Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu büyük ekonomik sorun yaşandığını söyleyerek ” Herkes etkileniyor. Bölge de etkileniyor.” dedi
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde esnaf ziyaretinde bulunan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, büyük bir ekonomik sorun yaşandığını belirterek, “Herkes etkileniyor. Bölge de etkileniyor. Şu an Türkiye’nin en büyük sorun yaşadığı şehirler Hakkari, Van, Bitlis ve Muştur. Böyle bir ekonomik yıkım, döküm esnasında önce gençlerimizin terörü yada başka gayri meşru yollara tevessül etmemesi için, bizim görevimiz bu gençlere istihdam etmemiz gerekir.” dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ziyaretleri kapsamında Hakkari’nin Yüksekova ilçesine geldi. İlçe merezinde esnafı ziyaret eden Davutoğlu, daha sonra Yüksekova Ticaret ve Sanat Odası’nda STK’larla bir araya geldi.
‘TÜRKİYE’DE KÜRTLERİN SORUN OLARAK GÖRÜLMESİNİ ŞİDDETLE KINIYORUZ’
Türkiye’de Kürt vatandaşların sorun olarak görülmesi ve sorunla anılmasına şiddetle karşı olduklarını söyleyen Davutoğlu, “Kürtler bu ülkede sorun veya tehdit değil. Biz bölge halkını ne dışlayıcı, ne de ötekileştirici baskıcı bir siyaset ve terör altında ezilmesine izin vermeyeceğimizi belirtiyoruz. Dünyada en fazla Kürdün yaşadığı ne iller Erbil, ne de Diyarbakır’dır. Tam aksine İstanbul’dur. En büyük Kürt şehri İstanbul’dur.” dedi.
BU HALKI KAYYUM İLE KCK ARASINA SIKIŞMAKTAN KURTARACAĞIZ’
Kayyum atalarına karşı olduğunu da belirten Davutoğlu, “Kayyum atamasına karşıydım ve şunu söyledim. KCK’da yanlıştır, kayyum da yanlıştır. Türkiye’nin sınır ötesindeki Kürtlerle yakın diyaloglarını hep sağladım. Çünkü benim zihnimde Irak’taki, Suriye’deki Kürtlerin himayesi Amerika dertlerini dinleyecek biri olmaz. Onların tarihi ve referansları İstanbul ve Ankara’dır. Çanakkale’de, Sarıkamış’ta nasıl beraber olmuşsak, bundan sonrada beraber olacağız. Büyük bir ekonomik sorunu yaşıyoruz, herkes etkileniyor. Bölge de etkileniyor. Şu an Türkiye’nin en büyük sorun yaşadığı şehirler Hakkari, Van, Bitlis ve Muştur.
Böyle bir ekonomik yıkım, döküm esnasında önce gençlerimizin terörü yada başka gayri meşru yollara tevessül etmemesi için, bizim görevimiz bu gençlere istihdam etmemiz gerekir. Onurlu bir hayat oluşturacağız. Yüksekova’nın dağlarına gittiğimde kendimi Toroslarda zannettim. Hepimiz bu ülkenin asli sahipleriyiz. Ülkenin yarısına gidemedikten sonra Kürtçeyi tehdit unsuru gibi, sanki bu ülkenin dili değilmiş gibi veya Kürtçeyi bir ihanet işareti gibi yansıtanlar, bu ülkenin birliğine hizmet etmezler. Terör örgütünün hendekler ve barikatlar döneminde en fazla mağdur ettiği kesimler Yüksekovalı iş adamlarıydı. Bana geldiler, nerelerde baskı altında olduklarını anlattılar. Kamu düzenini devlet demokrasiyle taçlandıracak, bu halkı KCK ile kayyum arasına sıkışmaktan kurtaracağız.” diye konuştu.