde tehlike arz ediyor. Çünkü aşağıda katakomplar, çukurlar var ve burası çökebilir. Buranın bir an önce ihya edilmesi gerekiyor. Burası şu an insanlık dışı bir olay olarak karşımıza çıkıyor. Bir kabristanı bu şekilde bırakmak hiç hoş değil. Çalı, ot, dikenle kaplanmış, ağaçlar çıkmış” diye konuştu.
‘ÖZELLİKLE KATOLİKLERE AYRILMIŞTIR’
Mezarlığın 19’uncu yüzyılın başlarından itibaren Edirne’de yaşayan İtalyan, Fransız ve Avusturyalı gibi Katolik tebaanın yoğun olarak yaşadığı Karaağaç Mahallesi’nin mezarlığı olduğunu belirten Prof. Dr. Beksaç, şunları söyledi:
“Fakat burası sadece bir Ortodoks mezarlığı değil, burası bir Katolik mezarlığıdır. Baktığımızda hem yukarıdaki hem de aşağıdaki katakomptan olsun bunu rahatlıkla anlamak mümkün. Özellikle bu bölgede demir yollarının yapılmaya başlamasıyla birlikte, 19’uncu yüzyılın ikinci yarısından sonra mühendisler diğer görevlilerle birlikte bu Katolik tebaanın nüfusu artmıştır. Büyük çoğunluğu da Avusturyalı ve Alman olarak karşımıza çıkıyor, bir miktar Fransız ve İtalyanın da burada defnedildiğini bilmekteyiz. İlginç olan 19’uncu yüzyılın sonlarında yoğunluk kazanan bir defin durumu var.
20’nci yüzyılın başlarından itibaren, bu defin olayları azalmaya başlıyor, buradaki Katolik tebaanın da ayrılmasıyla birlikte burası kendi haline terk ediliyor. Özellikle yaz dönemlerinde Kaleiçi semtinde yaşayan Katolik ve Ortodoks Hristiyanların, yazlık yaşam bölgesidir Karaağaç. Yoğun olarak Hristiyan tebaayı görmekteyiz. Buna bağlı olarak diğer elçiliklerin ve konsoloslukların da binaları olduğunu biliyoruz, buna bağlı olarak Karaağaç’ın yoğun olarak defnedilen bir mezarlığı mevcut. Ortodoks ve Musevi mezarlıkları ise Edirne’nin öbür tarafında yer alıyor. Burası özellikle Katoliklere ayrılmış bir mezarlıktır.”