Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hemotoloji-Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nurdan Taçyıldız, çocukluk çağı kanser vakalarında yaşam oranının yüzde 67’den yüzde 75’e çıktığını belirtti.
Aynı zamanda Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği (TPOG) Başkanı olan Prof. Dr. Nurdan Taçyıldız, 15 Şubat’ın ‘Uluslararası Çocukluk Çağı Kanseri Günü’ olduğunu hatırlatarak, “15 Şubat tüm dünyada ‘Çocuk Kanserleri Farkındalık Günü’ olarak anılıyor. Buradaki amaç çocukların da kanser olabileceğini duyurmak. Ve dolayısıyla eğer bir bulgu varsa çocukların da kanser olabileceğini düşünüp, bir an önce çocuk hekimlerine ve bizlere ulaştırmak. Çünkü erişkinlerde de olabildiği gibi aslında çocukta da erken tanı başarının anahtarı. Eğer bir çocuk erken tanı alırsa yaşaması çok daha yüksek.
Ayrıca daha az tedavi vereceğimiz için geç yan etkiler de daha az oluyor. Bir çocuk bu hastalığı yenip tedavisinin ardından yaşadığında önünde 70-80 senelik bir dilim oluyor. Ama bunu kaliteli yaşamak da yaşam kadar değerli. Çocukta, lenf şişkinliği olabilir, ateş olabilir, halsizlik, vücudunda bir döküntü ya da şişlik olabilir. Veya gözünde parlama olabilir. Kemiklerinde ağrı olabilir. Bu gibi geçmeyen durumlarda mutlaka bir çocuk hekimine ondan sonra da gerekiyorsa da çocuk onkologlarına başvurmaları gerekiyor” dedi.
‘GELİŞMİŞ ÜLKELERDE YÜZDE 85’
Prof. Dr. Taçyıldız, kanserin sadece yetişkinlerde görülmediğini vurgulayarak, “Aslına bakarsak yaşlandıkça kanser riskimiz artıyor. Dolayısıyla yetişkinlerde daha sık. Ama kanserlerin yüzde 1-2’lik kısmı da çocukluk çağında görülüyor. Türkiye çocuk nüfusunun yoğun olduğu bir ülke. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin hemen hepsi böyle. Dolayısıyla biz gelişmiş ülkelerden daha çok çocukluk çağı kanseri vakalarını görüyoruz. Türkiye’de yılda 3 bin- 3 bin 500 civarında çocukluk çağı kanseri görüyoruz; 0-18 yaş grubunda.
TPOG Derneği olarak kendi kayıtlarımızı tutuyoruz. Bu kayıtlarda yılda 3 bin hastanın olduğunu görüyoruz. Ve oradan alınan analizlerimize göre de son 10 yılda bu çocuklarımızın yüzde 75’i yaşıyor. Ondan önceki 10 yılda ise yüzde 67’si yaşıyordu. Bu çok değerli bir veri. Demek ki iyiye gidiyoruz. Ama bu rakam gelişmiş ülkelerde yüzde 85. Demek ki yüzde 10 kadar bir yol almamız gerekiyor. Bu da neye bağlı; erken tanıya çok bağlı. Son 10 yılda biraz yol aldık; ama daha çok yol almamız lazım. Altyapımızı ve bu alanda çalışan insanlarımızı daha çok desteklememiz lazım” diye konuştu.
Prof. Dr. Taçyıldız, Türkiye’de çocuklarda en fazla lösemi ve lenfoma görüldüğünü belirterek, “Özellikle bizim ülkemiz bir lenfoma ülkesi. Bunun nedeni lenfomaya neden olan bir enfeksiyon. Bu enfeksiyon bizim gibi kalabalık toplumlarda biraz daha yaygın olarak görülüyor ve maalesef lenfomanın etkenleri içerisinde. O nedenle bizde lenfoma daha fazla. Gelişmiş ülkelerde ise beyin tümörleri bize göre sık” ifadelerini kullandı.