Dara Antik Kenti’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı kararıyla 12 aylık kazı statüsü verildiği ve bu kararla neredeyse mahalledeki her aileden 1 kişinin kazılarda çalışabileceği söylendi.
Mardin’e bağlı 150 haneli kırsal Dara Mahallesi’nde bulunan Dara Antik Kenti‘nde yapılan kazı ekibinde 40 mahalleli de çalışıyor. Kazı Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Metin, antik kente Kültür ve Turizm Bakanlığı kararıyla 12 aylık kazı statüsü verildiğini ve bu kararla neredeyse mahalledeki her aileden 1 kişinin kazılarda çalışabileceğini de söyledi. Büyükşehirlere göç veren mahalleli ise bu sayede göçün sona ereceğini ve geri dönüşlerin başlayacağını söyledi.
Mardin’e 30 kilometre uzaklıkta bulunan Dara Mahallesi’nde yer alan ve tarihte Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşim yerlerinden olan Dara Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmalarında dünyada eşi benzeri olmayan 1500 yıllık toplu mezarın yanı sıra çeşitli yapılar ortaya çıkarıldı. 6’ncı yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun Doğu’daki son kalesi olarak kabul edilen Dara ve çevresi, o dönem savaşların en yoğun olduğu bölge olduğundan 18 metre uzunluğunda ve 3 metre genişliğinde surlarla çevrilerek bir savunma sistemi oluşturuldu.
Yaklaşık 40 bin nüfusun barındığı kentin su ihtiyacı da yapılan sarnıçlar aracılığıyla giderildi. Bizans İmparatorluğu dönemine ait yapıların bulunduğu alanda yapılan kazı çalışmalarında bu sarnıçlar da ortaya çıkarılmaya başlandı. Dara Mahallesi’nde yaşayan 40 işçinin istihdam edildiği antik kentteki kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı kararıyla 12 aya çıkarıldı. Dara Antik Kenti Kazı Başkanı ve Kafkas Üniversitesi Arkeoloji bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Metin, kazı çalışmalarının aynı zamanda bir istihdam alanı olduğunu belirterek, “Bu bakımdan Kültür Varlıkları ve Müzeler Müdürlüğü’ne teşekkür etmek gerekiyor. Çünkü daha önceki kazılar sezonluktu. Yazın 2- 3 ay sürmekteydi. Bu açıdan işçiler işe başlayıp, adapte olana kadar kazılar bitiyordu” dedi.
‘HER HANEDE 1 KİŞİ KAZI ALANINDA ÇALIŞACAK’
Doç. Dr. Metin, kazı çalışmalarında mahalle sakinlerinin istihdam edilmesiyle köylülerin antik kente olan bağlılığı ve korumacı anlayışının da gelişeceğini belirterek, “Şu anda kazı alanımızda 40 işçimiz bulunmaktadır. Bunlar bakanlığın protokolü doğrultusunda olasılıkla 12 aya yaydırılacak. Yani köyde neredeyse hemen her hanede bir insan sigortalı olarak kazı alanımızda çalışacak.
Bununla aynı zamanda köylülerin de kente olan bağlılığı, kenti korumacı anlayışı da gelişmiş olacak. Çünkü çalışan işçilerimize bunu da aşılamaya çalışıyoruz. İleri ki dönemlerde köylülerle beraber ortak toplantı yaparak, bu kent hepimizin, buradaki değerler hepimizin, gelen ziyaretçilere hepsine misafirperverliğimizi gösterelim babında çeşitli konuşmalar yapacağız. Bu da bizim eğitimimizin ayrı bir safhası” diye konuştu.
‘ÇALIŞMALAR UZUN YILLAR DEVAM EDECEK’
Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcisi Serkan Turan, 2020 yılı kazı çalışmalarının Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle haziran ayında başladığını anımsatarak, “Dara’nın antik kent olarak hakimiyet alanı çok geniş. Buna paralel olarak da turizm potansiyeli çok yüksek. Buradaki çalışmaları önümüzdeki uzun yıllar kapsamında devam ettirmeyi planlıyoruz.
Bu bağlamda bakanlığımızın da ayırdığı belli bir bütçe söz konusudur. Şu anda bizim kazı alanında 40 işçi ve 10 uzman olmak üzere 50 personelimiz mevcut. İşçilerimiz, aynı zamanda Dara Mahallesi’nde yaşayan işçiler. Kazılar sadece bir antik kent kazısı değil. Aynı zamanda bir istihdam da sağlamış oluyoruz. Önümüzdeki dönemde kazıların devam etmesiyle çok önemli bulgular bekliyoruz. Özellikle Bizans öncesi döneme ait kazılar sonucunda elde edeceğimiz bulgular, geçmişle günümüzü aydınlatması anlamında çok önemli olacaktır” ifadelerini kullandı.
‘KAZILAR DEVAM ETTİKÇE KÖYE DÖNÜŞLER DE OLUR’
Dara Mahallesi’nde yaşayan ve kazı çalışmalarında istihdam edilen üniversite mezunu Abdulhamit Ekti, kazı çalışmalarının mahalleye getirisinin çok olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“2009’da ilk kazı çalışması yapıldığında üniversiteye de başladım. 3 ay boyunca köyde çalıştım. Şu an üniversite mezunuyum. Dicle Üniversitesi Ebediyet Bölümü Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü’nü bitirdim. Bu sene 2 buçuk aydan beri çalışma tekrardan başladığı için hocalarımızla birlikte çalışıyoruz. Bu kazı çalışmasının köyümüze getirisi de çok. Onun dışında tarihimize de getirisi çok. Doğu’nun Efes’i deniliyor.
Şu an 40’a yakın arkadaşla çalışıyoruz. Günden güne daha güzel eserler çıkıyor. Bu hastalık olmasaydı turist sayısı günden güne artıyordu. Devletimiz, bu imkanları sağladığından dolayı da memnunuz. 150 haneye yakın bir köy. Dışarıya çıkanlar da var ama bu kazı devam ettiği sürece nüfus artışı da olur. Çocuklara çok büyük bir faydası olur. Eğitim açısından, kültür açısından çok güzel bir karma olur diye düşünüyorum. Bu kazılar devam ettikçe köye dönüşler de olur.”
Kazı çalışmalarından önce çobanlık yapan 6 çocuk babası Abdurrahman Ekti ise “Önceki yıllarda 1- 2 ay çalışıyorduk. Şu an 12 aya çıkarılacak. Allah devletimize zeval vermesin. Çobanlık yapıyordum. Şu an burada çalışıyoruz. Sigortamız yatırılıyor. Sosyal güvencemiz var. Şu anda kazı ile ilgili bilgi sahibi de oluyoruz. Köyümüze de katkısı çok. Her yerden turist geliyor” şeklinde konuştu.