Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Yargı sisteminin tümüyle yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç var” diyerek Yargıda Yapısal Reform başlığı altında “Gelecek Adalet Modeli” raporunu açıkladı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Yargıda Yapısal Reform başlığı altında “Gelecek Adalet Modeli” raporu hakkında konuştu. Davutoğlu “Evrendeki doğal düzenin de insan bedenindeki organik düzenin de toplumsal hayattaki insani düzenin de esası adalettir. Adalet her türlü toplumsal düzenin hem ilk erdemi hem de nihai koruyucu ilkesidir. Devletin ve toplumsal düzenin mayası ortak aidiyet bilinci ile karılır, bekası adalet ile teminat altına alınır. Devletin ve toplumsal düzenin sürekliliği fiili güç ile değil, adalet ilkesinin egemen kılınmasıyla mümkün olabilir. Fiili güç devletin kaslarıysa, adalet devletin yüreğidir.
Bir hayli yıpranmış ve halkın adalet talebini çağın ve ihtiyaçların gereklerine göre karşılamaktan uzak kalmış adliye hizmetlerinin iyileştirilmesi için Cumhuriyetin başlangıcından bu güne birçok reform projesi ortaya konulmuş ise de başarılı olunamamıştır. Yargı etkinliği, hızlı yargılama ve adalete güven gibi stratejik hedefler; konjonktürel baskılar, gelişmeler ve ihtiyaçlar gerekçe gösterilerek ötelenmiş veya vazgeçilmiştir.Başta sivil ve demokratik bir anayasa olmak üzere birçok proje veya reform çabaları hep gündemde olmasına rağmen hukuk düzenine ilişkin sorunlar bu güne kadar çözülemediği gibi daha da artmıştır.
Adalet sistemindeki yanlışlık, eksilik ve başarısızlıkların birçok nedeni vardır. Bilimsel, toplumsal ve teknik olarak yeterli ön hazırlık yapılmadan hayata geçirilen düzenlemeler, yargı mensupları başta olmak üzere kamu gücünü elinde bulunduranların yeniliklere ve dönüşüme karşı gösterdikleri dirençler, siyasetin yargı üzerinde yürüttüğü baskılar, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanamaması, hukuk eğitimi başta olmak üzere alt yapı ve fizikî eksiklikler, hukukun üstünlüğüne olan inanç ve demokratik bilinç yetersizlikleri bunlardan bir kısmıdır.
Tüm iktidarlar adalet sorununun esasına yönelik doğru politikalar yürütmek yerine uygulanması daha kolay ve genel geçer kuralları hukuki metinlere yeniden ve yeniden yazmak suretiyle sorunları halının altına süpürerek halkı oyalamayı tercih etmişlerdir. Vatandaşlarımız ise adliye kapılarında ömürlerini tüketmelerine rağmen adalete ve hakka erişmeleri mümkün olamamaktadır.
Vatandaşımız adalete erişiminde büyük sorunlar yaşamaya devam ettiği müddetçe sosyal bir hukuk devletinin gerçekleşmesi asla mümkün olmayacaktır.
Adalet hizmetlerinde yaşanılan temel sorunlar mevzuat eksikliğinden ziyade yargılama süreçlerinin hukuka ve insan onuruna uygun yürütülmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada, hukuk mevzuatına yönelik düzenleme teklifleri yerine yargı sorunlarının asıl kaynakları olan yanlış yargılama kültürünü düzeltecek tedbirlerin alınması hedeflenmiştir.
Yargı sistemimizin vesayet ile juristokrasi arasında savrulmaması için yaşadığımız tecrübelerin ışığında yeniden yapılandırılması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak yargının güç biriktirme değil güç denetleme niteliği kazanması ancak ve ancak güçler ayrılığı ilkesi ile mümkün olabilir. Bu bağlamda önerdiğimiz yapısal model temelde daha önce açıkladığımız “güçlendirilmiş parlamenter sistem” önerimiz temelinde ele alınmıştır.
Gelecek Partisi olarak ülkemizin adalet ilkesine dayalı, hukuk devleti anlayışı ile düzenlenmiş kapsamlı bir yapısal yargı reformuna ihtiyaç duyduğuna inanıyoruz. Bu bağlamda geliştirdiğimiz “Gelecek Adalet Modeli” ni üç ana sütun üzerine oturttuk: adalet ilkesinden hukuk devletine geçişi sağlayacak zihniyet devrimi, hukuk devletini yaşanır hale getirecek yapısal yargı reformu ve yargı işleyişini etkin kılacak süreçlerle ilgili eylem planı.
Önerilerimizin gerekçeleri ve hedefleri özel kitapçığımızda ayrıntılı olarak kamuoyuna sunulmuş ve partimiz internet sitesinde yayınlanmıştır.
Öte yandan, hem partimiz mensubu hem de dışarıdan çok sayıda seçkin hukukçu ve öğretim üyelerinin görüş ve tecrübeleri çerçevesinde oluşturulan ve Partimizin tek başına iktidara geldiğinde adalet sisteminin iyileştirilmesi yönündeki taahhüdü olan bu çalışmada belirtilen bazı görüşler, 28 Şubat 2022 tarihinde altı parti tarafından imzalanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakatından ayrışma anlamı taşımamakta olup, Partimizin söz konusu mutabakata bağlılığı güçlü bir şekilde devam etmektedir.” ifadelerini kullandı.
ZİHNİYET YENİLENMESİ;
- Halkın adalet ve hak arama bilinci geliştirilecektir.
- Hukuk eğitimi ülkemizin hukukçu ihtiyacı hedef alınarak yeni baştan düzenlenecektir. Hukuk fakültelerinde eğitim süresi 5 yıla çıkarılacak, yeterli altyapısı bulunmayan ve verilen sürede gerekli akademik kadro ve fiziki altyapıyı tamamlamayanlar kapatılacaktır.
- Hukuk mesleklerine kabul süreci yeniden düzenlenecek, mesleğe yeni başlayanlar yazılı meslek sınavı sonucu ile mülakata tabi tutulmaksızın hakim yardımcısı, savcı yardımcısı, avukat yardımcısı olarak istihdam edilecektir. Hakim, savcı ve avukatlığa geçiş sözkonusu yardımcıların katılabileceği yazılı sınav sonucuna göre mülakat yapılmaksızın gerçekleştirilecektir. Böylelikle mezunların yeterli mesleki tecrübeyi kazanması temin edildikten sonra ehliyet ve liyakate dayalı olarak mesleğe başlaması sağlanacaktır.
- Genç hukukçuların yazı işleri, icra, tapu sicil, ticaret sicil, cezaevi müdürlükleri, adli kolluk uzmanı vb. hukukun diğer alanlarına yönelmeleri teşvik edilerek bu görevlerin hukukun teemel prensipleri çerçevesinde yerine getirilmesi sağlanacaktır.
YAPISAL YENİLENME;
- Hakim, savcı, avukat ve mahkeme personelinin kalitesi meklek içi eğitimlerle artırılacak ve vatandaş odaklı bir yargılama anlayışı hakim kılınarak insanların mahkeme kapılarında ömür tüketmeleri önlenecektir.
- Hakimler Yüksek Kurulu kurulacak, kurulun özerkliği ve bağımsızlığı teminat altına alınacaktır. Kurul üyelerinin farklı kaynaklardan seçilmesinin yanı sıra, TBMM, Adalet Bakanlığı, Yargıtay, Danıştay ve TBB’nin kendi adaylarını doğrudan seçmesi ve seçici hiçbir organın kurulda çoğunluğu sağlayacak sayıda üye belirleyememesi, yargı bağımsızlığının teminatını ve çoğulculuğu sağlayacağı gibi Kurulun demokratik meşruiyetini de sağlam bir zemine oturtacaktır.
- Savcılar Kurulu kurulacak, Cumhuriyet Başsavcılıkları adliye dışında ve müstakil bir yapıda örgütlenecektir.
- Her il çevresinde bir Mahkeme Başkanlığı kurularak yargısal faaliyetlerin yerinden ve etkili bir şekilde yönetilmesi sağlanacaktır.
- Teftiş ve denetim işlemleri Bölge Adliye (İstinaf) yetki çevreleri esas alınarak 15 ayrı teftiş grup başkanlığı şeklinde örgütlenecek ve adli hizmetlerin mahallinde etkin denetimi sağlanacaktır.
- Adli kolluk teşkilatı kurularak ilk soruşturma evresinin hukuka ve hakkaniyete uygun şekilde yapılması, hukuki nitelemenin doğru yapılması ve delillerin eksiksiz toplanması sağlanacaktır.
- Adli kolluk teşkilatı hukuk fakültesi mezunlarından seçilerek hukuka aykırı gözaltı, hukuki niteleme ve fezleke düzenlenmeleri önlenecektir.
- Avukatlık mesleğinin itibar ve fonksiyon kaybı önlenecek, yargılamadaki etkinliği artırılacaktır. Yargılamada iddia ve savunma makamları eşit hale getirilecektir.
- Çoklu Baro uygulamasına son verilerek Tekli Baro sistemine geçilecek, ancak yönetimde nisbi temsil sağlanacaktır.
- Hakim, Savcı ve Avukatlık Kanunları yapılacak, disiplin hukukları yeniden düzenlenecektir.
- Devlete karşı işlendiği iddia edilen suçlar dahil olmak üzere her türlü ayrımcı uygulamaları ortadan kaldıracak, Türkiye’nin toplumsal barışı ve kardeşliğine katkı sağlayacak, açık, sade, kolay anlaşılır bir infaz ve tahliye sistemi öngören; çağdaş, mağdurun hakkını korurken mahkumun da ıslahına odaklı, tutuklu ve mahkumların başta sağlık ve can güvenlikleri ile insan onur ve ihtiyaçlarını tam anlamıyla temin edecek temel hak ve özgürlükleri koruyan, uluslararası sözleşmelere uygun yeni bir Ceza İnfaz Kanunu yürürlüğe sokulacaktı.
- Üyelerin tamamı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecektir.
- Beş üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, üç üyesi Danıştay Genel Kurulunun, iki üyesi Sayıştay Genel Kurulunun mesleğinde en az 20 yıl görev yapmış olan kendi üyeleri arasından, her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden,
- Dört üye, kamu hukuku ve siyaset bilimi alanlarında Yükseköğretim Kurumlarında en az 20 yıl öğretim üyesi olarak görev yapmış olan profesörler arasından,
- Üç üye ise en az 20 yıl fiilen avukatlık mesleğinde görev yapmış olan kişiler arasından
Seçilecektir.
- Bir siyasi partinin kapatılması veya hazine yardımından yoksun bırakılması, ancak o siyasi partinin şiddeti, hedeflerine ulaşmak için bir araç haline getirmesi durumunda söz konusu olabilecektir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bir siyasi parti aleyhine kapatma veya hazine yardımından yoksun bırakma istemiyle dava açabilmesi için TBMM Genel Kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğu ile karar vermiş olması şartı getirilmiştir. Ayrıca bu karar öncesinde kapatma veya hazine yardımından yoksun bırakma talebinin, Anayasa, Adalet ve İnsan Hakları Komisyonlarının birleşik toplantısında görüşülülerek bu komisyonların toplam üye sayılarının üçte ikisi ile karara bağlanması öngörülmüştür. Siyasi partiler aleyhine açılan davalarda Anayasa Mahkemesi, üye tamsayısının üçte ikisiyle karar verebilecektir.
SÜREÇ YENİLENMESİ;
- Kararların hızlı ve doğru bir şekilde çıkarılması ve etkili bir şekilde uygulanması sağlanarak yargılamanın etkinliği artırılacaktır.
- Yargı bağımsızlığı gerçek anlamda sağlanacak, hakimin mesleki dokunulmazlığı ve coğrafi teminatları tam olarak uygulanacaktır.
- Siyaset, sosyal medya kampanyaları ve sivil toplum kuruluşlarının yargılamayı etkileme faaliyetleri kesin olarak engellenecektir.
- Tutuklama kararlarının etkin bir şekilde denetlenmesi için her türlü yasal ve idari tedbirler alınacaktır.
- Başta işkence ve kötü muamele olmak üzere adil yargılamayı ve adalete erişimi engelleyen insan haklarına ve hukuka aykırı hiçbir uygulama veya yönteme müsaade edilmeyecektir.
- CMK görevlendirmeleri ve özellikle sorgu aşamasında yapılan işlemlerin önemine uygun olarak savunma hakkının gereği gibi kullanılması ve adil yargılanma hakkının temini için avukatlara hukuki ve idari her türlü destek sağlanacaktır.
- Arama, el koyma, tutuklama ve adli kontrol kararlarını vermekle görevli Sulh Ceza Hakimlikleri kaldırılıncaya kadar bu mahkemeler üzerlerindeki mevcut savcılık ve kolluk baskısına son verilecek, hakimliğin denetleme fonksiyonu güçlendirilecektir.
- Terör davalarının ceza hukukunun evrensel ilkelerine uygun şekilde yürütülmesi için gerekli tedbirler alınacaktır.
- Cezalar belirlenirken ve infaz edilirken veya af benzeri düzenlemeler yapılırken devlete karşı işlenen suçlar gerekçesiyle yapılan ayrımcı uygulamalar ve düzenlemeler ortadan kaldırılacaktır.
- İnfaz Yasasındaki eşitliğe ve hukuka aykırı uygulama ve düzenlemeler kaldırılacaktır.
- Cezaevi yönetimlerinin denetimli serbestlik hususunda gösterdikleri keyfi ve çifte standart oluşturan uygulamalarına son verilecek, aksi yönde davranan görevliler hakkında hukuki ve idari işlemler tereddüt göstermeden yapılacaktır.
- Kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı tüm uygulama, idari iş ve eylemler sona erdirilerek hiçbir şahıs ve kuruluşa imtiyaz tanınmayacaktır.
- Usul yasaları basitleştirilerek davaların tek celsede bitirilmesi ideali çerçevesinde düzenlemeler yapılacaktır.
- Bilirkişilik uygulaması yeniden düzenlenecek ve denetlenecektir.
- Adli tatil kaldırılacaktır.
- Mahkemelere gelen işyükünün azaltılması için uyuşmazlık çözüm yollarının etkinliği artırılacak, arabuluculuk, uzlaştırmacılık ve tahkim yolları yeniden düzenlenecektir.
- Yargılama pahalı bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılarak, harç ve vergiler makul seviyelere çekilecektir.
- Adli Himaye Sigortası (AHS) hayata geçirilecektir.
- İstinaf ve temyiz inceleme sürelerinin kısaltılması için gerekli yasal ve idari tedbirler alınacaktır.
- Başta AYM ve AİHM başvuru yolları olmak üzere bireysel başvuru yolları sadeleştirilecek ve etkinlikleri artırılacaktır.
- İcra ve iflas kanunu yenilecek ve icra daireleri yeniden yapılandırılacaktır.
- İcra dairelerinin personeli hukuk fakültesi mezunlarından seçilecektir.
- Özel hukuk davaları da dahil olmak üzere kamu idareleri aleyhine, vatandaş lehine hükmedilen tazminatların, bütçeden veya kurulacak özel fon tarafından derhal ödenmesi teminat altına alınacak; vatandaşların devletten olan alacakları için icra daireleri önünde çaresiz bırakılmaları önlenecektir.
- Şahsi borçlar açısından yapılacak düzenlemelerle takip borçlusunun şahsi iflası müessesi getirilecek, tüm mal ve alacaklarına el konulacak ve başka yöntemlerle ticari temsilci, ticari vekil, müdür gibi sıfatlarla başka şahıslar üzerinden ticari faaliyetlerini sürdürmesi engellenecektir.