Çocukluğum benim için, her insanın olduğu gibi önemli bir zaman olgusudur. Çocukluğumda azdan mutluluk duyan insanlardık. Fakirdik ama mutluyduk.
Bir tas çorba ile karnımız doyar, Allah’a binlerce kez şükrederdik. Çocukluğumun Muğla’sını, sokaklarını, mimari yapılarına olan özlemim anlatmak ile bitmez, yazmakla tükenmez. O çağımda çok sevdiğim bir sanatçı olan Murat Kekilli’nin geçen günlerde, doğum gününe rast geldim. Birden aklıma çocukluğum aklıma geliverdi.
Kendisi değerli bir Anadolu rock temsilcisidir. Barış Manço, Murat Göğebakan, Barış Akarsu, Kıraç, Umut Kuzey, Erkin Koray, Cem Karaca Anadolu rockın önemli temsilcileridir. Bunun içerisine Murat Kekilli’yi koymamak olmaz elbette. Fakirdik, geçimimizi zor sağlardık. Murat Kekilli ailemizden biri gibiydi. ‘‘Açtım ola Şameli’nin gülleri” dediği vakit yüreğimizin bam teline dokunurdu. Albümü çıktığı zamanlarda, annem çalışarak biriktirdiği paralardan bana verirdi, git Karagözlünün kasetini al derdi. Murat Kekilli halkın sanatçısıdır, her daim bizden biridir. Tüm şarkılarını ezbere bildiğim Anadolu’nun bağrından kopup gelen değerli bir sanatçıdır.
“Külüstür Motor ile Konsere Yolculuk”
Bundan yıllar önce, Murat Kekilli, Yatağan’a konsere gelmişti. O dönemden ne bir arabam vardı ne de bir motorum. Konseri son dakika öğrenmiştim. Otobüsle gelip gitmek sıkıntılı olacaktı. Bu konsere illa gitmeliydim, çünkü çocukluğumun kahramanı Muğla’ya gelmişti. Zaman daralmaktaydı, aklıma Can Dostum Deniz gelivermişti. Kendisine Yatağan’a gitmemiz gerektiğini, benim için hayat memat meselesi olduğunu belirttim. Sağ olsun kırmadı beni, eski külüstür, bir motoru vardı. ‘‘Bizi yolda koymaz, merak etme!’’ diyerekten beni rahatlatmıştı. Motordaki seyahatin tadını lüks arabalarda bile alamıyorum.
Menteşe ile Yatağan arası 20-30 dakikalık bir mesafe, motoru Deniz kullandı. Murat Kekilli’yi görmek, canlı dinlemek belki de hayatımın en güzel günüydü. Yatağan’a varmıştık, konser alanı tıklım tıklım insanlarla doluydu. Deniz’le arkalarda kalmıştık, bir an deniz bir boşluk bularak en ön sıraya kadar beni götürmüştü. Aman Allah’ım, Murat Kekilli tam karşımdaydı sanki bir rüyadaydım, uyanmak istemediğim. Halkın Sanatçısı kelimesi ona o kadar yakışıyordu ki…Mutluluğun coşkusuyla önden bağırmaya başladım, ‘‘Murat abi, sen benim çocukluğumsun, adamsın adam.’’ Kendisi bunu duysa gerek, ön tarafta olan benim sahneden havadaki elimi tutarak onaylayıcı bir tavır göstererek beni mutlu etmişti. Konser bitmiş, yine emektar motorumuzla dönsün geri, Menteşeye geri dönmüştük.
“Değer Bilenlere Selam Olsun”
Murat Kekilli çok özel bir sanatçıdır, beyefendidir. Halkın içinden biridir. Böyle bir sanatçının değerinin bilinmemesi beni üzen bir noktadır. Gene yıllar önce Efsane Komutan Osman Pamukoğlu, Menteşe’ye imza gününe gelmişti. Uzun bir bekleyiş sonrasında kendisiyle kısada olsa bir sohbetimiz olmuştu.
-Paşam merhaba, Muğla’mıza hoş geldiniz. Size bir soru sormak istiyorum, bu ülkenin insanı neden sizin değerinizi bilmiyor?
Paşa önce gözlerimin içine baktı, sonrasında o naif sesiyle unutamayacağım sözleri söyledi,
-Hoş bulduk evlat, evet bu soru her gittiğim yerde bana soruluyor. Sana şunu söyleyeyim, dön bir arkana bak, baktığında beni anlayan insanları göreceksin. Bu insanlar zamanından, planlarından fedakârlık ederek cumartesi gününde benimle az da olsa, zaman geçirmek isteyenler. Beni kendileri gibi görenleri göreceksin. Bu bana yeterli, bunun içerisinde sende varsın. Diyerek beni mutlu etmişti. Ülkemize değer katan kıymetli insanlarına sahip çıkmamız lazım. Murat Kekilli’de bu ülkenin bir değeridir. Çocukluğumun Başkahramanı Murat Kekilli ağabeye, mutlu, huzurlu yıllar diliyorum. Sanat ve sanatçılar iyi ki varlar.