Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2053 vizyonunda ana taşıyıcının eğitim ve kültür olacağını söyledi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen ‘Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde konuştu. Erdoğan, ödül verecekleri ilim ve kültür insanlarının arasında yer alan Teoman Duralı’yı 2 hafta önce ebediyete uğurladıklarını hatırlattı. Erdoğan, Duralı’yı rahmetle yad ettiklerini belirterek, “Zonguldak Filyos bölgesinde, şu anda gerçekleştirdiğimiz muhteşem kavşak düzenlemesi, tüneller onların olduğu bölgede bilim-sanatın dışında oraya da inşallah ismini vermek suretiyle yaşatacağız” dedi.
Erdoğan, günümüzde küresel sistemi yönetenlerin en güçlü silahlarının müziğiyle, sinemasıyla, edebiyatıyla, modasıyla, kültür araçları olduğuna dikkat çekerek, “‘Yumuşak güç’ diye tarif ettiğimiz bu araçlar yeri geldiğinde askeri güçten, teknolojik güçten, finansal güçten çok daha etkili operasyon vasıtalarına dönüşmektedir. Günümüzde bunlara bir de teknoloji destekli internet tabanlı enstrümanlar eklenmiştir.
Öyle ki dünyada internet içeriğini kimlerin yönettiği, kimlerin elinde atom bombası olduğundan çok daha önemli hale gelmiştir. Ancak ne kadar çok kişiyi bünyesinde eritirse eritsin, ne kadar çok içerik üretimi yaparsa yapsın, bu araçlar hala geleneksel kültür ve sanat faaliyetlerinin insan ruhunda bıraktığı etki oluşturmanın çok uzağındadır. Teknolojinin ve internetin sunduğu sınırsız denebilecek imkanlar, insanın ruhundan, kalbinden, gönlünden süzülüp gelerek şekillenen eserlerin yerini dolduramaz, dolduramayacaktır” diye konuştu.
‘RABBİM İNSANI TÜM YARATILMIŞLARDAN ÜSTÜN KILMIŞTIR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilgisayara gerekli yazılımın yüklenmesi halinde roman da yazdırılabildiğini, resim de yaptırılabildiğini, müzik de bestelenebildiğini söyledi. Erdoğan, “Ama bu asla bir insanın ürettiği kültür-sanat eseri olmaz, olamaz. Bilgisayar bir insanın hayatında edinemeyeceği kadar geniş bir teknikle çalışabilir; ama ortaya çıkan ürün yazılımı kodlayan kişinin ve o koda göre çalışan sistemin ufku kadardır.
Halbuki insan zihninin ve kalbinin üretebileceklerinin sınırı bilinen ölçülerle ifade edilemeyecek kadar geniştir, derindir, büyüktür. Rabbimiz insanı diğer tüm yaratılmışlardan üstün kılmıştır. Dolayısıyla insanın aklı ve kabiliyetleri konusunda mukayese edilebileceği başka bir varlık vardır. Bunun için de teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanı kültür ve sanat eserleri üzerinden ortaya koyduğu derinliği, nezaketi, zarafeti, letafeti aşamayacağına inanıyorum” dedi.
‘KÜLTÜR-SANAT İNSANLARIMIZDAN PROJELER BEKLİYORUZ’
Erdoğan, ruhu esir bir insanın bedeninin özgür olamayacağına vurgu yaparak, “Kültür ve sanatta yapacağımız atılımla ruhumuzu esaretten kurtaracağız ki bedenimizi de özgür kılabilelim. İşte bunun için medeniyetimizi yeniden yükseltmek istiyorsak, öncelikle bakacağımız, vaktimizi, enerjimizi, kabiliyetimizi teksif edeceğimiz alan kültür ve sanattır. Geçtiğimiz 19 yılda demokrasi ve kalkınma alanında gerçekleştirdiğimiz büyük atılım gerçekten tarihe geçecek bir başarının ifadesidir. Bundan sonra artık kültür-sanat ve onun nesillerden nesillere aktarıcısı olan eğitim alanlarına yoğunlaşmamız gerekiyor ve yoğunlaşıyoruz.
Bunun fiziki mekanlarını şu anda inşa, imar, ihya ettiğimiz gibi tabii bu fiziki mekanların içini de her yönüyle doldurmamız gerekiyor. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılına atfettiğimiz, 2023 hedeflerimiz daha çok maddi kalkınma unsurlarımızdan müteşekkildi, inşallah 2053 vizyonumuzun ana taşıyıcısı eğitim ve kültür olacaktır. Kültür-sanat insanlarımızın her birinden 2053 vizyonumuzu şekillendirecek somut teklifler, somut projeler bekliyoruz. Çünkü bu hepimizin ve bizden sonraki nesillerin ortak geleceğinin meselesidir” ifadelerini kullandı.
‘TERÖRİSTLER BRANDALAR ASMIŞTI’
Erdoğan, çok kısa bir zaman içerisinde tarihi Rami Kışlası’nı da Millet Kütüphanesi’nin İstanbul versiyonu olarak hizmete alacaklarını belirterek, “Üstelik bunların çoğunu da güya kültür-sanat adına önümüze çıkartılan nice engellere, yürütülen nice kara kampanyalara rağmen hayata geçirdik, hayata geçiriyoruz. İstanbul’daki yeni Atatürk Kültür Merkezi binasının safahatını hatırlayın, o binanın gövdesine ne tür brandalar asmışlardı. Teröristlerin brandalarını oranın gövdesine asmışlardı. Onları bizler indirdik. Emniyetimiz onları indirdi, layık olduğu yere gönderdi. Şimdi biz ne yalanlarla ne iftiralarla boğuştuğumuzu bu eserlerle hem ülkemize hem dünyaya ispat ediyoruz. Kararlılıkla yolumuza devam ettik” dedi.
Türkiye’de üretilen televizyon dizilerinin 150’den fazla ülkeye ihraç edildiğini belirten Erdoğan, “Amerika’dan sonra en fazla dizi ihraç eden ülke durumdayız. Aynı şekilde farklı kültür-sanat dallarında pek çok başarılı insanımız dünyanın dört bir yanında ülkemizi temsil ediyor. İnşallah bu güzel iklimi sürekli güçlendirerek devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.
ÖDÜLER SAHİPLERİNİ BULDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’ni sahiplerine verdi. Bilim-Kültür alanında ödüle layık görülen Teoman Duralı’nın ödülünü oğlu Deniz Duralı alırken, müzik alanında ödül alan İdil Biret adına ödülü kuzeni Beyza Üntuna Koparal, görsel sanatlar alanında ödül alan Alev Ebuzziya adına ödülünü kardeşi Talha Ebuzziya, sinema alanında ödül alan Cüneyt Arkın adına ödülünü eşi Betül Cüreklibatır, sahaflık alanında ödül alan İbrahim Manav adına kızı Ayşegül Bardakçı, vefa ödülünü alan Kemal Tahir adına ödülü Kemal Tahir Vakfı Başkanı Cengiz Yazoğlu aldı.
Edebiyat alanında Gürbüz Azak ve kaligrafi alanında Etem Çalışkan ise ödüllerini bizzat kendileri aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Etem Çalışkan arasında samimi diyaloglar geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çalışkan’dan maskesini çıkarmasını isterken, “Maske tüm yakışıklılığınızı gizliyor” dedi. Çalışkan ise yaptığı bir tabloyu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye etti.